Makale

PKK yönetince demokrasi ve insan haklari nasil olur?

Ben, Kürtler’in Türkiye’nin güneydogusunda özerk bir yönetime kavusmalari gerektigini savunuyorum.

O özerklige kavustuktan sonra, Türkiye ile yollarina nasil devam edeceklerine de kendileri karar versinler diyorum.

Eger Türkiye AB standartlarinda bir demokrasiye kavusursa, kimse Türkiye’den ayrilmak istemeyecektir; hatta Kuzey Irak ve Suriye Rojava Kürtleri’nin bile, öyle bir Türkiye ile bir sekilde bütünlesmeye çalisacaklarini düsünüyorum.

Türkiye fasizan veya militarist yönetimlere kayarsa, Kürtler’i hepten kaybedecek…

Ama demokratik olmayan, yani siyasi çogulculuga izin vermeyen bir özerkligin de Kürt etiketi altinda otoriter, fasizan bir rejim üretecegini düsünüyorum.

Yani, eger bu ‘özerklik’ PKK’nin silah zoruyla bütün Kürtler’i yönetmesi ile sonuçlanirsa, ortaya çikacak sey demokrasi ve insan haklari adina yüz güldüren bir sey olmayacaktir.
Böyle bir durumda nasil bir tablonun ortaya çikabilecegine iliskin fikir edinmek isteyenler için çok kiymetli bir rapordan söz etmek istiyorum.

Amerika merkezli Human Rights Watch (HRW) (Insan Haklari Izleme), Suriye’de Kürt yönetimi altindaki Afrin, Kobani ve Cezire’deki insan haklari durumunu irdeleyen çok kapsamli bir rapor yayinladi.

Haziran 2014 tarihli bu raporun basligi ‘Under Kurdish Rule’ yani Kürt Yönetimi Altinda; rapor tam 108 sayfa…

Rapor son derece ihtiyatli bir dille kaleme alinmis; yapici olunmaya çalisilmis; yani aslinda dostane bir sekilde Rojava Kürtleri’ne yol gösterilmeye çabalanmis.
Ancak bütün bu ihtiyatli ve yumusak dile ragmen rapordan oldukça ürkütücü bir tablo açiga çikiyor.

Bu tabloda iskence sorunu var; kisi hak ve özgürlükleri çok sinirlanmis durumda; siyasi muhaliflere hos görü yok; adalet sistemi her yerinden dökülüyor…

Gözaltinda ölüm vakialari

HRW’nin Rojava raporundan yansiyan insan haklari durumu Türkiye’nin 80’ler ve 90’larini hatirlatiyor…

Rapordan, Kürt Demokrasi Partisi, Yekiti ve Azadi gibi PYD’ye muhalif partilerin mensuplarinin keyfi bir sekilde tutuklandiklari anlasiliyor.

Sadece ‘itiraflara’ dayanarak hapis cezalarinin verildigi görülüyor ve bu ‘itiraflarin’ iskence altinda alindigi iddialari bulunuyor.

Asayis adi verilen polis gücünün hiçbir belge sunmadan insanlari gözaltina aldigi ve bazi durumlarda hakim önüne çikarmadan bir aydan fazla alikoyduklari görülüyor.
Gözaltinda süpheli ölüm vakialari bulunuyor…

PYD’nin siyasi muhaliflerinin yargisiz infazlara kurban gittigini düsündüren veriler bulunuyor. HRW ‘Son iki yilda PYD’nin tamamini ya da bir bölümünü kontrol ettigi bölgelerde, en az dokuz PYD muhalifinin kayboldugu veya faili meçhul cinayete kurban gittigi görüldü’ diyor.

Kafa yormak gerekiyor

Toplumsal gösterilerin kanli bir sekilde bastirildigi anlasiliyor. HRW özellikle Amude bölgesinde PYD karsiti bir gösteride YPG’nin üç göstericiyi silahla ates ederek öldürdügü bir olaydan bahsediyor.

Suriye Kürtleri Baas rejimi altinda çok acilar çekti, en temel haklari ortadan kaldirildi ve katliamlara ugradilar.

Ama ne yazik ki, mazlum ve magdur olmak, insanca yasanacak demokratik bir rejimi kurmayi garantilemiyor.

Türkiye’de ‘özerklik’ tartismalari yürütürken hem Rojava tecrübesi üzerine hem de demokrasi ve insan haklari standartlari üzerine kafa yormak gerekiyor.

——————————————

Bugün-21 Kasim

Orhan Kemal Cengiz

Back to top button