Kürt Ulusal Kongresi
Kürt Ulusal Kongresi yillardir Kürtlerin gündeminden düsmeyen bir konu.
Kürt Ulusal Kongresi, uzun bir aradan sonra 2008 yilinin son aylarinda HAK-PAR olarak kendileriyle yaptigimiz bir görüsmede Kürdistan Bölgesi Baskani Sayin Mesut Barzani tarafindan bir kez daha gündeme getirildi ve ondan sonra da güncelligini korudu.
Türkiye’deki Kürt partileri olarak bu konuyu görüsmek üzere 25 Mayis 2011 tarihinde bir kez daha Sayin Barzani’ye ziyarete bulunduk. Söz konusu görüsmede Sayin Barzani ile Ulusal Kongre’nin toplanmasinda mutabakata varildi. Kongre’nin ayni yilin sonlarina dogru yapilmasi öngörüldü. Kongre hazirlik çalismalarini yürütecek komisyonun çerçevesi bile ana hatlariyla belirlendi. Ne yazik ki 14 Temmuz 2011 tarihinde PKK’nin gerçeklestirdigi Silvan baskinindan sonra Ulusal Kongre çalismalari askiya alindi. Çünkü Türkiye yeniden bir siddet sarmalina girdi ve Sayin Barzani’nin perspektifi açisindan Ulusal Kongre toplama kosullari ortadan kalkmis oldu.
Bu kez 22 Temmuz 2013 tarihinde Sayin Barzani’nin çagrisi üzerine Kürdistan’in dört parçasindan yaklasik 40 Kürt partisi ve kurumunun temsilcisinin katilimiyla Kürt Ulusal Kongresi hazirliklarini görüsmek amaciyla Selahaddin kentinde bir toplanti gerçeklestirildi. Söz konusu toplantida Ulusal Kongre için 21 kisiden olusan bir Hazirlik Komisyonu seçilirken Kongre’nin de bir ay içinde toplanmasi prensip olarak kabul edildi.
Neden Ulusal Kongre?
Kürtler bakimindan bir Ulusal Kongre’yi gerektiren önemli tarihsel ve siyasal nedenler var. Birinci Dünya Savasi sonrasinda olusan düzende bölge halklarinin her biri varligini sürdürecek bir statüye kavusurken, Kürtler sadece statüsüz birakilmakla kalmadi, ayni zamanda yasadiklari cografya Türkiye, Iran, Irak ve Suriye arasinda parçalanarak paylastirildi. Kürtler, geçen yüz yil boyunca boyundurugu altinda bulunduklari devletler tarafindan parya muamelesi gördü; ezildi, horlandi, dili ve kültürü yasaklandi, ulusal varligi inkar edildi. Kürtlerin özgürlük yönündeki her talebi kan ve katliamlarla bastirildi ve bu durum Halepçe örneginde oldugu gibi soykirim boyutlarina ulasti.
Ne var ki bir yüz yil boyunca devam eden onca baski ve zulme karsin Kürtlerin hak ve özgürlük talepleri yok edilemedi. Öte yandan Kürtlerin dört parçada da dile getirdikleri ve ugrunda mücadele ettikleri mesru talepler bir ve benzerdi. Kendi ulusal kimliklerini özgürce yasamak ve yan yana yasadiklari halklarla esit haklara sahip olmak Kürdistan’in dört parçasindaki Kürtlerin ortak talebi olageldi.
O halde Kürtlerin özgürlük ve esitlik talepleri etrafinda bir araya gelmeleri ve bunun için gerekli mekanizmalari olusturmalari son derece anlasilir bir durum.
