Sayin Erdogan, ‘kusura bakma’ biz gitmiyoruz
TC yöneticileri, Son günlerde hak talebinde bulunan Kürdleri bir yerlere gönderiyorlar.
Son olarak Adiyaman’da konusan TC Basbakani Erdogan, tekçi devletin resmi söylemini bir kez daha dillendirdikten, ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet'” diye haykirdiktan sonra, ‘Bu 780 bin metrekarede ikinci bir devlet isteyenler kusura bakmasinlar, kuracaklarsa baska yerlerde kursunlar’ diye buyuruyor.
Basbakan böyle diyor, sürekâsi ve yardimcilari da ayni telden çaliyorlar.
TC kabinesinin ‘vicdanli’ üyesi Bülent Arinç da Kürdçe egitim isteyenler Güney Kürdistan’a gitsinler diye buyuruyor!
Hatirladigim kadariyla, TC devletinin en has adami ve yöneticilerinden Süleyman Demirel de, turban taktiklari için üniversiteye alinmayan kiz ögrencilere, ‘egitim almak istiyorlarsa Suudi Arabistan’a gitsinler’ diyerek, Arap yarimadasinin yolunu göstermisti
Demirel’in bu yönlendirmesine uyan Erdogan, turban takan kizlarini Arabistan’a olmazsa da Amerika’ya göndermisti
Yani TC Basbakani hakli talepleri karsilamak yerine talep edenlere baska kapi göstermenin ne demek oldugunu, nasil bir aciya yol açtigini, nasil bir öfke ve kizginliga neden oldugunu, yasadigi için biliyor.
Biliyor bilmesine de, hakli talepleri karsilayacagina, talepte bulananlara baska kapilari göstermekte hiçbir beis görmüyor.
Öyle anlasiliyor ki haklarini talep eden bazilarini bir yerlere gönderme, gitmeyenleri Agri’da, Piran’da, Zilan ve Dersim’de oldugu gibi katletme, Türk devletini yönetmek için gerekli olan sartlardan birisi
Böyle giderse, yani AK Parti Hükümeti her talepte bulunanlari bir yerlere gönderirse, örnegin Gezi Parki eylemcilerine agaci bol ‘Amazon Ormanlarina gidin’ derse, muhaliflerinden kurtulacak, ülkede kendisine biat edenlerin disinda kimse kalmayacak.
Kanimca böylesi daha iyi olur, Basbakan da ‘ileri demokrasiyi’ kendisine biat edenlerle birlikte kurar.
Ve böylece Erdogan, ‘mektepler olmazsa maarifi ne güzel idare ederdim’ diyen Osmanlidan kalma devlet gelenegini de sürdürmüs, atalarina layik bir evlat oldugunu da göstermis olur
Elbette, Türkiye’de Kürtçe egitimin alt yapisinin hazir oldugu söylenemez.
Bunun ciddi bir hazirlik süreci gerektirdigi, bu dogrultuda atilmasi gereken bir hayli adim oldugu bir gerçek.
Ama AK Parti hükümeti yetkilileri ‘anadilde egitim insanlarin en dogal hakkidir, ama Türkiye’de bugüne kadar uygulanan inkâr ve asimilasyon politikalari nedeniyle bugün bu hakki hayata geçirmek mümkün degil. Bu nedenle Kürtçeyi seçmeli ders olarak koyduk, üniversitelerde Kürt dili ve kültürü ile ilgili bölümler açtik. Alt yapisi hazir hale gelince Kürd çocuklari anadilleriyle egitim görecekler’ demiyorlar.
Bunun yerine Basbakan, ‘anadil egitimi ülkeyi böler’ diyor.
Arinç ise Kürdçenin egitim dili olmayacagini göstermek için bin dereden su getiriyor.
Uzman edasiyla Kürtçenin zayif bir dil oldugunu söylüyor, matematik, cografya ve benzeri derslerin yapilmasina uygun olmadigini buyuruyor
Ve bizden de bu yalanlara inanmamizi istiyor!
Inanmamizi istedikleri bir baska yalan ise ‘780 bin metrekare’nin bir ülke oldugu yalanidir.
Elbette Türkiye’nin yüz ölçümü yukaridaki kadardir.
Ama bunun içinde isgal edilen, zorla elde tutulan Kuzey Kürdistan’da var.
Ve bizim bu topraklar üzerinde diger halklar, Örnegin Türkler gibi devlet kurma hakkimiz var.
Kuzeyli Kürd örgütlerin ezici çogunlugunun verili sartlarda bagimsiz devlet talebini dillendirmemeleri, bu haktan vazgeçtiklerini göstermez.
Aksine, anadil egitimi, bagimsiz devlet kurma gibi haklar vazgeçilmez ve pazarlik konusu olmayacak haklardir.
Tekrarlamada herhangi bir sakinca yok.
Biz Kürdler devlet kurma hakkimizi kendi topraklarimiz üstünde hayata geçirecegiz, baska yerde degil.
Bu nedenle kimsenin bize devlet kurmak istiyorsaniz baska yere gidin deme hakki yok.
Kusura bakma Sayin Basbakan, biz bu hakkimizi elde etmek için mücadelemizi sürdürecegiz.
Hiçbir yere gitmiyoruz, gitmeyecegiz.
Ülkemizden gitmesi gerekenler ordusuyla, istihbarat örgütleri ve öteki kurum ve kuruluslariyla sömürgeci devlettir, Kemalist sistemdir, Türk-Islam anlayisidir.
Mesud Tek
