‘Kürt sokagi’ndaki gerçekler karartmayla degismez!
Güneydogu’ya, ‘Kürt Sokagi’na iliskin gerçekleri medyada yine karartmaya basladik.
O dünyanin duygu ve düsüncelerini, nabiz atislarini dogru dürüst yansitmiyoruz.
Çünkü Erdogan iktidari öyle istiyor.
Özellikle 1990’larin ilk yarisinda da böyleydi.
O yillarda da Güneydogu’da neler yasandigini, ‘Kürt gerçegi’nin ne oldugunu kamuoyu bilmezdi.
Çünkü asker öyle isterdi.
Genelkurmay’da toplantilar yapilirdi.
Medya patronlarina, genel yayin yönetmenlerine Güneydogu konusunda haberlerin nasil yapilmasi gerektigine dair brifingler verilirdi.
Gazetelerden örneklerle söyle haber yapilmasinin, böyle yorum yazilmasinin vatan hainligi olacagi anlatilir, aba altindan sopa gösterilirdi.
Su nokta bilhassa vurgulanirdi:
– Terör örgütü propagandasina alet olmayin!
Anlasilan, 1990’lardan ders çikartilmadi. Bugün de savas dili kulaklari tirmaliyor, polis devleti düzenlemeleri yapiliyor. Bugün de ‘vatan hainleri’ edebiyati çok yogun. Bugün de gerçekler konusunda karartma uygulaniyor.
PaylasPaylas
Medya, elbette tek tük istisnalari olmakla birlikte, ‘asker’in, ‘devlet’in çektigi bu kirmizi çizgilere kendini uydurdu.
Tam bir karartma uygulandi.
Bir yandan, demokratik hak ve özgürlüklerin canina okuyan -ünlü 430 sayili ve 17 Aralik 1990 tarihli örnekte oldugu gibi- sansür ve sürgün kararnameleri çikartildi.
Diger yandan devleti hukuk disina çeken faili meçhul cinayetler islendi.
Oluk gibi kan ve gözyasi akti.
Medya gerçekleri kararttigi için de kamuoyu Güneydogu’da yasananlardan, acilardan tüm boyutlariyla haberdar olmadi.
Kisacasi:
‘Asker’in, devletin istedigi gibi, medya büyük ölçüde ‘terör örgütüne alet olmadi.’
Olmadi ama hiçbir sey de düzelmedi.
Devekusu gibi basimizi kuma sokmakla kaldik.
Gerçekler medyada karartildi ama degismedi.
Ne terör bitti.
Ne PKK yenildi.
Ne de Kürt sorunu çözüldü.
Bugün de savas tamtamlari çaliniyor
Anlasilan o ki, 1990’lardan gerekli dersler çikartilmadi.
Bugün de savas dili kulaklari tirmaliyor. Savas tamtamlari çaliniyor.
Bugün de polis devleti düzenlemeleri yapiliyor.
Bugün de vatan hainleri edebiyati çok yogun.
Bugün de gerçekler konusunda karartma uygulaniyor.
Bugün de ‘Kürt sokagi’yl ilgili olarak neyin nasil yazilacagina dair iktidar odaklarindan ince ve kalin ayarlar çekiliyor.
Fevkalade tehlikeli!
Hepsi de barisi, çözümü lafta birakacak gelismeler…
‘Kürt sokagi’ndaki nabiz atislari nedir, bilinmeden, kaale alinmadan yola çikiliyor.
Tipki 1990’lardaki gibi.
Tehlike buradan kaynaklaniyor.
Bu arada su da not edilebilir:
Belki de Tayyip Erdogan bu tehlikeyi bilerek göze aliyor, belki de bir ‘savas’a ihtiyaci var, içerideki ‘vatan hainleri’ni, ‘modern Lawrence’lari -ya da bütün muhalefeti- temizlemek için, kim bilir…
28 Subat sürecinde Genelkurmay karargâhinda verilen ünlü brifinglerden birinin konugu gazetecilerdi (1997)
28 Subat sürecinde Genelkurmay karargâhinda verilen ünlü brifinglerden birinin konugu gazetecilerdi (1997)
‘Kürt sokagi’nda müthis bir öfke birikmis
1980’lerden beri dolastigim Güneydogu’da artik sahici olanla olmayani ayirt edebilecek kadar tecrübem var. Hiç abartmiyorum. ‘Kürt sokagi’nda müthis bir öfke birikmis durumda. Bu öfke öncelikle ‘Erdogan iktidari’na dönük
PaylasPaylas
Geçen hafta dört gün Kobane dolayisiyla Diyarbakir, Mardin, Kiziltepe, Urfa, Suruç taraflarinda dolastim.
Çok insanla konustum, dertlestim.
1980’lerden beri dolastigim bu topraklarda artik sahici olanla olmayani ayirt edebilecek kadar tecrübem var.
Hiç abartmiyorum.
‘Kürt sokagi’nda müthis bir öfke birikmis durumda.
Bu öfke öncelikle ‘Erdogan iktidari’na dönük.
Kendilerini Tayyip Erdogan tarafindan aldatilmis hissediyorlar.
Sengal’deki, Kobane’deki kendi kardeslerinin yasadiklari acilara Tayyip Erdogan’in duyarsiz kalmis olmasina büyük, hem de çok büyük tepki duyuyorlar.
Sadece Ankara degil,
Imrali ve Kandil de dikkat etmeli
Bir baska önemli nokta:
Sadece Ankara degil, Imrali ve Kandil de ‘Kürt sokagi’ndaki ya da ‘taban’daki bu ‘öfke birikimi’ne dikkat etmeli.
Bir kivilcim, birtakim provokasyonlarin da esliginde, çok daha büyük patlamalara yol açabilir.
Çare elbette demokratiklesme.
Çare elbette demokrasinin ipine sarilmak.
Çare elbette baris, çözüm yürüyüsü.
Ama Erdogan iktidari çareyi tam ters yolda ariyor, polis devleti, tek adam devleti yolunda ariyor.
Yineliyorum.
Türkiye çok tehlikeli günlere gebe.
Çünkü, Erdogan’in demokrasi korkusu her geçen gün derinlesiyor, bu yüzden her seyi göze alabilir.
———————————————–
T-24
Hasan Cemal