Kobani
Kobani kahramanca direniyor.
Kobani’nin yigit evlatlari ISID’e karsi Kürdistan’in onur ve haysiyeti için savasiyor.
Kobani’nin düsüp düsmemesi, bu andan itibaren, sergilenen kahramanca direnisin degerinden hiçbir sey eksiltmeyecektir.
Tarihte bazi direnisler vardir, akibetlerine bakilmadan, basindan itibaren tarih yazdiklarina sahit olunmustur.
Kobani bu tür direnislerin en istisna örneklerinden birini temsil etmektedir.
Kobani; Kürdistan direnis tarihine, ismini daha simdiden altin harflerle yazdirmis ve bunu fazlasiyla hak eden sehirlerin basinda gelmektedir.
***
Kobani direnisi, hakim zihniyetten soyutlanarak degerlendirilmelidir. Kobani direnisinin yigit insanlari, genç kiz ve erkekleri Kürdistan topraklarini savunmak, onurunu korumak için kanlarini dökmektedir. 2. Dünya savasinda, ‘yasasin Stalin’ diyerek Alman tanklarinin paletleri altinda can veren Sovyet askerleri özünde ana vatanlarini savunmak için savasmaktaydi.
Kobani; bir partinin degil, Kürdistan direnis tarihinin onur abidesi olarak Kürd halkinin vicdanina kazinmaktadir. Kürd halkinin yediden yetmise Kobani’ye sahiplenmesinin altinda bu ulusal durus ruhu yatmaktadir.
***
Yillar önce yapilan bir görüsmede, Mam Celal, gerillanin fedai ruhuna duydugu hayranligi dile getiren bir degerlendirme yapmisti.
En sadik adamina talimat vermesi halinde bile hiç kimsenin kendisini korumak amaciyla dahi olsa yakmayacagindan emin oldugunu dile getirmisti Mam Celal. Buna karsilik, gözünü kirpmadan ölüme kosan bir hareketin liderinin kendisini düsmanina af ettirmek için tüm amaçlarindan soyunmasina, daha dogrusu bu bir birine zit iki durus arasindaki çeliskiye vurgu yapmak istemisti.
‘Benim elimde buna benzer bir fedai grubu olsaydi, simdiye kadar on devlet yikmis, on devlet kurmustum.’
Mam Celal’in yaptigi bu tespit, Kobani’de sergilenen kahramanca direnise ragmen, yasanan trajediyi baska hiçbir degerlendirmeye ihtiyaç duymayacak kadar mükemmel bir sekilde özetlemektedir.
Sengal’de; Kobani’den çok agir bir katliam ve jenosidin yasandigini ve Güney Kürdistan’in neredeyse baskentini DAIS’e kaptiracak kadar tehlikeli bir süreçten döndügünü hiç kimse inkar edemez. Fakat bu gün Güney Kürdistan DAIS’e karsi gerçeklestirilen operasyonlarin merkezi ve Pesmerge güçleri bu savasin öncü gücü olarak tüm dünyanin destek ve takdirini kazanacak kadar sartlari lehine çevirmistir. Güney yönetimi bu basariyi askeri gücünden çok diplomatik basari ve siyasi iliskilerine dayanarak gerçeklestirmistir.
Güney Kürdistan deneyimi, dogru ittifak anlayisinin, askeri kirilmaya ragmen, ulusal hedefleri gerçeklestirmenin ve politik zafer kazanmanin essiz bir örnegini teskil etmektedir.
Buna karsilik Kobani deneyimi, destansi bir direnis sergilenmesine ragmen, güneyin tam tersine, dünyadan tamamen tecrit edilmis, destekten yoksun ve adeta çiplak elleriyle dövüserek ölmekten baska seçenegi olmayan trajik bir durumun yasanmasina neden olmaktadir.
Kobani direnirken su dünyada kendisine dostluk eli uzatan, kilini kipirdatan tek bir devlet dahi bulunmamaktadir.
Salih Müslüm; ‘Parayla dahi bize silah ve cephane satilmamaktadir’ diye yakinmaktadir.
Iste basta Amerika ve Israil devletlerine duyulan anlamsiz düsmanligin ve Iran, Maliki ve BAAS rejimine gösterilen hayranligin vardigi nihai durak budur. Dünyadan, bundan daha iyi tecrit edildigini ve tek bir dost gücün birakilmadigini anlatan baska cümle var midir?
