Kürdistan Basbakani’ni Ziyaret

Sevgili okurlar, asagidaki yazi 1992 yazinda Güney Kürdistan’a yaptigim gezi sirasinda kaleme aldigim notlardan bir bölüm. Kürtçe olarak kaleme alinan bu gezi notlari önce Istanbul’da çikan haftalik Azadi gazetesinde yayinlanmis, daha sonra ‘Gav Bi Gav Kurdistana Azad’ adiyla Roja Nu Yayinlari arasinda kitap halinde basilmis, ardindan Türkçeye çevrilip ‘Adim Adim Özgür Kürdistan’ adiyla Türkçe olarak da yayinlanmisti. (kitabin Türkçesi Deng Yayinlari arasinda bulunabilir.)
Bu bölüm Birinci Körfez Savasi’nin ardindan Hewlêr’de olusan Kürdistan Hükümeti’nin Basbakani’ni ziyaretimizi anlatiyor. Geçende Irak Cumhurbaskanligi’na seçilen Fuat Mehsun o zaman basbakandi ve bize yüz yüze olduklari sorunlari açik bir dille anlatmisti. Ben de sorunlarin çözümüne iliskin görüslerimi bu yazida dile getirmistim. Simdi, 22 yil sonra bölgede yasananlar nedeniyle bu bölümü okurlarla paylasmak geregini duydum.
Yorumu bir sonraki yaziya birakarak, yaziyi simdilik yorumsuz veriyorum.
19 Eylül 2014
Kürdistan tarihinde bir Kürt hükümetinin kurulusu ilk degil
Ilk kez böyle bir hükümet, Birinci Dünya Savasi’nin ardindan yine bu bölgede, Seyh Mahmut Barzenci tarafindan kuruldu. Seyh Mahmut, Kürdistan yönetimi adina posta pullari da bastirmisti. Ikincisi, Ikinci Dünya Savasi’nin bitiminde Dogu Kürdistan’da, Kadi Muhammed’in önderliginde, 1946 yilinda kurulan Mahabad Kürt Cumhuriyeti’dir. Bu da ancak bir yil sürebildi. Üçüncüsü 1960’li yillarda ve 70’li yillarin basinda, Molla Mustafa’nin liderligindeki partizan savasi sirasinda kurulan hükümettir. Bu da ne yazik ki 1975 yenilgisiyle sona erdi.
Simdi, Hewlêr’de Fuat Mehsun’un baskanliginda kurulan bu hükümet dördüncüsüdür. Acaba onun ömrü ne kadar olacak? Bu kez nelerle karsilasacagiz? Su anda tüm Kürtlerin içinden geçen soru budur. Ama umutluyuz. Bu kez Kürt yönetiminin ömrü uzun olacak, kalici olacak. Kürt halki bugün geçmise oranla çok daha bilinçli ve örgütlü. O, bu kez kazandigi özgürlügü zorbalara çignetmeyecek. Dünya durumu da artik eskisinden çok farkli.
Kürdistan Basbakani’ni ziyaret için yan yana olan parlamento ve hükümet binalarina dogru yürürken yüregimiz coskuyla çarpiyor. Bu bizim için büyük bir onur, bir mutluluk. O bizden bir parça. O, biz Kürtler için özgürlük sembolü.
Mesut ve Newroz’la birlikte üç kisiyiz.
Parlamento’nun ve Basbakanlik binalarinin önünde iyi bir koruma düzeni var. Pesmergeler ve Kürdistan polisi siki tedbir almislar.
Binanin ikinci katina çikiyoruz. Dr. Fuat Mehsun kapida güler yüzle, dostça karsiliyor bizi. Önceden tanisiyoruz. 55-60 yaslarinda. El-Ezher’de ilahiyat egitimi görmüs; ama sarikli, sakalli filan degil; öteden beri modern giyimli, aydin bir kisi. Yasamini halkinin özgürlügü ugrunda siyasal mücadeleyle geçirmis. KYB’nin önde gelen kadrolarindan, politik büro üyesi. Çaliskan, becerikli, deneyimli bir kisi.
Ziyaret partimiz adina; ama arkadaslarimiz görüsme sirasinda kendisiyle haftalik Azadi Gazetesi adina bir söylesi de yapiyorlar.
