Viransehir katliami
Iki hafta önce bu sütunlarda Roboski Katliami’ndan söz ederken, yillarca önce meydana gelen bir baska katliami, Viransehir Katliami’ni hatirlatmis ve burada dokuz yoksul köylünün öldürüldügünü belirtmistim. Sözkonusu yazidan sonra bazi dostlarim beni telefonla arayarak yasamini yitirenlerin sayisinin 20 veya 22 oldugunu söylediler. Bazi okuyuculardan da benzeri mesajlar aldim. Farkli sayilar telaffuz ediliyor. Örnegin, dönemin CHP Mardin Milletvekili, Nurettin Yilmaz, ölü sayisini 11 olarak ifade etmektedir.
Ölenlerin sayisi 9 veya 22; rakam ne olursa olsun, bunun bir katliam oldugu gerçegini ortadan kaldirmaz.
Haftalik, Viransehir gazetesi, 6 Subat 2012 yilinda dava dosyasindan aldiklarini düsündügüm su infaz listesini yayinlar: Kejan Sevgili, Übeyit Çardak, Sinan Erkek, Ali Kahraman, Mustafa Taç, Isa Ilvi, Ayit Sümen; Hamit Diken, Suriyeli meçhul.
Olaydan hemen sonra, CHP Urfa Milletvekili, Celal Paydas konuyu Meclis’e tasir.
Paydas, TBMM 1975 yilinin, 23. birlesiminde bir konusma yaparak sunlari söyler: ‘ Tarihe ‘Viransehir Katliami’ olarak geçecek kadar mühim olan bu kaçakçilik ve adam öldürme olayi, önce basit bir zabita olayi olarak gösterilmek ve geçistirilmek istenmistir. Daha sonra çesitli tepki ve uyarilar karsisinda bizzat gerçekten bir insanlik cinayetinin, bir insanlik suçunun islendigi kanisina üzülerek varmis oldum. Olayda bizzat bulunup da, kurtulanlar tarafindan çok samimi bir seklide, olayin; birlik komutanligindaki sivil komisyoncu vasitasiyla; para ile Suriye’ye geçtikleri, gelislerinde ayni formaliteye uyduklari ve serbestçe hududu geçtikleri; 3 km. ilerledikten sonra, aniden, askeri GMC’lerin (cemselerin) yarim ay seklindeki pususuna düstükleri ve hemen etraf isiklandirmak suretiyle kendilerine ihtar dahi yapilmadan ates yagmuruna tutulduklari, yara alan ve almayanlarin yakalanip, sanki boyunlarinda idam fermani varmis gibi ikinci defa kursuna dizilerek öldürüldükleri seklinde vuku buldugu ifade edilmistir.’
Nurettin Yilmaz, anilarini kaleme aldigi ‘Yakin Tarihin Tanigiyim’ adli kitabinda katliamla ilgili su ifadelere yer veriyor: ‘Viransehir’de tansiyon yüksekti. Cumhuriyet Savcisi’ni ziyarete gittim. Otopsi raporunu ve jandarma olay tutanaklarini incelemek istedim. ‘Milletvekiline bunlari göstermek zorunda degilim, vermem’, dedi. Mardin Barosu avukatlik kimligimi gösterdim. ‘Avukat olarak bu belgeleri görmek hakkimdir ve israr ediyorum’ dedim. Otopsi raporunda ‘kursunlarin girisi arkadan, çikis ise önden’, yaziliydi. Insanlarin tümü de arkadan vurulmustu. Yani kaçarken vurulmuslardi. Jandarmanin tuttugu fezlekedeyse karsilikli çatisma sonucu öldükleri yazilmisti.’
Otopsi raporundan ve hayatta kalanlarin ifadelerinden yola çikan, basini Nurettin Yilmaz ve Celal Paydas’in çektigi 12 CHP’li milletvekili, ‘Meclis arastirma önergesi’ verirler.
Nurettin Yilmaz’in anilarindan anliyoruz ki TBMM, büyük bir ekseriyetle ‘Meclis sorusturmasi’ açilmasina karar verir.
Bir yandan da katliama ugrayanlarin yakinlari, gerçegin aydinlatilmasi ve suçlularin cezalandirilmasi için mahkemeye basvururlar.
18 Aralik 1975 yilinda Urfa Agir Ceza Mahkemesi’nde 36 sanik hakkinda ‘müstakil faili belli olmayacak sekilde adam öldürmek suçundan’ dava açilir.
Failler belli; suç ortadaydi. Otopsi raporu ise dokuz yoksul köylünün nasil öldürüldüklerini net bir biçimde kanitlamaktaydi. Bütün bunlara ragmen, mahkeme iki yil süren dava sonunda ‘silahli müsademe sonucunda vurulduklarini’ söyleyerek ‘ceza tayinine gerek olmadigina’ karar verir.
Bu toplu cinayetin üstü örtülür. Dahasi hafizalardan silinir, unutturulur.
Ancak, haksiz yere öldürülenlerin yakinlari bu cinayeti hiç unutmadilar.
Olaydan kirk yil sonra bir kez daha mahkeme kapilarina dayandilar.
Onlar simdi ‘o gün meydana gelen hadisenin aydinlatilmasini’ ve gecikmeli de olsa ‘adaletin yerine getirilmesini’ talep ediyorlar
—————————————————
Taraf-13 Ocak
Enver Sezgin