Apoculuk- Eski tas, eski hamam
Apocu hareket tüm Kürtleri ihtibarsizlastirmak için dört parçada bölge güçleriyle birlikte amansizca bir çaba içerisindedir. Bunun örnekleri saymakla bitmez. Kanimca bölge devletlerinin ortak konsepti, Apocu gibi bir ögütü, Kürtlerin basina bela etmistir. Bundan dolayi da düsmana hacet kalmadan, Apocularla, Kürtler bire bir ugrasmak durumunda kalmistir.
Bunda kim, nasil veya niçin rol almistir ayri bir konudur. Özü, durusu ve isleviyle birlikte, Apocu hareket sorgulanmali ve ne pahasina olursa olsun, kiyasiya teshir edilmelidir. 1978’de sahneye çikan Apocu hareket, dayandigi zemin, hareket alani, maddi ve manevi özü, iliski agiyla yeniden analiz edilmelidir. Bugün Kuzey Kurdistan’da sahnelenen oyunun aynisi, Rojava’da sergilenmektedir. Kuzeyde ihtibarsizlastirilmaya çalisilan hareketlere benzer bir senaryo, bugün Rojava’da da sergilenmektedir. Dogu Kürdistan’da yine Apoculugun sahneledigi durum bundan pek farkli degildir. Güney Kürdistan’da 1991’den bu yana Apocularin sergilemeye çalistiklarida yine ayni durumdur. Apoculuk Güneyde bugün de, Maliki, Iran güçleri ve bazi Kürt kesimleriyle birlikte bunu KDP ye karsi tekrardan denemekte, KDP’nin bilegini piskince bükmeye çalismaktadir. KDP bir realitedir. Bu güce karsi savas açmak ya da nara atmak, okadar düsman devlet ve güçler varken etik ve dogru degildir. Dün Saddam rejiminden beslenen, günümüzde Maliki’ye hizmette sakinca görmeyen Apoculuk, Dogu Kürdistan’da da PASTARAN’larin destegiyle ayni rolü üstlenmistir. Apoculuk geçmisten, günümüze degin sirtini sömürgeci güçlere dayayarak yol katetmeye çalismistir. Dayandigi güçlere karsi bonkerligi, Kürt ulusal güçlerine karsi acimasizligi halen devam etmektedir.
Apoculuk islev ve dayandigi zemin itibariyla Kürdistan cografyasi ve atmosferini bozmus, taze fidan ve tohumlarn yesermesini domura ugratmis, her adim attigi yeri kurutmustur. Kuzeyde PSK, Güneyde PDK ve YNK, Doguda KDP, Komela Iran, ve Rojava’da Kürt partilerinin yasadiklari sikinti ve handikaplarin temel sorunu, Apocu hareket ve dolayisi ile dayandigi güçlerdir. Bundan otuz yil önce de tesbitim, Apocu hareketin Kürtlere karsi kurulan besinci bir güç olduguydu. Gelinen asamada ve tüm yasananlardan sonra bu tesbitim kendisini ne yazik ki dogrulamistir. Apocu hareketinin dayanagi Kürtler gibi görünse bile, bu bir KOCA YANILSAMA, ALDATMACA ve TUZAKTIR. Apocu hareket özü, islevi, yapisi, dayanagi ve kurulus itibari ile Anti Kürtçü bir tarikattir. Bugün dört parça Kürdistan’da esas sorunun temel kaynaginini bunlar olusturmaktadir. Bu tarikati, ÖZEL HAREKET DAIRESINDEN, dolayisi ile Dogu Perinçek, Yalçin Küçük, Ibrahim Sahin vb. lerinden ayirmak olmaz. Apocu hareket dün ve bugün Kuzeyde 1976’den bu yana MIT´ le, Rojava’da 80’den buyana Esad´la, Basur’da 1990’dan bu yana Saddam ve Maliki ile, yine Iran’da1990’dan buyana Refsancani, A. Nejad, Ruhaniyle iliski halindedir. Apocu hareketin Kürtlere bir yarari yoktur ve bu yol tamamen bir TUZAKTIR. Geçmiste Mem û Zin Destani’nda anilan bir Bekoyê Eyan bugün Apoyla özdeslesmistir. Ehmede Xani bu durumu bundan 300 yil önce kesfetmistir.
Yurtsever bir parti Kürtler arasi çatismalardan beslenecegine, kendince dogru buldugu siyaseti uygar ve demokratik normlari devreye kor. Böyle bir partinin ilk saldiracagi kesim Kürt partileri olmamalidir. Onlarla dayanisma içerisinde olmali, bunlari stratejik güç olarak görmelidir. Dolayisi ile dört parçada Kürt hareketlerine karsi mücadelesini, siyeset ve demokrasiyi isleterek yapmalidir. Hak ve hukukunu buna göre uyarlamalidir. Apoculuk bu zihniyeti tasimadikça hep baskalarinin minderinde güresecek ve dayandigi güçlere kan verecektir. Bundan dolayidir ki dayandigi zemin itibariyla öngörülen ve sürekli ertelenen Konferans ve Ulusal kongrelerin gerçeklesmemesinin tek takozu, Apoculuk ve bölge devletleridir.
Son aylarda bir kasik suda firtina koparmaya çalisan Apocu tarikatini, sanki birileri yine bilerek Kürt ulusal güçlerine karsi kiskirtmaya çalisiyorlar. Gün yok ki Apocu basinda savas naralari atilmasin ve çarsaf çarsaf KDP düsmanligi yapilmasin. YNK ve Goran harketlerinin bu dönemde Apocularla flörtlesmeleri hayira alamet degildir. YNK Apoya Ibrahim Ahmed baris ödülünü verirken, GORAN da daha ileri giderek onu Nobel baris ödülü için uygun görmüstür. Bundan cesaret alan Apocular neredeyse Hewler kalesini fethetmek için kiliç kusanacaklar. Bu türden provakatif dil ve yöntemlerin hiç birinin Kürt ulusal davasina ne dün, ne de bugün bir yarar saglamasi mümkün degil. BIRAKUJI denilen lanetli terim, Kürtlerin lügatindan biran evvel çikarilmalidir. Bu da ancak kendisine yurtseverim diyen her kisinin ortak hareket etmesi ile mümkündür. Yekvücut olmus bir gücün karsisinda BIRAKUJICI´ lerin sansi yoktur ve olamaz da. Birakujicilerin heveslerini kursaklarinda birakmanin yegane yolu güçlü bir çikis ve dik durustan geçtigi gibi ayni zamanda medyanin bu isteki katkisi da yadsinamaz. Bunun için kesinlikle kuvvetli bir basin ve yayin aracina siddetle ihtiyaç vardir. Bu türden araçlar pusula görevi göreceginden, Kürtlerin kendi gerçek rotalarini çizmesine de vesile olacaklardir.
Baskalarinin degirmenine su tasima politikasinin Kürtlere hiçbir yarari yoktur. Kendi minderlerinde güresmeyi ögrenebilen bir halkin (Kürtlerin) sirtini kimse yere getiremez. Yeter ki Kürtler artik kendi minderlerinde güresmeyi ögrenebilsinler.
Hüseyin Sahin