Dr. Mehsun yüz yüze olduklari üç temel sorundan söz ediyor: Ülkenin ve halkin savunmasi, yönetimin islerlik kazanmasi ve asayisin saglanmasi, ekonomik durumun iyilestirilmesi.
Ülkenin ve mevcut kazanimlarin savunulmasi için düzenli bir orduya gerek oldugunu belirtiyor. Pesmerge bir partizan gücüdür ve tek basina bu görevi üstlenemez.
Pesmerge, gücü bugün sayica yüzbinlere ulassa da nitelik bakimindan zayif. Çogu iyi bir egitim görmemis, partizan savasinda yer almamis, deneyimsiz. Birçok yerde asiret usulü partilerin çevresinde toplanmislar, bazi asiretlerin tüm erkekleri pesmerge olmuslar! Bazi yerlerde eski isbirlikçi, ya da korucular, toptan gelip partilere katilmislar.. Onlarin hem silahlari, hem oylari var; bu yüzden partiler onlari küstürmek istemiyor ve kendi yanlarina çekmeye çalisiyorlar.
Ne var ki bu durum, ayni zamanda ciddi bir risk olusturuyor. Bu kisiler çikarlari için olumsuz isler de yapiyorlar.
Görüldügü gibi pesmerge gücü, merkezi bir komuta altinda olan, disiplinli bir güç degil. Her parti kendi ihtiyaçlarina göre bir silahli güç olusturup bununla kadrolarinin, binalarinin ve denetledigi bölgenin güvenligini sagliyor. Bunun yanisira, halk tümden silahli. Her köylünün, her çobanin omuzunda bir klasinkof var. Bu da bir risk. Böyle bir durumda asayisi saglamak kolay olmaz.
Ülkenin savunulmasi için hükümetin denetimi altinda düzenli bir askeri güç olmali. O zaman pesmerge gücü de dagitilmali.
Kentlerde ve kasabalarda asayisin korunmasi içinse polis örgütü gerekli. Basbakan Fuat Mehsun, 5000 kisiden olusan bir polis örgütü kurmak için hazirlik yaptiklarini söyledi.
Dr. Fuat Mehsun yine, su anda Partilerin elkoyduklari tüm resmi binalarin Kürdistan hükümetinin tasarrufuna birakilmasi gerektigini söyledi.
Ekonomik sorun en agiri
Daha önce de degindigim gibi, ekonomik durum en agir sorunu olusturuyor. Hükümetin bu konuda tüm gücünü, olanaklarini seferber etmesi gerekiyor.
Dr. Mehsun, su anda Özgür Kürdistan’da en önemli gelirin gümrüklerden geldigini söylüyor. Yalnizca Habur kapisindan günde 2 milyon dinar saglaniyor. Bir o kadar da diger kapilardan, 4 milyonu buluyor. Ama bu gelirin tümü partiler arasinda dagiliyormus.
Dogrudan siyasi partilerden ögrendigimize göre bu kazancin dagitimi söyle: Yüzde 30’u KDP’ye, yüzde 30’u KYB’ye, geriye kalani da diger partilere Seçimlerde her biri yüzde 43’44 oraninda oy alan KDP ve KYB bu dagitimi adil bulmuyorlar. Hükümet ise bu gelirin tümünü kendi tasarrufuna almak istiyor.
Yalnizca söz konusu gümrük geliri ayda 100-120 milyon dinara ulasiyor. Hükümetin bugün ödeyemedigi memur maaslari ise ayda 36 milyon
Bu gelir hükümetin kasasina, yani kamu bütçesine girdigi zaman, kamu islerinin yürümesi kolaylasacak. Hükümet agirlikla bu iki büyük partiye, KDP ve KYB’ye dayandigi, onlarin bir koalisyonu oldugu için, bu ikisinin istemesi durumunda bu sorunu çözmek zor olmaz.
Dr. Fuat Mehsun, su anda kimsenin vergi, harç filan ödemedigini söyledi. Ne gelir vergisi, ne arazi vergisi, ne de kullanilan elektrik ve su için bir ücret Kürdistan bu bakimdan vergi borçlulari ve öteki mükellefler, yani kamu hizmetlerinin bedelini ödemekle yükümlü olanlar için, tam bir cennet.. Ama bu vergi ve harçlarin, bedellerin toplanmasi sart, baska türlü hükümetin kamu hizmetlerini ve öteki görevlerini yapmasi mümkün olmaz.
