Yerel seçimler için önerilerim
36 yildir Avrupa’da yasiyorum. Bedenimiz Almanya’da çürürken, yüregimiz ve beynimiz ülkemizin hakettigi bir gelecege adeta organ nakli ile köprüler kurdu.
Bir yandan demokratik yasam biçiminin içsellestigi bir Avrupa ile tüm insani degerlerin hizla yok edildigi bir Kürtistan/Türkiye cografyasinin kiskacinda yasayan bir sanatçi olarak yerel seçimlerle ilgili düsüncelerimi paylasmak isterim.
Avrupada geçerli ölçü ve standartlari içeren bir seçimi Türkiye’de düsünemiyorum; aday ve seçmen de düsünemiyorum ‘ mümkün degil. Toplum zihniyeti henüz bu evrimlesmeyi gerçeklestirememistir. Aksi halde sunlar hala kaniksanmayacak ve yasanmayacakti:
– Kürtler ve diger etnik halk kesimleri bir seçimi kazandiran ya da kaybettiren bir temel faktör olmazdi
– Aleviler üzerinden pazarliklar yürütülmez, inançlar oylara dönüstürülmezdi
– Emekçi kesimler, memurlar ve gençlik bir ekmek kavgasindan ibaret görmezdi yasam mücadelesini
– Is hayatinda, sokakta, mecliste ve okulda kadinlar, erkeklerin yetersizliklerinin basvuru ve siddet odagi olmazdi
– Ne bireysel ne de toplumsal katliamlar günlük’ haber olurdu
– En küçük bir adaletsizligin hesabini soran, sorgulayan ve toplumsal vijdani dengeleyen bir sonuca varilirdi
– Hukuk sistemi tümden çökmezdi
– Medya sadece objektif olabilen dördüncü güç olarak toplumsal umudun bir kalesi olurdu
– Asker elbiseli insanlar asla korku ve iktidar sembolü olmazlardi; sivil görevlilerin kendileri tarafindan ürettikleri toplumsal sorunlarin kurtaricisi olarak milli vazifeye’ çagrilan güç olmazdi
– Ne bir hoca, ne de onun mektebinden nasib almis bir Basbakan, aylarca kirli çamasir koyamazlardi bir ülkenin vitrinine ve milyonlar da saat basi bu vitrinin farkli acilarindan neleri gördüklerinin, neleri göremediklerinin tekrar tekrar yorumlariyla medyanin tümünü bu noktaya kilitleyemezdi;
– ve devami gelecek’ türden bitmeyecek çok ucuz bir diziye takilip kalmazlardi
– Sözümona muhalif güç olanlar da iktidarin zihniyet ve ölçülerinin hep gerisinde sürüklenmezlerdi; demokrasilerde muhalif güçler iktidarin hep ilerisinde yer alir, daha radikal durur, onunla pozitif bir icraat yarisini körükler ‘ Türkiye’de tam tersi durum sözkonusu
Liste bitecek türden degil.
Ama her seçim kendi ölçülerinde daha iyiyi, daha dogruyu ve daha basari vaadeden program ve adylari seçmenin de bir vesilesidir.
Bu gerçekleri ve daha sayilamayanlari da dikkate alarak, ben takipçilerime önümüzdeki yerel seçimler için su önerilerde bulunuyorum:
– Oylarinizi finans gücü devlesen parti adaylarina degil, kendi gücü ve inanmis dostlarinin çok sinirli destegi ile kampanya yürüten HAK-PAR adaylarina verin;
– Siyasette henüz sinanmamis parti ve adaylarin heyecani en yüksek düzeyde oldugu için oylarinizi HAK-PAR adaylarina verin;
– Kürt meselesine en gerçekci çözümleri getiren HAK-PAR adaylarina verin oylarinizi; diger Kürt partileriyle farki görebilmek ve Kürt partileri içinde pozitif rekabeti arttirmak için HAK-PAR adaylarini destekleyin;
– Güçlüye, bilinen, sinanmis, saymakla bitmeyecek zulüm, iflas ve aldatma politikalarinin parti adaylarina degil, dogru’nun taze adresi HAK-PAR adaylarini deneyin;
– Aday gösterilen birimlerde oyunuzu HAK-PAR adaylarina, aday bulunmayan birimlerde ise BDP/HDP adaylarina verin oylarinizi.
Saygi ve sevgilerimle.
Ozan Sêxo ‘ 19.03.2014
Ozan Sêxo