Makale

Uzun ve sicak bir kis

Simdiden tahmin etmek zor degil. Uzun ve sicak bir sonbahar ve kis geçirecek ülke.

O denli çok iç ve dis dinamik, siyasal-toplumsal ve küresel fay hatlari hareket halinde ki önümüzdeki bir, iki yil ülkenin belki de 30-40 yillik gelecegini etkileyecek.

Bu kosullarda ve yeni gündelik hayatin ritmi geregi ‘su olacak’ demek mümkün degil elbette. Ön kabullere, olasiliklara ve her bir aktörün özellikle de ‘oyun kurucu’ aktörlerin senaryolarina bakarak ‘belirsizligin ve karmasikligin içinden’ neler olabilecegini anlamaya ve tahmin etmeye çalisabiliriz ancak.

Pes pese üç seçim yasanacak. Dogal takvime göre önce yerel seçimler, gelecek yaza Cumhurbaskanligi ve 2015 yazinda da genel seçimler. Yerel seçimler ve Cumhurbaskanligi seçim takvimi belli ama genel seçim takviminin degisme olasiligi var. Bu olasiligin istatistiki yüzdesini bilemiyoruz ama var.

Ak Parti’nin Baskanlik, yari baskanlik ya da partili cumhurbaskanligi arayislari tikanmaya yaklasmis görünüyor. Hala bu modellerden birisini zorlayabilir belki ama Meclis’ten bir anayasa degisikligi olasiligi giderek azaliyor. O zaman Ak Parti tek basina ve halk oyuyla degisikligi zorlayabilir. Ama üç seçim öncesinde böylesi bir referandumu zorlar mi?

Bir yandan Ak Parti kutuplasmayi basindan itibaren körükleyecek, çogaltacak bir söylemi izleyerek toplumsal destegini hem diri hem de büyük tutmayi amaçlamis ve de basarmis görünüyor olabilir. Ama öte yandan da kendisi disindaki herkesi karsi kutupta zorunlu ve zimni bir araya gelise de zorlamis oldu. Böylesi bir kutuplasma ikliminde halk oylamasi hele üç seçim öncesi bir halk oylamasi riskini göze alir mi? Simdilik zor görünüyor.

Eger Erdogan yeni tanimlanmis bir rolle degil var olan yetki ve sorumluluklar ile Cumhurbaskanligina razi olursa, o zaman da baska düzenlemeleri hedefleyebilir.

Ak Parti’nin ve Erdogan’in önünde çok kritik iki karar daha var. Erdogan sonrasi partinin basinda kim olacak, daha da önemlisi Ak Parti’nin ve hükümetin yeni kadrolari nasil olusacak? Normal takvimleriyle seçimler yapilirsa, Erdogan yeni lideri belirleyebilir ama yeni kadrolari belirleme gücünü yeni liderle paylasmak zorunda. Varolan yetki ve sorumluluklarla Cumhurbaskani olacaksa o zaman da bu siyasi kadrolar üzerinden yönetme gücünü sürdürmek zorunda. O nedenle yeni kadrolari belirleme gücünü paylasmak istemeyebilir. Bu ve benzeri meselelere Erdogan’in üretecegi cevap genel seçimlerin de tarihini belirleyecek.

Meclis’te yeni anayasa olasiligi giderek yok oluyor demistik. Hele CHP’nin ve MHP’nin tutumuyla birakin yeni anayasayi bazi düzeltmeler bile artik neredeyse imkansiz görünüyor. Partilerin görünür tutum ve söylemlerinden öte birbirlerine karsi olan derin güvensizlik psikolojisi siyaseti tikamis hatta rehin almis durumda. Herkes digerini yanlis yapan olarak degil kötücül aktör olarak görüyor. Üç seçim öncesinde de bu derin güvensizligi asma olasiligi çok düsük.

Yeni anayasa basarilabilseydi eski düzenin tümüyle bertaraf olmasi olacakti. O nedenle de yeni anayasa süreci bir bakima nihai hesaplasma. Eskinin egemenleri simdilik bu yolu kapamis görünüyor. Ak Parti de kutuplastirici söyleme esir olarak bu tikanmaya mahkum olmus oldu.

Hala ülkenin de Ak Parti’nin de yumusak karni Kürt meselesi. Kürt meselesi ise giderek bölgedeki, Irak, özellikle Suriye ve hatta Misir’daki gelismelerden bile dogrudan etkilenecek hale gelmis durumda.

Tipki anayasa meselesinde oldugu gibi Ak Parti hem Kürt meselesini hem de bölgedeki olan bitenleri içeriye dönük kutuplastirmanin bir araci halinde yönetmekte israr ediyor.

Kutuplasma öylesine iki tarafin aktörlerini ve medyayi da rehin almis durumdaki, gündelik hayatin içindeki hiçbir olay dogal dinamikleriyle degerlendirilmeyecek de yönetilmeyecek de. Bir grev karari ya da HES insaatlarinin birindeki bir protesto ve hatta bir caddedeki yaya geçidinin yerine dair tartisma bile bu kutuplasmanin içinden degerlendirilecek.

Simdi içte de dista da herkesin senaryolari seçimler üzerine artik. Nihai hesaplasma yeni anayasa düzleminden seçimler zeminine kayiyor.

Bu nihai hesaplasma ve kutuplasma psikolojisi her aktörün tüm söylem ve tutumlarini belirliyor.

Kutuplasmanin gündelik hayatin dogal ritmini bile bozacak hale gelmesinin ürettigi sonuçlar kimsenin umurunda degil artik. Bu duygu hali de ülkenin hararetini artiriyor ve önümüzdeki kis daha da artiracak.

——————————————–

T24-!6 Agustos

Bekir Agirdir

Back to top button