Dr. Fuat Mehsun, ekonomik sorunlarin çözümü için öncelikle Kürdistan üzerindeki ambargonun kaldirilmasi gerektigini belirtiyor. ‘Ambargoya neden olan Saddam ve Bagdat yönetimidir, bizim suçumuz ne? Kürt halkinin kendisi yillardir bu zorba rejimin baski ve zulmünün hedefi olmadi mi?’ diyor.
Daha önce de degindigim gibi, dis dünyanin ambargosuna ek olarak, ondan da önemlisi Saddam’in Kürdistan’a koydugu ikinci ambargo. O Kürdistan’in petrolüne el koymus ve bunu Kürtlerden esirgiyor. Öncelikle buna bir çare bulunmali. Kürdistan’in su anda Saddam zorbasinin denetiminde olan öteki kesimleri de bir an önce Özgür Kürdistan’a dahil olmali. En basta da Kürtlere yasam kaynagi olusturacak Kerkük.
Kürdistan’da, yaralarin sarilmasi, islerin bir düzene girmesi için dis yardima da büyük gerek var. Ülkemiz zengin; ama yillardir zorba rejim tarafindan yakilip yikilmis, altüst edilmis. Su asamada özellikle parasal ve teknik yardima gerek var. Öyle ki köyler yeniden insa edilebilsin, tarim ve hayvancilik, ticaret canlansin, mevcut fabrikalar yeniden çalistirilsin ve yenileri yapilabilsin, acil olan açlik ve issizlik sorununa bir çözüm bulunsun.
Kürt liderler, siyasi partiler ve hükümet bu sorunlarin farkindalar. Bence, bu sorunlarin çözümü için onlara üç önemli görev düsüyor:
Birincisi, ambargonun sona erdirilmesi, teknik ve parasal dis yardim alabilmek için uluslararasi planda yapilmasi gereken çalismadir.
Ikincisi, özerk yönetim altinda Güney Kürdistan’in birliginin saglanmasidir. Bunun için de yurt içinde ve uluslararasi planda iyi bir çalisma yapilmali; öyle ki Kerkük, Musul, Hanikin ve öteki Kürt bölgeleri zorba rejimin elinden kurtarilabilsin. Bu alanda tüm Kürtlere önemli bir görev düsüyor. Biz, Kürdistan’in diger parçalarindan Kürtler de, Irak Kürdistani’ndaki kardeslerimize siki bir dayanisma göstermeli, onlarin istemlerini uluslararasi planda yansitmaliyiz.
Tam bir seferberlik gerekiyor
Üçüncü görev de su: Kürt siyasi liderligi, tüm bu sorunlarin çözümü için halka iyi bir öncülük yapmali. Sorunlar nedir, nasil çözülebilir, her sey kitlelerle açikça konusmali, çözüm yönünde onlari seferber etmeli, katkilarini saglamali.
Bu yeni bir savastir, 30 yillik savastan belki daha da agir. Bu bavas da liderlerden, siyasi partilerden güçlü bir enerji ve uzakgörüslülük istiyor.
Bu alanda en büyük sorumluluk iki büyük partinin, KDP ve KYB’nin omuzlarina düsüyor. Onlar bunun için gereken çabayi göstermeli. Kürdistan hükümetinin ve cephesinin birligini korumalilar. Kendi aralarindaki sorunlari demokratik yol ve yöntemlerle çözmeliler. Kürt halkinin düsmanlarinin ve onlarin usaklarinin oyun ve kiskirtmalari karsisinda uyanik olmalilar. Düsman bir degil, iki degil, çok Onlar yurtsever güçleri birbirine düsürmek, aralarindaki birligi bozmak için firsat kolluyor, ellerinden geleni yapiyorlar.
Bugün bu parçada Kürt halkinin eline iyi bir firsat geçmis bulunuyor. Bu tarihi bir firsattir, altin degerindedir ve her zaman ele geçmez. Kürt liderler ve sorumlu herkes bu güzel firsatin degerini bilmeli. Bundan böyle basari da basarisizlik da bizim tutumumuza bagli.
Temmuz – 1992
Kemal Burkay