Ihtilâlin ideolojisi, propagandasi
‘Yerel ve millî’ ihtilâlin freni çoktan bosalmisti. 7 Ocak Charlie Hebdo katliami memlekete kocaman bir ayna tutarak simdilik fikren savruldugumuz, yakinda fiilen savrulabilecegimiz uçlari fas etti. Günümüz Islâminin neo-selefî kaynakli ‘ezelî magduriyet- intikam’ kisirdöngüsünün hedefindeBati/ Hiristiyan/ Yahudi/ Emperyalist terkibinden olusan dis düsman ile dis düsmanin içerideki uzantilari (nüfusun gerçek çogunlugu) var. Disarida Islâm’in sancaktari, yedi düvelde Müslümanlarin hamisi AKP ihtilâlinin uçsuz bucaksiz Dar-ül harb’i. Içeride son iki yüzyilin hincini almak, kaybedileni ihya etmek, moderniteyi kendi usulünce yeniden uydurmak, tozpembe yarinlari insa etmek üzere yeni egemenlerin baslattigi ihtilâl. Her gayrikanunî tasarrufun mubah sayildigi bu ‘ilâhî’ davanin ideoloji ve propaganda sistemini anlamaya çalisalim.
Iktidarin aldigi çogunluk oyu kendisi ve etrafindaki kuvvetperver kitlenin yegâne dünyevî dayanagi. Hedef o çogunlugun dini olan Sünnilige binaen, velâyet/ vesayet makamlarinin her kelamina ve her icraatina mesruiyet kazandirmak. Esasen bir totoloji, bir yumurta- tavuk hikâyesi bu: ‘Sünnî çogunlugun ne istedigini bilen veli/ vasi iktidarin, her dedigi, her yaptigi dogal olarak dogrudur’ gibi bir mantik. Çogunluk vurgusu mümbit oldugu kadar ideolojiyi fasist boyuta tasima gücünde. Iki örnek: Kasim 2013Yeni Safak’ta Hayrettin Karaman ‘Bana göre birinci çare, yüzde yüze yakini Müslüman olan bu toplumda Islam’i temel referans alan bir demokratik düzendir. Liberal demokraside israr edilecekse, hükümetlerin, bu rejime ters düzen devlet davranislarina tesebbüs etmemesi, ama bireylerin, muhtaç olduklari çogunlugun hatiri için bazi özgürlüklerini ‘gönüllü olarak’ kullanmamalaridir.’ Ocak 2015 Cumhuriyet’teAlev Alatli ‘Demokrasi bir tarafiyla da feragat rejimidir. Hayatin ille de sizin istediginiz gibi akiyor olmamasina tahammül edersiniz. ( ) Sokaga dökülenler ( ) kendilerini içinde bulduklari, sürdürmek zorunda hissettikleri hayat, idealize ettikleri hayatla örtüsmeyen, yanlis zamanda, yanlis mahallede dogmus olmaktan mustarip yurttaslarimiz. ( ) Mutsuzluklari bana hüzün verirken, teselliyi, rejimle mutmain olan daha büyük kitlelerde bulurum.’
Aksaray, ideoloji ile propagandanin ana üretim ve kumanda merkezi. Her gün gündeme soktugu birey ve toplum temali çikislar, keza dis dünyaya verilen ayarlar hesapli, kitapli. Beride bu beyanlari gece yarisi vahî inmisçesine sabaha mansetten gören devasa bir medya sistemi var. Sistemin ‘dislileri’ köse yazarlari. Çok çocuk yapma gereginden ‘Osmanlicaya’, Amerika’nin Müslümanlarca kesfinden kadin- erkek esitsizligine tekadamin serdettigi bütün Yeni Türkiye ideolojisini mesrulastirma, kalabaliklara ve uluslararasi kamuoyuna izah etme görevi bu heyette. Beyinler, her biri kendi mesrebince ikbal pesinde: mebus namzetliginden dünyalik gailesine, su fâni dünyada bir nam edinme kaygisindan rejimin fahrî ideologluguna uzanan renkli bir yelpazede boy gösteriyorlar.
Devlet kurumlari propagandanin ana kumanda merkeziyle esgüdüm hâlinde. Müstesar ve müstesar yardimcisi seviyesinde artik tamamen ülküdaslardan olusan bürokrasi, merkez ideolojinin hem uygulayicisi hem propagandisti olarak çalistigi hissediliyor. Bunlar arasinda en önde gelenler Diyanet ve ‘Yeni Türk Üretim Merkezi’ olarak daha uzun erimli çalisan Millî Egitim. Diyanet’in fetvalari ana kumandanin emirlerine semavî mesruiyet kazandiriyor. Etrafinda etkisini katlayan ve AKP tarafindan kontrol edilen bir dolu ahir zaman peygamberi, vakif ve think tank mevcut. Hepsi sosyal medya ve televizyonu azamî kullaniyor. En alt basamakta da trol denilen hirçin lümpen güruh var.
Merak konusu ise su: O ideoloji neden selefîlik, neden sufîlik degil?
————————————————
Taraf-20 Ocak
Cengiz Aktar