Kriz yönetmek

AKP’nin kriz yönetmekte basarisiz oldugunu söyleyenler çogaliyor. Bu, dogru bir tesbit mi? Elimizde son örnek su birkaç gündür bu ülkede olanlar (ve bu olanlarin hazirladigi ‘olacaklar’ var, önümüzde). Bunun basarili bir ‘kriz yönetme’ –ya da herhangi bir seyi basariyla yönetme– örnegi oldugu söylenemez herhalde.
Ama gözümüzü AKP’nin ilk seçim kazanma tarihinden bugüne yasanan sürece çevirip bakinca, krizin o günden baslayip kesintisiz bugünlere geldigini görüyoruz. Ne var ki, 2002’den asagi yukari 2010’a kadar birbirini kovalayan irili ufakli krizler AKP’nin kendi ürettigi seyler degil. Yeminli AKP düsmanlarinin (daha dogrusu herhangi bir Islamî hareketin düsmanlarinin) AKP’yi devirmek için hazirladigi krizler. Çesitli muhtiralar, ‘kapatma’ girisimleri vb. Bunlar karsisinda AKP mesru savunma durumunda. Teslimiyet göstermiyor, farfaralik da yapmiyor. Düsman cephenin asil etkili silâhlarini kullanamaz durumda olmasi nedeniyle (silâh, darbe; kullanamama nedeni uluslararasi konjonktür) bu krizler istenen ya da beklenen sonucu vermiyor ve AKP ‘bilmem kaç varta atlatmis’ bir parti olarak yoluna devam ediyor.
Ama bu ‘AKP iktidari’ dizisinin yeni bölümlerine geldigimizde krizlerin mahiyeti degisiyor. Ilk belirleyici olay Gezi. Taksim’de toplanan ve direnenler, cunta heveslilerinin ‘Bayrak’ falan diyerek topladiklari kalabaliklara benzemiyor (bir süre sonra onlardan bazilari aralarina karissa dahi). Bu direnisin merkezî agirligi parkin ortadan kalkmasi, agaç kesilmesi gibi sorunlar ama bence tepki ruh hali daha karmasik: gitgide otoriterlesen, sik sik ‘hayat tarzi’ degerleri dayatmaya çalisan bir iktidarin, daha dogrusu bir Basbakan’in yarattigi tepkisel birikim var burada.
Ve burada, o Basbakan, karsilastigi bu yeni durumu 2002’den beri kendisine karsi kurulan tuzaklardan ayirdetme ferasetini gösteremiyor. Burada TOMA degil de konusup anlasma politikasi uygulasa bugün Türkiye çok farkli bir yerde olurdu. Bu olay, ayrica, Basbakan Erdogan’a da demokrat olma imkâni verirdi. Ama, herhalde, öyle olma fikrine de fazla muhabbet beslemiyordu –besleyemeyecegi belli.
Gezi’den sonra, krizimiz gene eksik degil; ama bunlar ‘AKP mamulâti’ krizler. Darbe yapip da AKP’yi devirme hirsina kapilmis adamlar ellerinde ayakkabi kutulariyla kosusup onlari falancanin evine yigmiyorlardi. Bilâl Erdogan’dan habersiz eve para götürüp yigmiyorlardi. Iktidardaki zevatti bunlari yapan; yalniz, bunlarin yapildigindan birilerinin de haberi olmustu. Bu, hesapta olmayan etkendi.
Iktidar 17 Aralik için simdi agizbirligiyle ‘darbe tesebbüsü’ diyor. Hoslanmadiklari her seye ‘darbe’ deme aliskanligini da edindiler. Tamam, burada hükümeti zor duruma düsürmek için belirli bir isbölümü içinde çalisan (ve bilgi toplayan) birileri var. Ama bu niçin bir ‘darbe’ olsun. Demokratik terbiyesi olan medenî bir ülkede böyle bir olay olursa (öyle bir yerde olmasi zordur ama oldu diyelim) ‘darbe’ falan olmaz. Orada Hükümet de medenî olacagi için ya istifa eder (bu, basvuracak ilk prosedür) ya da ortaya atilan iddiayi ve saçilan kanitlari düzgün, hukukî bir yöntemle inceler. Böyle bir durumda Tayyip Erdogan gibi davranan bir Basbakan dünyada görülmedi.
Öyle bir ‘darbe’ olsa, onu yapacak olanlar bilgiyi açik eden ‘cemaat’i de yasatmazdi –‘cemaat’ de bunu pek iyi biliyor olsa gerek.
Neyse, dedigim gibi, simdiki krizlerimiz ‘AKP mamulâti’. Onun için, ‘kriz yönetmeyi ögrenme’den önce, ‘kriz çikarmama’yi ögrenmeleri gerekiyor.
‘Kriz’, adi üstünde, normal gidisten bir sapma. Sonuçta, birçok etkenin normal yöntemlerle denetlenememesi durumu. Bir ‘kriz’ varsa, giderilmesinin birinci kosulu ne oldugunu anlamak, taraflari dinlemek, kendi savundugun noktada esnemeyi, esnek durmayi becermektir. Bir yerde kriz varsa, oranin yöneticisinin, söyle ya da böyle, o krizde payi olmamasi düsünülemez. ‘Bir tek ben hakliyim. Benden baska herkes haksiz’ diyerek kriz çözülmez –ancak kriz büyütülür.
Ancak birkaç ay öncesine kadar Basbakan, simdi Cumhurbaskani (‘ne’ oldugu davranisini etkilemiyor) Tayyip Erdogan inatlariyla, öfkeleriyle zaten kendisi bir ‘kriz’ halinde. Içisleri Bakani ‘misliyle’ diye konusuyorsa, bu korkutucu zihniyetin kaynagi Erdogan’in siyaset ve yönetim anlayisi.
—————————————————
Taraf-13 Ekim
Murat Belge