Makale

Özürlerle yaziyorum: ODTÜ ve basörtüsü

ODTÜ’de basi açik bir genç kiz, basörtülü bir kiza ‘buradan gidin, sizi burada istemiyoruz’ diyordu. Görüntülerde bu vardi.

Cumhurbaskani, Basbakan, Bakanlar… Hepsi bu tepkinin ‘basörtüsü’ne yönelik oldugunu sandi.
Bir dakika! Ben de öyle sandim. Dünkü yazimda olayi böyle yorumladim.
Oysa olayin basörtüsüyle bir ilgisi yoktu. Cumhurbaskani, Basbakan, bakanlar ne yapar bilemiyorum ama ben bu nedenle hem ilgililerden, hem de okurlarimdan kocaman bir özür diliyorum. Bagislayin lütfen.
Olayin aslina gelince… Basörtülüye tepki gösteren basi açik kiz ögrenci, sunu diyordu: ‘Burada stant açip ODTÜ’ye kayit yaptiran ögrencileri cemaat yurtlarini seçmeleri için ikna etmeye çalisiyorsunuz. Bunu yapamazsiniz. Sizi istemiyoruz’. Yani mesele ‘basörtüsü’ degil, ‘cemaat yurtlarina kayit yaptirma çabasi’ idi.
Simdi soralim: Olay böyle olunca durum kurtuluyor mu?
ODTÜ’ye kayit yaptirmaya gelen ögrencileri, cemaat yurtlarini seçmeleri için ikna etmeye çalismak suç mudur? Isteyen bunu yapamaz mi? Buna müdahale etmek mesru mudur?
‘ODTÜ cemaatin av sahasi olmayacak, ODTÜ’lü ögrencileri kandirmaniza izin vermeyecegiz’ diyen o sahislara sesleniyorum: ODTÜ’yü kazanacak kadar zekâ ve birikime sahip olan bir ögrenci, avanak bir av midir? Hangi propagandaya maruz kalirsa kalsin kendi seçimini yapamaz mi?
Hem ‘cemaat yurtlarina kayit yaptirmaya çalisamazsiniz, burada sizi istemiyoruz’ demek de ne oluyor? Bu küstahligin cüreti nereden geliyor? Orasi senin babanin mali mi?
Diyeceksiniz ki ‘Iyi de kardesim protesto hak degil mi? Cemaat yurtlarina kayit yaptirmaya çalisanlar protesto edilemez mi?’ Tabii ki protesto haktir… Tabii ki onlar da protesto edilebilir…
Ama bunu ‘taciz’ boyutuna tasimadan yap. Git, sen de aç on metre ötede bir stant… Oradan yap protestonu… ‘Git buradan… Seni istemiyoruz’ bencilligi, dayatmasi ve küstahligina bulasmak da ne oluyor? Elindeki pankarti karsindakinin gözünün içine sokmaya kalkismak da ne oluyor? Sen kimsin?
Peki bu küstahlik nedeniyle ‘Iste ODTÜ bu’ falan denebilir mi? Birkaç kisinin yanlis tutumu, bütün üniversiteye mal edilebilir mi? Ortaya çikan bu nahos tutumu, koca bir üniversiteyi karalama malzemesi olarak degerlendirmeye çalismak hakkaniyete sigar mi? Konu ODTÜ olunca, genelleme yapmak serbest mi? Buna da basta Cumhurbaskani, Basbakan ve bakanlar olmak üzere tüm ilgililer cevap vermeli.
Gerçek su: ODTÜ’de basörtülü ögrencilere yönelik herhangi bir taciz söz konusu degildir. Basörtülü ögrenciler, ODTÜ’de hiçbir tacize maruz kalmadan özgürce ögrenimlerine devam etmektedirler. Bir yasak, bir sinirlama yoktur. Bu yillardir böyledir.
Hatirlayalim: Gezi eylemlerine selam duran ODTÜ mezuniyet töreninde onlarca basörtülü ögrenci de, diger arkadaslariyla birlikte ellerinde pankartlarla geçit yapmislardi.
‘ODTÜ ve basörtüsü’ baglaminda yapilan tartismanin, ODTÜ’den geçen yola gösterilen tepki ile uzaktan yakindan bir ilgisi yok… Yola tepki gösterenleri, ‘bunlar basörtüsünü de karsi’ diyerek karalamak uyaniklik olabilir ama gerçegi yansitmaz.
Kim ne derse desin: Dünyanin en saygin egitim kuruluslarinin açikladigi ‘Dünyanin En Iyi Ilk Yüz Üniversitesi’ siralamasina Türkiye’den sadece ODTÜ girebilmektedir. ODTÜ, Türkiye’nin yüz akidir.

Sadece basörtülüler mi?