DAIS; Ortadogu’da, turnusol kagidi islevini görmektedir. Güneydeki zaafi ortaya çikardigi gibi, Kobani direnisine hakim olan zihniyetin nasil gerçeklerden kopuk, izlenen iç, dis politikanin nasil yanlis ve anlamsiz oldugunu apaçik ortaya sermektedir.
PKK’den ayrilmamiza yol açan nedenler bu gün kahramanca direnmesine ragmen dünyadan tamamen tecrit edilen ve yalniz birakilan Kobani gerçeginde gizlidir.
Amerika’nin Irak müdahalesinden en çok Kürdlerin yararlanacagini ve bundan dolayi PKK’nin batiya duydugu düsmanliktan vazgeçerek Ortadogu’daki statükonun parçalanmasina dönük her çabanin desteklenmesi gerektigini savunurken, mevcut zihniyet tam tersine antiemperyalizm adina Saddam rejimi, Iran ve Suriye devletleriyle iliskilerini güçlendirmeye çalismisti.
Görünen köy kilavuz istemez.
Güney Kürdistan’in kurtulusunda Amerika’nin rolü belirleyicidir. Sayet Kobani direnisi hala ayakta kaliyorsa, bunda koalisyon güçlerinin gerçeklestirdigi uçak saldirilarinin payi çok büyüktür.
Koalisyon uçaklarinin Kobani’de DAIS mevzilerini her vurdugunda halkin alkis tutmasi, simdiye kadar izlenen bati karsiti tutumun aslinda ne kadar yanlis ve Kürdler tarafindan kesinlikle benimsenmedigini kanitlamaktadir. Halk DAIS mevzilerine uçaklardan atilan her bombanin Kürd düsmanlarini yok ederken, ayni zamanda Kobani’de yigitçe direnen kendi evlatlarinin yasamini garantiye aldigini gayet iyi görmektedir.
PKK’nin izledigi ittifaklar politikasi Kobani savunmasinda tamamen iflas etmis ve geçersizligi bir kez daha ispatlanmistir. Mevcut yaklasimin Kobani direnisini dünyadan tecrit ettigini, dis destekten yoksun biraktigini KCK’ye bagli tüm örgütlerin yönetimleri dahi artik kabul etmektedir. Hala eski aliskanlik ve dogmatik zihniyetin ürünü olarak Amerika’ya agir elestiriler yöneltilmesine ve DAIS örgütünü Israil yaratti gibi akla ziyan tespitler yapilmasina ragmen, yapilan tüm açiklamalarda koalisyon güçlerinden daha fazla bombalama yapmalari istenmektedir. Izlenen politikanin yanlisligi, adeta neresine dokunulsa dökülmektedir. PKK düsman bildigi ve yillardir savastigi ve savasmakla tehdit ettigi Türk devletinden bile destek istemektedir.
PKK’nin mevcut durusu, sahip oldugu ideolojik, politik yaklasim Ortadogu ve Kürdistan’da sürmekte olan savas gerçekligine hiçbir açidan denk düsmemektedir. Stratejisi çökmüs, ideolojik politik durusu iflas etmistir.
Bu yaklasim tarziyla daha fazla yol alinamayacagi ve israr edilmesi halinde Rojava’daki tüm kazanimlarin DAIS gibi insanlik düsmani cani bir örgüte veya Kürd düsmani baska güçlere kaptirilacagini görmek için kahin olmaya gerek yoktur.
Rojava açisinda henüz defterler tamamen kapanmis degildir. Özellikle PYD, mevcut durusundan vazgeçerek koalisyon güçleriyle dogru temelde iliskiye geçer ve baska güçlerden gerçeklesmesi mümkün olmayan anlamsiz taleplerde bulunmak yerine Güney Kürdistan yönetiminin inisiyatifi altinda Rojava’nin tüm partilerinin katilacagi ortak bir ordu kurulusuna imza atarsa, yasanan trajediyi tersine çevirmenin ve tahminlerin çok ötesinde kalici mevziler kazanmanin yolu ardina dek açilacaktir.
Rojava’nin kaderi KCK’nin alacagi tutuma baglidir. KCK; ya kendisini hizla yeni Ortadogu ve Kürdistan kosullarina göre etapta edecek, ya da kahramanca direnmesine karsin yalniz ve desteksiz kalan Kobani’de yasanan trajedinin bedelini ödemek zorunda kalacaktir.
11.10.2014
nerinaazad.com
Nizamettin Tas