Makale

‘Dengesiz demokrasiler, ‘yetkici demokrasi’, ‘sultanizm’…

Erdogan’in istedigi, Türk tipi bir baskanlik sisteminden daha çok, Latin Amerika ve Güney Asya kalkinmaci devlet örneklerinde görüldügü gibi bir sistem: Yetkinin baskanda toplandigi, baskanin, yürütme ve yasamanin baskani oldugu, yargisal denge ve denetimden muaf hareket ettigi, bu yolla da hizli karar alabildigi kalkinmaci bir yönetim modeli.

Seçimlere yaklastikça, baskanlik sistemi tartismasi daha da ciddilesiyor. Ankara ve AK Parti, baskanlik sistemine hazirlaniyor. Merkez Bankasi tartismalarindan vesayet tartismalarina, baskanlik sistemine geçis, ciddilik kazaniyor, gündemin temel odak noktasi oluyor.

Baskanlik sistemi arayisi, 7 Haziran Genel Seçimleri’ni, Türkiye’nin gelecegini belirleyecek bir konuma yükseltiyor…

Geçen hafta sonu, New Orleans’da, kahve de oturuyorum. Aldigim, yeni çikmis bir kitabi okuyorum. Basligi, ‘Dengesiz Demokrasiler’ (Uneven Demokracies). Latin Amerika ülkelerinde, demokrasilerin, demokratik reformlar ile ve otoriter egilimleri es zamanli yasanmasini, dolayisiyla dengesiz gelisimini niteleyen bir kavram.

Bugün, Türkiye’de de, böyle bir dengesizlik durumunu yasiyoruz.

Türkiye’nin, demokrasi tarihi, darbeleriyle, ara rejimleriyle, demokratik reform dönemleriyle, ve, demokrasi içinde otoriter egilimlerin güçlenmesiyle, Latin Amerika ülkelerine benziyor.

Türkiye’de, baskanlik bistemi-demokrasi iliskisini tartisirken, Brezilya, Meksika, Arjantin, Sili, vb. Latin Amerika ülkelerinin yasadiklari deneyimlere bakmanin çok faydali olacagini biliyorum.

Ergun Özbudun hocanin, ‘Türk tipi baskanlik sistemi’ kavrami, Erdogan’in kafasindaki baskanlik sistemi algisinin problemlerini ortaya koymasi bakimindan önemli, ama, bu kavramdan tatmin oldugumu söyleyemem.

Bu nedenlerle, kahvemi içiyorum, Dengesiz Demokrasiler kitabini okuyorum. Okumam, dönüste, uçakta da devam ediyor.

Dengesiz Demokrasiler kavraminin, iki özelligi daha var:

Birincisi, yargi-yürütme-yasama arasinda, merkezi yönetim-yerel yönetimler arasinda, ve devlet/hükümet ile vatandaslar arasinda, ‘iktidarin sinirlandirilmasi’ ve ‘haklar ve özgürlükler dilinin güçlenmesi’ni içeren, gelismis ve kurumsallasmis bir ‘denge ve denetleme sistemi’ne sahip olmamalari;

Ikincisi, yönetenin, kendi iktidarini ve yönetimini denetleyecek ve dengeleyecek yargisal ve idari mekanizmalardan muaf olma, ve, hizli ve etkin karar alma adina, yürütme ve yasama yetkilerini elinde tutma istegi. Ve, tüm bunlari yaparken de, üçüncüsü, mesruiyeti, ekonomik istikrar ve büyümeyi gerçeklestirme de aramasi.

Gücün ve iktidarin, icraci yönetende yogunlasmasi ve toplanmasi, ve, yönetenin, denge ve denetleme istememesi durumunu içeren, bu temelde de, demokrasi ve otoriter egilimlerin es zamanli yasanmasini sergileyen Dengesiz Demokrasiler için, ‘yetkici demokrasi’ (delegative demokrasi) kavrami da kullaniliyor.

Latin Amerika ülkeleri, yetkici demokrasi örnekleriyle dolu. Bu nedenle, dengesiz demokrasileri içeren Latin Amerika ülkelerindeki yetkici demokrasi deneyimlerini anlatan çalismalari dikkatle incelememiz gerektigini düsünüyorum.

Türkiye’ye döndükten sonra, Cumhurbaskani Erdogan’in, istedigi baskanlik sistemi için, Meksika örnegini vermesi, bu düsüncelerimi güçlendiriyor.

Radikal’de, Ahmet Insel’in, ‘Erdogan Partisi ve Sultanizm’ yazisini (24 Subat) okuyorum. Bu yazida, Insel, dengesiz demokrasiler ve yetkici demokrasi nitelemesini, Malezya’da Mahatmir Muhammed ve Güney Kore’de Park Chung-Hee yönetimlerine gönderimle açikliyor. Insel, Max Weber’deki, ‘sultanizm’ kavramini kullanarak, Erdogan’in aklindaki Baskanlik Sistemini açiklarken, bu ülke ve liderlerine gönderimde bulunuyor.

Tüm bunlar beni su sonuca götürüyor: Erdogan’in istedigi, Türk tipi bir baskanlik sisteminden daha çok, Latin Amerika ve Güney Asya kalkinmaci devlet örneklerinde görüldügü gibi bir sistem: Yetkinin baskanda toplandigi, baskanin, yürütme ve yasamanin baskani oldugu, ve, özellikle yargisal denge ve denetimden muaf hareket ettigi, bu yolla da, hizli karar alabildigi, kalkinmaci bir yönetim modeli.

Dolayisyla, baskanlik sisteminden konusurken, bize özgü bir modelden degil; fakat, ‘yetkici demokrasi’nin bir versiyonundan konusuyoruz…

Vesayetten çikan Türkiye’yi, yetkici demokrasi, daha demokratik mi, yoksa daha dengesiz demokrasi mi yapar?

Bugün için, ikincisi daha mümkün gözüküyor…

————————————————

Radikal-1 Mart

Fuat Keyman

Back to top button