Bingöl olaylarindaki gizli el
Bingöl suikasti giderek esrarli bir havaya bürünüyor
9 Ekim günü, öglen saatlerinde, HDP Es Baskani Selahattin Demirtas, olaylarin önünü kesmek için yatistirici bir konusma yapti. Ayni konusmada, Öcalan’dan bir mesaj ileterek, onun da baris sürecine verdigi önemi vurguladi.
9 Ekim aksami, saat 21’de, Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ile beraberindeki emniyet görevlileri Ugur Atli, Atif Sahin ve Hüseyin Hatipoglu saldiriya ugradi. Atif Sahin ile Hüseyin Hatipoglu hayatini kaybetti.
Isler bundan sonra karisti: Resmi agizlar, Genç ilçesinde saldirganlardan 4’ünün ölü 2’sinin de yarali olarak ele geçirildigini açikladi. Cumhurbaskani Tayyip Erdogan da Bayburt mitinginde olayi söyle degerlendirdi: ‘Her yeri yakip yikacaksin, polisime kursun sikacaksin, utanmadan bir de baristan bahsedeceksin. Iste bedelini Bingöl’de nasil ödedilerse, yine bedelini agir ödeyecekler.’
Böylece, bizzat Erdogan’in agzindan, Emniyet Müdürü’ne ve mesai arkadaslarina suikast düzenleyenlerin infaz edilerek cezalandirildiklarini ögrenmis olduk.
HDP Grup Baskan Vekili, Bingöl Milletvekili Idris Baluken, ‘yargisiz infaz’ yapildigini iddia etti. Polislere yönelik saldirida kullanilan araç ile taranan aracin farkli renk ve modelde oldugunu ileri sürdü. Bu bilginin hemen ardindan, soru isaretleri yaratan baska haberler geldi. PKK’nin silahli gücü HPG de açiklama yapti: Bingöl’ün Genç ilçesinde durdurulan araçta hayatini kaybedenlerin, Emniyet Müdürü’ne saldiriyla hiçbir ilgisinin olmadigini belirtti. (Genç ilçesinde öldürülenler, Bahoz Amed kod adli Ramazan Özmaskan, Emre Ekinci, Ömer Topal ve Ali Bozan isimli sahislardi. Bunlardan Özmaskan PKK militani, Topal ve Ekinci ise PKK’nin gençlik biriminden 2 sempatizandi. Ali Bozan’in agabeyi, kardesinin Milli Egitim Müdürlügü’nde memur olarak çalistigini, örgütle iliskisi bulunmadigini açikladi. Su sözleri kayda geçirilmeye deger: ‘Kardesimin vücuduna isabet eden kursunlardan 2 tanesi diz kapaklarina, bir tanesi de kafasina gelmis. Sag gözünde ise morluk var. Tüm bunlar infaz edildigi kanitini güçlendiriyor.’
Hem HDP Grup Baskan Vekili Idris Baluken hem PKK’nin silahli gücü HPG, Bingöl’de düzenlenen suikastla PKK’nin ilgisi bulunmadigini üstelik suikasta karistiklari iddiasiyla öldürülenlerin bambaska kisiler oldugunu açikladi.
Bir baska gariplik daha var. Bir askeri görevlinin, ailesini arayarak, ‘Oglunuzu çatismada öldürdük’ dedigi Erhan Senyuva’nin akibeti bilinmiyor. Zira öldürülen 4 kisi arasinda Senyuva yok. Senyuva, bir otobüs firmasinda çalisiyor. Bingöl Valisi’yle görüsen Senyuva ailesi, Erhan’in gözaltinda da olmadigi bilgisini aldi.
Bütün bunlar tartisilirken, Bingöl suikastiyla ilgili 8 kisi Bingöl Sulh Ceza Hâkimligi tarafindan tutuklandi. Biri hariç 7’si serbest birakildi. Bingöl Sulh Ceza Hâkimligi, -benzerlerini Reyhanli’daki patlamalar, Uludere, Adana TIR vakasi, Soma, Musul Konsoloslugumuz’a saldiri, Disisleri Bakanligi’ndan sizan konusmalar ve 17 Aralik’ta gördügümüz gibi- Bingöl’deki olaylarin yazilmasina yayin yasagi getirdi. Bundan sonra hiçbir gelismeyi kamuoyuyla paylasamayacagiz.
***
Gerçeklerin üzerini sal ile örtmek onlari ortadan kaldirmiyor. Gözünü kaparsan, sadece kendine gece yaparsin. Genç ilçesinde yasanan olayin yargisiz infaz oldugu hatta baris sürecini dinamitlemek isteyen derin devlet unsurlari tarafindan gerçeklestirildigi iddia ediliyor. Medya, bu isin üzerine ne kadar çok giderse, o kadar hizli sonuç alinabilir.
