Hepimiz mebus olduk, bu meclisi doldurduk.

Hepimiz mebus olduk, bu meclisi doldurduk.
Neseliyiz hepimiz, yasasin düzenimiz.

Yilmaz Çamlibel

Sevgili okuyucular, Rabbime sükürler olsun, bir seçimi daha, alnimizin akiyla geride biraktik. Herkes, seçim sonuçlari üzerinde ahkam kesip duruyor. Her kes kendini basarili, digerlerini ise basarisiz buluyor. Üzülenlerle sevinenlerin haddi var hesabi yok.

Seçim süresi boyunca, partidaslarin, dindaslarin, canlarin, ülküdaslarin, yoldaslarin konusmalarini; sagcilarin, solcularin, futbolcularin vaatlerini dinledik. Birbirlerine kurduklari tuzaklari seyrettik. Birbirlerine attiklari iftiralara, ettikleri yalanlara, ayak altina karpuz kabugu koyanlara sahit olduk. Yalan dolan, laf sokusturma, kasetle tehdit etme, pabucunu ters giydirme, kiç üstü oturtma girila gitti.

Sakin ‘bunca olanlardan sonra, bu muhterem zevat birbirlerinin yüzüne nasil bakiyorlar?’ diye meraklanmayin. Bunlarin büyük bir bölümü, kasarlanmis insanlardan olusuyor. Onlar, bu islerin piri olmuslar.

Nitekim bi insanlar, Mecliste birbirlerine rastladiklarinda, selamlastilar. Birbirlerine sarilip öpüstüler. Seçimin ülkeye, millete ve Türk parlementosuna hayirli ve ugurlu olmasi temennisinde bulundular.

Bunlarin, ne kasarlanmis insanlar oldugunu gelin bana sorun. Ben sahsen bu yanar-döner zevatin, bu politika cambazlarinin, bundan sonra ne yapacaklarini biliyorum.

Sevgili yurttaslarim, benim merak ettigim esas konu su. Hele biyol diyiverin, bundan sonra, sizler ne yapmayi düsünüyorsunuz?

Bunca düzenbazlik, sahtekarlik, hirsizlik, iftira ve aldatmaya sessiz mi kalacaksiniz? ‘Bu için raconu böyledir’ diyip, sesinizi kesip yerinize mi oturacaksiniz?

Seçim meydanlarinda sizleri gaza getirmeye çalisan politika cambazlarini taklit ederek sizlere soruyorum. Bu sahtekarlardan hesap soracak misiniz? Bunlarin yüzlerine tükürecek misiniz? Tükürecek misiniz? Bunlari kapidan kovacak misiniz? Kovacak misiniz?

Içinde yasadiginiz bozuk düzeni degistirmek için, el ele verecek misiniz? Birlik olacak misiniz? Hele bir diyiverin birlik olacak misiniz?

‘Bizler böyle yönetilmek istemiyoruz, bu sahte demokrasinizden biktik, bu aldatma ve sömürme düzeni degissin.’ diye bagiracak misiniz? Bagiracak misiniz?

Türk Müslümaninin, Kürt Müslümaninin sirtina binmesine itiraz edecek misiniz? Türk Alevilerinin, Kürt Alevilerini kullanmasina izin verecek misiniz? Türk solcularinin, Hegel, Engel, Marks, Lenin adina, Kürtlere tuzak kurmalarina göz yumacak misiniz? Yaradana siginip bunlarin alninin ortasina, söyle bir yumruk vuracak misiniz?

‘Yeter ulaaaaaan’ diye bagiracak misiniz? Bagiracak misiniz? Bu gizli irkçilarin, fasistlerin gözünün içine bakarak, söyle Adana isi kallavi bir küfür savuracak misiniz?

Hadi, yüregimin atesini söndürecek bir seyler söyleyin ki, ben de yazima devam edebileyim.

Ilk kez topragi tohum eken, ilk hayvani ehlilestiren, ilk sehri kuran, ilk kez demir döven Mezopotamya halklarina selam olsun. Astronomiyi, matematigi, mimariyi, tibbi, geometriyi bulan Misir halklarina selam olsun.

Zalim Dahaq’in karsisina Kawa isimli kahramani meydana sürerek, yörenin zulüm düzenini yerle bir eden Kürdistan halklarina selam olsun.

Kadi Muhammed’e, Molla Mustafa Barzani’ye, Sêx Saîd’e, Ihsan Nurî Pasa’ya, Biroyê Hesikê Tellî’ye, Seyit Riza’ya selam olsun.

Son 90 yildan bu yana, Kürt halkinin hak-hukukunu savunanlara, özgürlük mücadelesini omuzlayanlara, bunun için ölümü göze alanlara selam olsun.

Selam olsun sizleri doguran anaya.
Selam olsun sizleri egiten ustaya.
Selam olsun sevgi dolu yüreklere.
Selam olsun yan yana konulan bileklere.
Selam olsun ulusal birlikten yana olanlara.
Selam olsun Kürt ulusal ve toplumsal kurtulus mücadelesinin yigit neferlerine.

Yilmaz Çamlibel