Uludere ‘Devlet’ demek
Sanirim dört yil önceydi. Saatler gece yarisina yaklasiyordu. Twitter hesabima bir ileti düstü. Adini su an hatirlayamadigim ‘Encü’ soy isimli bir genç, ‘Uludere’de bir saat önce Türk jetleri ailelerimizi çoluk çocuk demeden bombaladi. Onlarca ölü var’ diyordu.
Tam uyumak üzereyken gelen bu mesaja inanmak istememistim. Yine de bu mesaji RT yaptim. Basina da su notu ekledim: ‘Eger bu iddia dogruysa sabah yer yerinden oynar.’
Yastiga basimi koydum. Uyuyamiyordum. Aklimda gelen mesaj, dogru olma ihtimali Sabahi zor ettim.
Ilk isim, konuyu arastirmakti. Sosyal medyada da olay dogrulaniyordu. Hattâ katliam fotograflari tweetlere düsmüstü. 2. Ordu Komutanligi, Diyarbakir Kolordu, Uludere’deki askerî birlik derken son olarak kaymakamlikla görüstüm. Haber dogruydu, ölü sayisi 35 olarak bildiriliyordu.
Asker, sivil tüm görüstügüm isimler olayi kabul ediyor. Açiklama için Ankara’yi, hükümeti isaret ediyorlardi. Hükümet sessizdi.
Genelkurmay’la da temasa geçmistim. Tüm kapilar kapanmis, telefonlarimiza çikan olmamisti. Belli ki onlar da sessizlikle olayi dogruluyordu.
Katliamin üstünden 20 saat geçmis hükümet, medya sessizlige bürünmüstü. Hüseyin Çelik partisi adina medyanin karsisina çikti. Katliami kabul etti, ‘hata’ dedi. Penguen yayini yapan medya Çelik’in kabulüyle Uludere’yi görmeye basladi.
Herkes rutini konusurken, ben ‘bu nasil bir hata ki içinde 20 çocugun bulundugu 34 kisi öldürülmüstü’ detayinin pesine düstüm. Saatler içinde onlarca askerî, sivil isimle konustum. Tüm ögrendigimiz bilgilerin detaylarini gazetedeki okurlarimizla paylastik.
Özellikle Genelkurmay ve 2. Ordu Komutanligi’ndaki kaynaklarimiz istihbaratta MIT’i isaret etmislerdi. Ayrintiya gerek yok, üç buçuk yil önce tüm bu gelismeleri Taraf’ta yazmistik.
Haberin çiktigi gün bir haftadir hasta olan dönemin Basbakani Recep Tayyip Erdogan Cuma namazi için camiye gitmis, namaz sonrasi kameralar karsisina geçmisti.
Haberimi sert sözlerle yalanladi. Sahsima ‘böcek, cambaz’ türü hakaretlerde bulundu. Ardindan da MIT’in olayi yalanlayacagini söyledi. Birkaç saat sonra MIT açiklama yapip haberi yalanladi. ‘Istihbarat bizden gitmedi. Taraf’in istihbarat notlari dogru degil’ denildi.
Sonrasini hepimiz biliyoruz. Özür için Sayin Emine Erdogan Uludere’ye gönderildi. Ölenlerin yakinlarina tazminat karari çikartildi. Sivil savcilik olayi sorusturmaya basladi. Önemli bilgi belgeye ulasilinca dosya ellerinden alinip askerî savciliga verildi. ‘Devletin âli menfaatleri geregi’ sorumlular ortaya çikmasin diye askerî savcilik dosyayi kapatti.
Sonrasinda TBMM’de Uludere komisyonu kuruldu. Komisyon önemli islere imza atacagi sirada ‘devletin gizli belgeleri’ denilerek belgeler saklandi. AKP’nin çogunluguyla da ‘sorumlulari bulmak namus borcumuzdur’ denilen dosya komisyonda kapatildi.
Komisyon üyelerinden bazilari kendilerinden gizlenen belgelerle ilgili Radikal’den Ezgi Basaran’a konustular. CHP’li ve MHP’li üyeler; ‘Gizli denilip sadece okunan ve bize verilmeyen belgeler Baransu’nun yazdiklari ile ayni idi’ diyerek Uludere’nin kapatildigini söylediler.
Komisyon, raporunu kamuoyuna açikladi. Isim vermeden bir istihbarat kurumundan bahsediliyordu. CHP bu rapora ek ikinci bir rapor yazip kamuoyu ile paylasti. Taraf’in ve benim yazdiklarimdan daha fazlasi bu raporda yer aldi.
