Vatandas Kürtçe konus
Radikal’den Ismail Saymaz’in haberine göre: ‘Diyarbakirli Avukat Mahsuni Karaman, Kürtlerin yogun olarak yasadiklari illere yapilan uçak seferlerinde anonslarin Türkçe ve Ingilizce’nin yani sira Kürtçe de yapilmasi için dava açti. Devlet Hava Meydanlari Isletmesi (DHMI) ise, ‘Türkiye Devleti; ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ diyerek, resmi dil disinda anons yapilamayacagini savundu. Resmi dil olmadigi için Kürtçe anons talebinin makul olmadigini belirtti.’
Hadi biraz sesli düsünelim…
Kürt diye bir sey var mi?
Kürtlerin özellikle son 30 yilda her birimize ögrettigi üzere var, hem de çok var.
Peki, bu Kürtlerin ‘bilinmeyen bir dilde’ konustuklari kelimelerinin toplamina ne diyoruz?
O insanlarin anadili yani Kürtçe diyoruz.
Kürtler bu dili gündelik yasamlarinda etkin olarak kullaniyorlar mi?
Vallahi ben sahidim bu konuda; Kürtler Kürtçe konusuyor.
Simdi gelelim esas soruya:
Kürtler Kürtçeyi nerelerde, hayatlarinin hangi alanlarinda, hangi sinira kadar konusabilir?
Bazi yerlerde konusmalarina tahammül ederiz ama belirli alanlarda Kürtçenin varligi bizleri rahatsiz edebilir.
Bunun sinirini belirlemek lazim.
Buna kim karar verecek?
Türkler…
Yani bir Kürt’ün Kürtçe konusmasinin verecegi rahatsizligi dengeleyebilmek için Türkler olarak oturup ayarlamalar yapacagiz.
Uçakta, sinifta, bankada, belediyede, radyoda, otobüste, tapuda…
Hepsini tek tek degerlendirerek, içten içe biraz da duruma lanet ederek bazi alanlar için ‘hadi konus burada ama disari çikinca sus bakalim’ diyerek etle tirnak oldugumuz Kürt kardeslerimize jestler yapacagiz.
Zaten Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Hem bizim resmî dilimiz var.
Kusura bakmayin ama bu sorulari sorarak bu sonuçlara varabildigimiz bir ülkede irkçilik vardir arkadaslar.
Üstelik bu irkçilik mesru, yasal ve yaygindir.
‘Basörtülü bir kadin hangi alanlarda basini örtebilir, hangi meslekleri yapmasina izin verilebilir’ meselesindeki mantik gibi yani.
Biz aramizda Kürtçe için köse kapmaca oynamaya devam ederken etle tirnak oldugumuz Kürt kardesimiz bize bir sey anlatiyor.
Diyor ki ‘Ben anadilimi kresten üniversiteye kadar ögrenecegim. Ögrenecegim ki yeni romanlar yazabileyim, yeni masallar anlatabileyim, yeni sarkilar besteleyebileyim, yeni filmler çekebileyim, eskilerini de biriktirebileyim. Ben anadilimi hayatimin her alaninda kullanacagim. Hizmet alirken, hizmet verirken, islik çalarken, tezahürat yaparken, bankadan maasimi çekerken, hostes bana kahvemi nasil içecegimi sorarken farketmez. Bunun hiçbir asamasinda da hakkimin ölçüsünü sana soracak degilim.’
Bana mantikli geliyor.
Arada gelen bazi maillerde (Ermeniligime de vurgu yaparak) potansiyel hainligimin ölçüsünü Kürt meselesindeki tavrima baglayanlar oluyor.
Niye devlete karsi Kürtleri tutuyormusum.
Çünkü Kürtler hakli, ben ne yapayim yahu?
——————————————
3 Aaralik, Taraf
Hayko Bagdat