GÜNDEMDEN uzak kaldigim için izleyememistim.
Yilmaz Özdil’in dünkü enfes yazisini okuyunca…
Ben de izledim Istanbul olimpiyat tanitim filmini.
Izledikten sonra da karar verdim:
Yilmaz Özdil hakikaten tam yazmis: Ne bir eksik, ne bir fazla.
*
Hakikaten de numune olsun diye bir tek basörtülü bile yok filmde.
Sadece basörtülü mü?
Çarsafli bir hanimefendi de yok.
Nur yüzlü sakalli bir amca da yok.
Istanbul sokaklarinda serazat gezen cübbeli, sarikli bir sahsiyet de yok.
Bagcilar da yok, Esenler de yok.
Ayasofya’nin içinden Hiristiyan unsurlara vurgu var ama nedense ‘Ayasofya cami olsun’ talebine en küçük bir gönderme yok.
‘Öyle kiyafetler var ki kültürümüze ters’ cümlesi akillardan uçmus, kültürümüze ters olmayan kiyafet yok.
Kullanilan müzik desen… Bizim müzik kültürümüzle alakasi yok.
*
CHP’liler çekseydi bu filmi…
Ne biçim teoriler attirirlardi ortaya:
‘Öz kültürüne yabancilasmis Batici aydinlar’ cümlesinden girerler, ‘kendi insanlarindan utaniyorlar’ cümlesinden çikarlardi.
‘Türkiye bu degil’ cümlesinden girerler, ‘bu ülkede basörtülüler de yasiyor kardesim’ cümlesinden çikarlardi.
‘Halkina yabancilasmis aydin’ teorilerinden girerler, ‘öz yurdunda garipsin basörtülü bacim, öz yurdunda parya’ edebiyatindan çikarlardi.
‘Benim medeniyetim baleyle anlatilamaz’ diye çikisirlar, ‘Batsin böyle tanitim’ diye kestirip atarlardi.
‘Ezanin üzerine Rihanna sarki söylüyor, bu düpedüz dine ve dince kutsal sayilan degerlere saygisizlik’ derler, belki de bir savci dava açmaya bile kalkardi.
*
Iyi ki CHP’liler çekmedi bu filmi…
Böylece…
Lügatler paralanmaktan, teoriler hirpalanmaktan, ‘öz kültürümüz edebiyati’ çignenerek sakiz yapilmaktan kurtulmus oldu.

Picasso

ATV, bir sinema filminde azicik görünen bir Picasso resmini müstehcen diye sansürlemis.
*
Picasso öyle ecis bücüs çizer ki insan suretlerini, onun çizdigi herhangi bir sözde müstehcen resim, birakin en küçük bir istah açmayi, insani ancak cinsellikten sogutabilir.
O derecedir yani.
Bir insanin herhangi bir Picasso resminden cinsellik çagrisi çikarabilmesi için bayagi yüksek bir testosteron sahibi olmasi gerekir.
*
Kisacasi ‘ATV’deki sansürcüye dikkat’ diyorum, baska da bir sey demiyorum.

Eyy Times

GEZI olaylarinda bir grup ünlü sanatçinin ilanini yayinladigi için Basbakan Erdogan tarafindan ‘Eyy Times’ diye asagilanan Ingiliz The Times gazetesi, Türkiye’nin olimpiyatlari almasi için destek veren bir basyazi yayinlamis.
*
Bakalim bu durumu…
‘Basbakanimiz bir eyy çekti, The Times hizaya girdi’ diye ilk kim yorumlayacak?

Dozer

EskIden bir siyasetçiyi parlatabilecek tek bir eylem vardi:
Tankin önüne çikmak…
*
Aninda hizaya geçmek, derhal uyum saglamak, hemen tornistan etmek…
Bizim siyasetçilerin önemli hususiyetlerindendir.
Bu nedenle…
Bu topraklar, tankin önüne çikma cesareti sergileyen bir babayigit siyasetçiye tanik olmadi maalesef.
*
Fakat sira dozer önüne çikmaya gelince…
Isin rengi degisti:
Gezi Parki’nda agaç kesmeye gelen dozerlerin önüne Sirri Süreyya Önder çikti.
ODTÜ’de agaç kesmeye gelen dozerlerin önüne ise Hüseyin Aygün çikti.
*
Umalim ki dozer karsisinda sergilenen bu kahramanlik, gerektiginde tank karsisinda da sergilensin.

CHP, Sarigül’ü aday yapacak mi?

BILMIYORUM.
Vallahi de bilmiyorum, billahi de bilmiyorum.
*
Ama bildigim bir sey var:
CHP, oy alma potansiyeli bu derece yüksek bir ismi Istanbul’dan aday yapmaya yanasmazsa…
Partinin anahtarlarini Tayyip Erdogan’a teslim etse yeridir.

———————————————-

8 Eylül-Hürriyet

Ahmet Hakan

Back to top button