Herkes 1993’te, Özal döneminde meydana gelen ve 33 erin öldürülmesiyle sonuçlanan vakayi hatirliyor. O tarihte de birileri ateskesi sonlandirmak istemisti. Nitekim 1993’ten sonra siddet eylemleri çok yayginlasti; düsmanliklar derinlesti. Barisi dinamitlemek isteyen bu gizli el kimin eli? Gerçekten masum kisilere karsi yargisiz infaz yapildi mi, yapilmadi mi? Yayin yasagi, bu sorularin cevapsiz kalmasini saglar ya da siyasi iktidarin istedigi gibi cevaplandirilmasini.
33 er vakasi
Yil 1993 Terhis olmus ya da dagitima giden sivil erlerden olusan 50 yolcu, Malatya’dan kalkan 2 sivil midibüse biniyor. Hepsinin kiyafetleri sivil; üniforma ve postallari çantada; hiçbirinde silah yok. Bingöl’e 10 kilometre kala, daglik dar bir alanda önleri kesiliyor. Yolu kesen PKK’lilar arasinda ‘Parmaksiz Zeki’ kod adli Semdin Sakik da var. Saldirida 33 er ölüyor. Barisa giden yol tikaniyor. O günkü iklimi hatirlayalim: Özal Cumhurbaskani; Çankaya Abdullah Öcalan’la dolayli iliskiler sürdürüyor. 13 Mart 1993’te Talabani, Özal, Demirel ve Inönü’ye bir mektup göndererek, Öcalan’in ‘Terörizmi araç olarak kullanmayacagiz, TBMM’yi taniyoruz. Kürt sorunu Meclis’te çözülmelidir’ dedigini ve bu konuda bir basin açiklamasi yapacagini iletiyor. Nitekim 15 Mart’ta Öcalan basin açiklamasi yapiyor: ‘PKK’yi mesru bir siyasi partiye dönüstürmek niyetindeyiz. Güneydogu’ya silahsiz olarak dönüp, siyaset yapmak istiyorum’ diyor. Içisleri Bakani Ismet Sezgin cevap veriyor: ‘Elimizin tersiyle de itmiyoruz; aman ne iyi yaptin da demiyoruz.’ Demirel ise ‘Devlet kin tutmaz, intikamci degildir’ diye konusuyor. Özal, 13 Nisan günü PKK’ya af formülünü ilan ediyor: Eylemlere katilmayanlar, silahlarini birakip normal hayatlarina dönecekler, eyleme katilanlarin da zaman içinde seçme seçilme dahil vatandaslik hakkindan yararlandirilmasi saglanacak.
Ve 24 Mayis’ta, 33 er öldürülüyor
Daha sonra Semdin Sakik’in bu konuda açiklamalari oldu. Dogu ve Güneydogu’da derin devlet tarafindan olusturulan Dogu Çalisma Grubu’na dikkat çekti: ’33 asker, birileri tarafindan PKK’nin önüne atildi’ dedi. Iddiaya göre, araçlarin geçecegi zaman, güzergah ve askerlerin silahli oldugu, operasyona gittikleri PKK’ya bildirilmis, barisa tuzak böylece kurulmustu. Kimdi barisi dinamitleyenler? Isimleri hiçbir zaman belli olmadi ama bu olayin ardindan büyük bir çatisma süreci basladi; yüzlerce sehit cenazesi kalkti.
Yirtik, bu yamayla kapanmaz
12 Mart sonrasi Basbakanliga getirilen Nihat Erim’in söyledigi gibi, özgürlüklerin üzerine sal örtmeye hazirlaniyoruz. TBMM’ye sunulan tasari kanunlasirsa, ‘Anayasal düzene ve devlete karsi islenen suçlarda’ tutuklama, dinleme ve mal varligina el koyma karari verilebilecek. Hükümetin, Pensilvanya olayini Milli Güvenlik Kurulu’na getirecegini ve Gülen Cemaati’ni terör örgütü kapsamina alma planini hatirladigimizda, tehlikeyi hemen fark ediyorsunuz. Her isadamini, Cemaat’le iliskilendirmek suretiyle, anayasal düzene ve devlete karsi suç isledigi iddiasina muhatap kilabilir, tutuklayabilir, malina el koyabilir.
Herkesi sindirdi. Bir tek, Cemaat’e yakin kisilere ait medya korkusuzca yayina devam ediyor. (Sözcü’yü, Halk TV’yi, Taraf’i vs. farkli bir kesime hitap ettigi için saymiyorum.) Dindar kitlelere ulasan Zaman, BUGÜN, Samanyolu, Mehtap TV, BUGÜN TV, Kanaltürk gibi medya organlari Çankaya’da öfke yaratiyor. Çikarmayi düsündükleri yasayla yeni bir cadi avini tasarliyorlar.
17-25 Aralik’tan sonra, herkese ‘paralel’ deyip isin içinden siyrilma çabalari, kismen basariya ulasti ya, simdi yeni bir asamaya geldiler. Ama Fethullah Gülen çok güzel konustu: ‘Her seye bir paralel yamasi yapistiriyorsunuz. Lâkin bu yirtik, bu yamayla kapanmaz.’
————————————
Bugün-16 Ekim
Nazli Ilicak