Makale

Türk Derin Devleti

Her toplumda bir birleriyle uzlasan ve uzlasmayan çesitli çeliskiler vardir. Bunlar, toplumdaki önem sirasina göre pes pese siralanirlar. Bu siralama, maddi kosulara göre zamanla degisir. Ulusal, sinifsal, cinsel, dinsel ve mezhepsel çeliskiler ve çatismalar, toplumlari derinden etkileyen olgulardir.

Türk derin devletinin temeli, Osmanli döneminde atilmistir. Örtülü ödenekten maas alan ajanlar, Osmanli sultanlarina muhalif kisileri izler ve onlari fislerlerdi. Bunlarin bazilarini öldürülür, bazilari ise sürgüne yollanirdi.

Bu gizli teskilat, Ittihat ve Terakki’ye miras kaldi. TC’nin kurulusuyla birlikte bu yapilanma, üniter, totaliter, militarist, jekoben Kemalist rejimin kurulus felsefesi haline getirildi. Ve bu stratejik felsefe ve anlayis, ülkede var olan tüm kimlikler arasinda dise dis bir mücadelenin nedeni oldu.

Son yillarda, legal ve illegal Türk devleti arasindaki çeliski, tartisma ve mücadele, tabir caizse diger çeliskilerin önüne geçti.

Türk Devleti’nin kurulus felsefesi dedikleri sey, çok milletli, çok sinifli, çok dilli, çok din ve mezhepli Osmanli toplumunu tek kimlikli (üniter) bir toplum hale getirme, kimyasal yapisini temelden bozma anlayisidir.

Kemalistler, toplumu sil bastan dizayn etmek için, akil almaz uygulamalarda bulundular. Okulda, kislada, camide ve sokakta çevirdikleri sistematik propagandalarla, toplumu vahsi bir sürüye çevirdiler. Toplumsal gruplar kendine yabancilastirarak, kimliginden utanir, kendisiyle savasir bir hale getirdiler.

Bu uygulama sonucunda, Kürt kürtlügünden, köylü köylülügünden, Alevi aleviliginden utanir hale geldiler. Bu insanlar, kimligini yok sayan ve yok etmeye kalkanlarin safinda yer almaya basladilar. Türk köylülerinin okuyan çocuklarina ‘Siz artik devlet adami oldunuz. Konu devletse gerisi teferuhattir.’ diyerek onlari kendi halkina düsman hale getirdiler.

Türk Devleti, kendine düsman hale getirilen bu kadrolari, bürokrasinin önemli yerlerine atadilar. Bu kadrolar araciligiyla toplumu üniter, totaliter, jekoben, Kemalist çemberinin içine sikistirip denetim altina aldilar. Böylece esas devlete rakip illegal fasist bir devletin temelini attilar. Ve bu devleti halktan gizlemek için her türlü entrikayi çevirdiler.

Iç ve dis kosullarin dayatmasi sonucunda Türkiye 1946 yilinda çok partili düzene geçti. Bu, Kemalizmi ve onun gizli devletini sarsan ilk yumruk oldu. 1950 seçiminde CHP’nin iktidardan düsürülmesiyle birlikte, Kemalistlerin toplum önüne koydugu barajda ufak delikler açilmaya baslandi.

O dönemlerde Dünya kapitalist sistemiyle sosyalist sistemi arasinda Ppopaganda merkezli dise dis bir savas yasaniyordu. Kan dökülmedigi için buna ‘Soguk Savas’ diyorlardi. Bu mücadele Türkiye dahil tüm ülkeleri derinden etkiliyordu. Her iki kutup da, bu yeni duruma uygun çesitli önlemler aliyor, degisik projeler hazirliyorlardi.

1917 Ekim Devrimiyle birlikte, dünyamiz iki kutupla hale gelmisti. Sosyalist devrimin sagladigi olanaklar sonucunda, gelismis ülkelerin emekçileri ve sömürge halklari arasinda büyük bir siyasi, sosyal ve ekonomik bir uyanis basladi. 2. Dünya savasindan sonra, sosyalist devletlerin sayisi artmaya basladi. Polonya, Romanya, Bulgaristan, Çekoslovakya, Yugoslavya, Arnavutluk, Estonya, Letonya ve Litvanya sosyalist sisteme entegre oldular. Fransa, Italya ve Yuyanistan komünist partileri, ana muhalefet partisi haline geldiler.

Bu durum dünya kapitalist sistemini korkuttu. Bu gidisi durdurmak için yeni örgütler kurmaya basladilar. En dikkat çekici iki örgütün biri legal, digeri ise illegaldi.

1947 yilinda kurulan NATO, sosyalist sistemin yayilmasini durdurmaya çalisan ideolojik, politik, mali ve askeri legal bir örgüttü. Dünya kapitalist sitemi bu çati altinda el ele tutustu, sovyet sistemine karsi güçlerini birlestirdi ve ciddi kazanimlar elde etti.

Ama kurulan NATO, Avrupa ülkelerinin sosyalizme yönelen halklarini kortrol edemiyordu. Çünkü sosyalizm, Avrupa isçi sinifi ve emeçilerinin kurtulus umudu haline gelmisti. Bu durum kapitalist sitemini köseye sikistirmisti.

Bu nedenle dünya kapitalist sistemi, NATO’ya ilaveten GLADIYO isimli illegal bir örgüt kurdu. Bu örgütün amaci, olasi bir sovyet isgaline karsi, sivil halki harekete geçirmek, ülkedeki komünist kisi ve kurumlara karsi, yasadisi yaptirimlar uygulamak, ülkelerde var olan, toplumsal kimlikleri bir birine karsi kiskirtmak, iç savas çikartmak ve kendi halkina karsi savasmakti. GLADIYO isimli bu örgüt, bir çok ülkede soygun, adam öldürme, fidye isteme, pravakasyon düzenleme, savas kirkirticili yapma gibi isler yapti. Türkiye’de ise ikinci bir devlet biçiminde örgütlendi ve birinci devleti kontrol eder hale geldi.

Dünya sosyalist sisteminin yikilmasi üzerine Avrupa ülkelerinde kurulan bu örgütler, tasfiye edildiler. Su anda, sadece istihbarat çalismalari yapiyorlar.

Ama Türkiye’de bu örgüt tam aksine, çok daha güçlü hale getirildi. Çükü Türkiye bu örgütü sadece komünistlere karsi degil, ülkede bulunan tüm düzen karsiti muhaliflere karsi kullandi ve kullanmaya devam ediyor. Hepsinden önemlisi Kürt ulusal muhalefetini illegaliteye ve siddete yönlendirdi.

Yazi devam edecek..

Yilmaz Çamlibel

Balkêş e ?
Close
Back to top button