Makale

Ulusalci solun Rojava aski

PYD Rojava’da Esad rejimi yerine petrol kuyularini ve Kamislo’daki stratejik öneme sahip havaalanini koruyor. Esad’in Kürtlere karsi simdiye kadar olan tavrini bilmeyen yoktur. Ülkesindeki Kürtlere birakin vatandasligi, kimlik dahi vermedi. Yok saydi.

Hal böyleyken severek ve isteyerek bu alani PYD ye birakir miydi? Esad Kürtlerin özerk yapisini istese bir günde anayasal hale getirirdi; ama böyle bir durum yoktur. Bu durumu sadece oradaki taseronlugun iç yüzü ortaya çikmasin diye PYD’nin oynadigi bir oyun olarak görmeliyiz. Daha ilk günlerde Esad’la anlasarak Hewlér anlasmasini bozup, tek yanli askeri güç olusturarak, diger Kürt muhaliflere ve Güney yönetimine karsi düsmanca tavir içerisine girdiler.

Oysa evvelinde, Kürtler arasi ittifak saglanmis ve Ulusal konferansla da bu durum taçlandirilacakti. Böylesi statü ya da daha ileri asamada ulusal beklentisi olan birileri, Güney Kürtlerine karsi neden düsmanlik yapsin? Oradan silah, askeri güç ve lojistik destekten yaralanmasi gerekirken bunu neden elinin tersiyle itip, düsmanlik içerisine girsin? Bu durum bile tek basina burada oynanan oyunu ortaya koymaya, yeterde artar.

Kürtlerin önceligi ulusal mücadeleyken, orada mezhep çatismalarina alet ediliyor. Kürtleri sol söylemlerde bogarak, ideolojik tercihe zorluyorlar. Sürekli gerici ve eli kanli El- Nusra üzerinden bir çatisma ortami yaratip bunu da kullanarak, pozisyonlarina bir devamlilik sagliyorlar. Asil düsman olan Esad’i perdelemek için, suni düsmanlar lazimdi. Oda tedarik edildi. Hem bir tasla da iki kus vurarak. Kürt kitlesinin gözünde Barzani’ye düsmanligi El ‘Nusra ya karsi düsmanlikla ayni kefeye sokmaktan da geri kalmadilar.

Marjinal solda bu anlamda mezhepçilik üzerinden Güney Kürtlerine, degerleri olan Barzani’ye saldiriyor ve asagiliyorlar. Bu sayede de PYD ile yakin temas içerisine girebiliyorlar. Yoksa Kürdün ulusal statülerine yaklasimlarini bilmeyen mi var?

Marjinal sol hiç bir statü veya ulusal istem içerisinde olmayan Kürdü sever. DHKP-C Rojava’da örgütlenmis ve aleni bir sekilde Esad’in yaninda da savasiyor. Bugünkü tavirlarini geçmiste Saddam’la sagladiklari yakinliktan da görmek mümkündür. Kürtler kimyasallarla katliama maruz kalirken, solun giki çikmiyordu. Sol Irak’da, Süriye’deki tüm özgürlük mücadelelerine karsi tavrini, anti Emperyalist maskesiyle perdeliyor.

Bugün Marjinal mezhepçi solun Kürtlerle yakinligi sadece Kürdü mezhep çatismasinin içerisinde kullanmak içindir. KCK ve PYD’nin üst düzeyi de maalesef bu zaafi olan kisilerden olusuyor. Ittifakin temel amaci dört parçada Kürtlerin ulusal özgürlük mücadelelerini hiçlestirerek Baasçi ve Kemalist rejimlere Kürtleri Entegre etmektir.

Yalçin Küçük, Kürtler üzerinde oynanan bu entegrasyon projelerini, Ergenekon elamani olmaktan yargilandigi mahkeme durusmalarinda, olagan üstü bir basarisi gibi savunmalariyla birlikte kayitlara geçirtmistir.

Böylesi bir projenin legal ayagi da bu mücadelenin son halkasidir. Bunu da yillardir Kürtlerin içerisine sinmis Truva atlariyla yapacaklardi. Bu gebelik sonucunda nur topu gibi bir HDP partisi olusturuldu. Simdilik yerel anlamda ittifak olsa da, ileride BDP’yi, HDP’ye katacaklarini simdiden dillendiriyorlar.

Dün, Rojava’daki devrim aski üzerinden yapilan, Kadiköy’deki marjinal sol destekli gösteri ise bize sunu gösteriyor. Ulusalci solun bundan böyle Kürtleri de kendi planlari dogrultusunda, Taksim gezi ve Kadiköy gibi iktidari devirme gösterilerine katacaklarini…

Bu ittifakin ilerde, Ergenekon dâhil, tüm ulusalci partilerin de içinde olacagi bir ittifaka dönüsecegini görüyoruz. Sirri Süreyya’nin KCK tutuklulariyla, Ergenekon tutuklularini ayni kefeye sokup, genel afla salinmasini istemesi bosuna degildir. CHP gibi statükodan yana olmus, açikça Kürtlerin ulusal demokratik taleplerine karsi durmus ve Ergenekon tayfasinin avukatligini yapmis bir partiyle de ittifak yapacak boyuta gelmesine de sasirmamak gerekir.

Bu tuzaklar karsisinda, çözümü akliselim Kürtler üreteceklerdir. Dört parçanin Kürtleri, tek vücut olmak zorundadirlar. Tek kazanim olan Güney Kürdistan’i bas taci ederek, diger parçalardaki Kürtlerin birliginden yana olan özgürlük hareketlerini de sahiplenerek yollarina devam etmeliler. Kürtlerin birligine, degerlerine ve ittifaklarina önem verenlerin bu anlamda çabasini göz ardi etmemek gerekir.

Barzani Güney Kürdistan bölgesinin baskani ve dört parçadaki Kürtlerin de manevi önderidir. Kürtler ancak sanatçisiyla, siyasetçisiyle, aydini, bilge insanlariyla, siyasal parti ve STK’ lariyla Kürtlerin degerlerine saygi duyarak birlik olmalari mümkündür.

Umarim Bati Kürdistan Kürtleri de bu oyunu bozar ve bölgelerinde gelecekte toplanabilecek Cenevre konferansina kendi içlerinde ulusal uzlasi ve ittifaki saglayarak giderler. Bu sayede Suriye’nin demokratiklesmesinin sonucunda otonomi ya da federal bir çözüme kavusurlar.

Cellatlarinin biçaklarini yalayarak, tüm degerlerine küfürler ve hakaretler edenlerle ittifaklar yapmalari, Kürtlere ulusal özgürlükler saglamayacaktir. Ödedigimiz bedeller yetti de artti. Bundan sonra demokratiklesmeye katkisi olanlarla, yan yana olmaliyiz.

Bu yolla Demokratiklesecek bir Ülkede, Kürtlerin ulusal sorunlari ve kültürel sorunlari da çözüme kavusabilme olanagi bulacaktir.

25.11.2013

Ilhan Çetin

Back to top button