Makale

DÜNYA Perinçek inkâr edebilir, ama Türkiye etmemeli

Hayatta en zor seylerden biri, hiç hazzetmediginiz birinin belli bir konuda hakli oldugunu kabul etmektir.

Geçen hafta, Dogu Perinçek, 1915’te Osmanli Ermenilerine karsi bir soykirim gerçeklestigini inkâr ettigi için Strasbourg’daki Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’nde (AIHM) kendisini savunurken, bunu yasadim.

AIHM’nin geçen haftaki oturumu, ifade hürriyeti ve ‘Ermeni soykirimini inkâr etme’ hakki üzerine çok uzun süren hukuki bir mücadelenin son perdesiydi. Perinçek, 2005’te Isviçre’deki birkaç konferansta konusmus ve ‘Ermeni soykirimi fikri’ni ‘uluslararasi bir yalan’ diye nitelemisti. Müteakip yillarda Isviçre mahkemeleri, Perinçek’i tarihi hakikatleri inkâr etmekten ve bunu yaparak irkçi bir sekilde Ermenilere karsi ayrimcilik yapmaktan suçlu bulmustu; temyizde de sonuç degismedi.

Perinçek, Isviçre mahkemelerinin kendisinin ifade hürriyetini ihlal ettigi sikâyetiyle 2008’de AIHM’ye basvurdu. Aralik 2013’te mahkeme Perinçek’in hakli olduguna hükmetti. O zaman da Isviçre, davayi AIHM’nin en üst seviyesine tasima hakkini kullandi. Büyük Daire, 28 Ocak’taki durusmayi gerçeklestirdi; birkaç ay içinde nihai bir karar verecek.

Açik konusayim: Bence Perinçek, tamamen reddettigim ve siklikla zerre kadar hoslanmadigim düsüncelere sahip, bana göre hakli nedenlerle, geçmiste her türden kirli islerle baglantilarindan dolayi, Ergenekon davasinin bir parçasi mahiyetinde mahkûm olan ultra milliyetçi bir komplo teorisyeni, hatta bu isin uzmani. Ama bu davada hakli: Onun ve onunla ayni fikirde olan digerlerinin, kamuoyuna açik bir sekilde, 1915 olaylari ile ilgili olarak, Perinçek’in durusmada daha kibarca ve tam olarak belirttigi üzere, ‘yasal soykirim kategorisine uymadigini’ söylemelerine izin verilmeli.

Perinçek ile hemfikir olup olmamaniz önemli degil. AIHM de 2013’teki kararinda ‘1915 olaylarinin ‘soykirim’ olarak yasal bir sekilde tanimlanmaya uygunlugu’ konusunda karar vermenin görevi olmadigini açik bir sekilde belirtmisti. Mahkeme soykirimin dogrulugunun ispati zor olan çok dar bir hukuki kavram oldugunu, bu yüzden konusmaya ve tartismaya açik oldugunu vurgulamisti. Büyük Daire’nin bundan baska bir sonuca varmasi zor olur.

Perinçek ve ifade hürriyetini kullanis sekli hakkindaki sahsi nahos hislerim bir yana, beni gerçekten endiselendiren baska bir sey var. Perinçek Strasbourg’da zafer anini yasadi, ama hâlâ marjinal bir figür. Benim korkum, Türk devletinin, resmi inkâr politikasinin, kuvvetle muhtemel, bir kez daha AIHM tarafindan geçerli kilindigi sonucuna varacak olmasi.

Unutmayin: Perinçek Strasbourg mahkemesine döndügü andan itibaren, Türk hükümeti yargilamaya üçüncü taraf olarak müdahil oldu. Perinçek’e destek vermek üzere geçen haftaki oturumda hem AKP’den hem de CHP’den üst düzey temsilciler hazir bulundu. Sanki kasitli olarak, bu dava sadece Isviçre’ye karsi Perinçek davasi degil de, bütün Türk siyasi yapisina karsi dünyanin geri kalaninin davasi gibi görünüyor.

Bu zihniyetle, Perinçek’in zaferi, otomatik olarak Türkiye’deki çogu kisi tarafindan en yüksek Avrupali yasal otoritelerin Türkiye’nin 1915 katliamlarina geleneksel yaklasimina yesil isik yaktigi seklinde yorumlanacak.

Bu ciddi bir hata olur. Bu dava ifade özgürlügüyle ilgili bir dava, tarihin yorumlanmasinin düzeltilmesiyle ilgili degil. Perinçek, dünyanin geri kalani için hiçbir anlami olmasa bile, istedigini söylemekte özgür. Ama Türk hükümetinin temel olarak farkli bir sorumlulugu var. Yüzüncü yilda, Türk yetkililer, AIHM kararlarinin arkasina saklanmamali.

Dünyanin geri kalani Türkiye’den soykirim konusunda ani ve köklü bir u-dönüsü beklemiyor. Çok sayida insanin umudu, Türkiye’nin geçen yil dönemin basbakani Erdogan’in durdugu yerden devam etmesi. 1915’te Osmanli topraklarinda öldürülmüs ya da bu topraklardan sürülmüs Ermenilerin soyundan gelenlere, bugün Türkiye’nin o zaman olanlar için ve Türkiye’de önceki nesillerin Ermenilerin çektiklerine yönelik duyarsizliklarindan dolayi üzgün oldugunu göstermek suretiyle, birkaç adim daha atilmasi. [email protected]

——————————————–

3 Subat-Zaman

Joost Lagendijk

Back to top button