Bu kadar ayrintiyi neden mi yazdim? Türkiye’nin gözü önünde gerçeklesen bu katliamin da sorumlusu olarak beni suçladilar. 34 insanin katili devlet eli ile korunurken, katiller adaletten kaçirilirken gerçekler ortaya çiksin diye yazi yazan bir gazeteci suçlaniyor.
MIT, hakkimda üç sayfalik suç duyurusunda bulunmus. Geçen hafta savciliga gittim. Savci Bey, MIT’ten gelen yazinin tamamini okudu. Son iki satiri hariç MIT olaydaki sorumlulugunu kabul etmis. Ya savciliga gönderdikleri belgenin farkinda degiller ya da birileri Hakan Fidan’a çok fena komplo kurmus.
Savci Bey’e ‘Baska belge var mi’ diye sordum, ‘Hayir hepsi bu’ dedi. Savci Bey’e; ‘MIT’in yazisinda son iki satiri hariç yazdiklarim dogrulaniyor. Son iki satirda böyle bir istihbarat yok haber yalan deniliyor. Önce karar vermeliler, haberim dogru mu, degil mi? Son iki paragraf dogru ise ben niye buradayim? Demek ki yazdiklarim gizli bilgi, belge degilmis’ dedim.
Savci Bey’de duruma bir anlam veremedi. Uludere ile ilgili bugüne kadar yasananlari Savci Bey’e anlattim. Meclis komisyon raporunu gösterdim hakkimda suç duyurusunda dahi bulunulamayacagini söyledim.
Savci Bey dakikalarca düsündü. Bir MIT yazisina bakti, bir bana bir de MIT’in suç duyurusunda yazdigi son iki satira. Düsündü, düsündü, düsündü.. dakikalarca düsündü, isin içinden çikamiyordu. Sonra dalip gitti. Agzindan ‘Sizi disari alayim’ cümlesi çikti.
Disari çiktik. Yirmi dakika sonra cezaevi görevlisi, askerler araciligiyla tutuklanma istemi ile mahkemeye sevk edildigim bilgisini iletti. Gözlerime bakacak cesareti yoktu sanirim. Hukukun olmadigi bir ülkede sasirilmayacak bir durumdu.
Mahkemede benzer ifade verdim. Tutuklama istemi reddedilip ‘yurtdisina çikis yasagi’ ile bu dosya kapsaminda serbest birakildim.
Düsünün, çogu çocuk 34 insan hata denilerek katlediliyor. Katiller devletin içinde. Devlet katliami yapanlari koruyor, dosyalarini kapatiyor. 34 insanin katili ile ilgili haber yapan ve kamuoyunu bilgilendiren, sorumlularin bulunabilmesi için yargiya isik tutan bir gazeteci tutuklanmak isteniyor. Hukuk cinnet hâlinde
Bu kadar ayrintiya neden mi girdim? Bir önceki Meclis Uludere Komisyonu’unda katliam AKP eliyle kapatilmisti. CHP, MHP ve HDP sorumlular ortaya çiksin diye mücadele etmislerdi. Simdi onlar için görev zamani. MIT hakkimda suç duyurusunda bulunmak için savciliga üç sayfalik ‘Gizli’ damgali rapor göndermis. Ne gönderdiklerinin, belgede ne yazdiklarinin farkinda bile degiller. Uludere katliamindaki sorumluluklarini kabul ediyorlar.
CHP, MHP ve HDP’li sayin vekiller, savcinin bana gösterdigi ve tamamini okudugu bu üç sayfalik ‘Gizli’ damgali MIT suç duyurusu, ifade verdigim dosyadan asla kaybolmamali. Bu rapor muhalefetin namusu. Uludere’yi ifsa eden ama neyi ifsa ettiklerinin farkinda bile olmayan insanlarin tekrar sorusturulmasi için bu rapor Meclis gündemine tasinmalidir.
Katliamda yakinlarini kaybeden HDP Milletvekili Sayin Ferhat Encü’nün de bu raporun pesini asla birakmamasi gerekiyor.
Uludere demisken Sayin Abdullah Gül, basdanismaniniza bir kitap yazdirmistiniz. Kitabi okudum. Selam çakmadiginiz hiç kimse kalmamis. Uludere ile ilgili kitapta tek satir yok. Sahi o gece, o hafta neler oldu?
Merak iste, insan hayret ediyor
Uludere demek ‘Devlet’ demek
————————————–
Taraf-7 Temmuz
Mehmet Baransu