Kürt Ulusal Kongresi’nin amaçlarindan birisi, dört parçada özgülük ve esitlik için mücadele yürüten Kürtler için ortak bir akil ve strateji olusturmaktir. Sayin Mesut Barzani’nin de sikça ifade ettigi gibi Kürtler savas istemiyor. Onlar, özgürlük taleplerini hem dünyaya hem de bölge devletlerine barisçil yöntemlerle, daha gür ve etkin bir sekilde iletmek istiyor. Kürt Ulusal Kongresi bu açidan Kürt halkinin hakli davasina bölgede ve dünyada daha saygin ve agirlikli bir konum kazandirabilir. Onun uluslar arasi boyutunu ve mesruiyet çitasini yükseltebilir.
Kürt Ulusal Kongresi’nin bir amaci da Kürtler arasindaki iç hukukun temel ilkelerini tayin etmek olabilir. Kongre, Kürtler arasi iliskilerde siddetin dislanmasi, farkliliklara saygi ve kabul, demokratik katilimcilik, çogulculuk vb. ilkelere iliskin norm ve denetim mekanizmalari olusturabilir.
Öte yandan Ulusal Kongre’nin bölge devletleri bakimindan herhangi bir tehdit olusturmasi için hiçbir neden yoktur. Aksine Kürtlerin özgürlük yolunda kat edecekleri her adim komsu ülkelerin demokratiklesmesine, bir bütün olarak bölgede baris ve istikrarin tesisine ciddi katkilar saglayabilir.
Neden simdi?
Dün Ulusal Kongre Kürtler için bir arzuydu, gelinen asamada yakici bir ihtiyaca dönüstü.
Ortadogu kayniyor. Birinci Dünya Savasi sonrasi statüko çözülüyor. Bir yüz yil boyunca yok edilmek ve üstü örtülmek istenen Kürt sorunu basta olmak üzere cografyanin gerçekleri bütün çiplakligi ile ortaya çikiyor.
Dünyada soguk savasin son bulmasi ise Kürtlerin hak ve özgürlüklerini diyalog ve barisçil yöntemlerle elde etmeleri için daha elverisli bir ortam sunuyor.
Bu gün Kürtler Irak içinde federe bir statüye sahip. Federe Kürdistan Bölgesi Irak’ta bir istikrar vahasi durumunda. Demokrasi alanindaki çarpici deneyimleri, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda kaydettigi gelismelerle göz kamastiriyor.
Suriye’de yasanan altüst olus süreci orada yasayan Kürtler için yeni gelismelere kapi aralayacak türden. Gelinen asamada Suriye’nin eski tarzda varligi sürdürmesi mümkün degil. Suriye’nin onu olusturan etnik ve dini farkliliklara uygun demokratik ve federal bir biçimde yeniden yapilanmasindan baska bir çözüm görünmüyor. Baska bir ifade ile Suriye’de Kürtlerin özgürlügüne ulasmasi için kosullar giderek olgunlasiyor.
Kürt Ulusal Kongresi’nin esas olarak enerjisini Türkiye’de baslayan çözüm sürecinden aldigina kusku yok. Bu yilin basindan itibaren silahlarin susmasi ve ardindan da PKK’nin sinir disina çekilme karari ile devam eden süreç, Kürt sorununun barisçil ve siyasal yöntemlerle çözümü yönündeki umudu artirdi. Ve Kürt Ulusal Kongresi’nin toplanmasi için uygun bir zemin hazirladi.
Su bir gerçek ki, Türkiye, bölge devletleri içinde Kürt sorununu barisçil yöntemlerle çözmek için en çok imkâna sahip ülke. Kör topal demokrasi deneyimi ve bati dünyasi ile iliskileri Türkiye’nin bu alandaki isini kolaylastiran faktörler. Türkiye’de kalici bir baris ve sürdürülebilir bir istikrarin saglanmasi da esas olarak Kürt sorununun çözümüne bagli.
Türkiye’de baslayan çözüm sürecinden aldigi enerjiyle toplanacak Kürt Ulusal Kongresi, çözüm sürecinde bir sinerjiye yol açarak Kürt sorununun esitlikçi çözümüne ivme kazandirabilir. 25.07.2013