Is hayatini kaybetmemek için hayatini kaybetmek!
Hep büyük laflarla büyük meseleler konusurken, ‘küçük’ görülen insanlar un ufak olmaya devam ediyor.
Anayasa’nin en çok çignenip pek dert edilmeyen maddeleri hep insan haysiyetine dair olanlar; mecburen öyle yazildigi için, insanlarin güçlüler tarafindan ezilmesini sözde önleyecek olanlar.
Hesapta ‘angarya’ yasak.
Ama gel de bunu sivil-askeri ‘buyruk’ mercilerine anlat.
Nasil anlatabilirsin.
Ölerek iste!
***
Hem de bir ‘hastane isçisi’ iken, hastanede angarya ile ölüme gönderilerek anlatmaya çalisirsin ki, kaz kafamiz belki biraz kavrar.
Insanin nasil degersizlestirildigini, ezilenin üzerine sivil-askeri komuta merkezlerinin nasil abandigini daha nasil atsin bu ölüler?
‘Zorla’ cephanelige sokulan 25 genci paramparça edilmis bir millet ‘angarya’ esaretine kalpten bir isyan patlatmiyor iste.
Zorla madende tutulan Somali isçiler, zorla havasiz aritma tesisine sokulan Güllüklü isçiler, zorla deniz bisikletine bindirilip Van Gölü’ne atilan elektrik isçileri daha nasil anlatsin da, beylerin, efendilerin, agalarin, pasalarin ‘köleci toplum’u ciddi derdimiz olsun.
***
26 yasindaki Zafer Açikgözoglu, hem de üniversite hastanesinde, önce çöpteki ignenin batmasi, sonra da ‘zorla’ lagim temizlettirilmesiyle ayni hastaneye yatti, ayni hastanede karacigeri eridi, ayni hastanede nakil denendi, ayni hastanede can verdi.
Kardesine göre, ‘Bütün hayali o hastanede kadrolu olmakti’ diye bütün hayati da bir çirpida özetlenebilen bir insandan söz ediyoruz.
Taseron ve angarya sistemi üzerinde ister tip yapin, ister adli tip, ister durmadan mezar kazin!
Geçenlerde yine yazdigim ‘çocuk isçi’ Eren Eroglu da, bir özel hastane tabelasi için çiktigi merdivende binanin yiginla kurali ihlal edip dayandigi elektrik hattiyla ölüme düsmüs, hastane ölüsünü dahi üzerinden atmak istemisti.
Hastane deyip geçme yani!
***
O cephanelige girme emrini veren komutan disarida kalmis, itiraz eden astsubayi oda hapsiyle sindirmis, ‘içeriye, ölüme komutan’ olarak onu yollamisti.
Van’da hudut taburunda da söyle bir sey oldu yenilerde:
Yeni tayin Astsubay Abdullah Gökçetin’e komutan, bir subayin üstlenmesi gereken bütün zimmeti hemen yüklemek istedi.
Fakat zimmeti almadan, bir gece yarisi kalp krizi geçirdi astsubay.
Devlet hastanesine kaldirildi; oradan Asker Hastanesi’ne sevki yazildi.
Fakat askeri ambulans, onu hastaneye götürmek yerine, komutan emriyle birlige geri getirdi.
Emir üzerine üniformasini giydi; iddiaya göre komutan dedi ki: ‘Agridir, geçer. Zimmeti teslim almadan bir yere gidemezsin. Mesaiye devam.’
Zimmet dedigin bir kasa, bir masa degil.
90 kilometrelik bir alandaki mühimmat ve malzemenin tek tek sayimi
Kalbi yeni teklemis bir asker, sirf komutanlar sorumluluk tasimasin diye, gece yarisina kadar ve sabah tekrar erkenden ‘zorla’ mesaiye sokuldu.
Gögüs agrilari yine siddetlenince, sayim bitmeden zimmetin tamamini imzalamak zorunda kaldi.
Ikinci krizin geldigi anlasilinca, ambulansla devlet hastanesine, oradan Tip Fakültesi Hastanesi’ne gönderildi.
TEMAD Genel Baskani Ahmet Keser’le birlikte ‘angarya magduru astsubay’i ziyaret eden Avukat Erkan Akkus’un Genelkurmay’a yaptigi suç duyurusuna göre, komutan ‘muhtemel ölüm olayindan sorumlu olmamak için sahte evrak düzenledi’.
Tip Fakültesi, ‘angarya kurbani’nin iki kriz geçirdigini, kalbin geri dönülmez biçimde yiprandigini belirledi.
Acik kalp ameliyati Ankara Güven Hastanesi’nde yapildi; operasyon basarili geçti ama enfeksiyon yüzünden hastane yatagina çakildi.
Suç duyurusundaki ifadeyle, ’20 gün boyunca hiçbir sirali komutan ziyaret bile etmedi.’
Suç duyurusu esas olarak ‘iskence ve eziyet’ üzerinden yapildi.
‘Angarya’nin da ötesi!
***
‘Is hayati’ denen, angarya, kölelestirme, esaret, eziyet, tahakküm ve siddetle ölüm makinesine dönüsmüs, her yil en az bin can alan sistemde, is hayatini kaybetmemek için hayatini kaybeden insanlari anlamaya, anlatmaya çalisiyoruz.
Eren’in babasinin sözüyle, ‘Konusmak isteyen ölülerin sesi olmaya’!
Galeano’nun benzer deyisiyle, ‘Sesi olmayanlarin sesinin ortaya çikmasi’ için:
‘Her gün daha çok toplama kampina benzeyen bir sosyal sistem’de
‘Büyüyen lanetliler ordusunun elektrikli tellerle tutuldugu’ bir yeni-eski zamanda!
—————————————————–
Habertürk-22 Agustos
Umur Talu