Tulum kapismasi çatisma nedeni olmamali
Sosyal medya ve kitle iletisim araçlarinin olanaklarini hizmetinde gören kimi akli erik klavuzlar, arkasinda durduklari Zat-i Sahaneleri ‘tulum’, ‘surecin filmi’ve benzeri akil çelen söylemlerle tekrar baris umudundan uzaklastirmayi basardilar. Bu kez de zat(lar)a mahsus bir çatisma ortamini hazirladilar sonunda.
Seçim arifesi boyunca, sürecin sayginligini öne çikarip siyasetin varolus nedenine uygun olarak demokrasiyi insa edici projeler üretmek yerine, tulumcu tabir edilen demokrasi karsitlariyla yapilan koalisyonlarin yaratacagi kazanim veya maglubiyetin, es zamanli despotizme dönüsmesi kaçinilmazdi. Çünkü sürecin, sayginligi ve dogasina uygun hukuki bir zemine oturtulmasi, iç barisa alt yapi hazirlanmasi ile yasam bulabilir. Ancak böyle bir alt yapi, özel savas konseptinin en önemli saç ayagi ve son otuz yilin gazabi kimi korucu çete baslari olarak karsimiza çikan, kirsalda asiret adi altinda töre, tabu gibi degersiz formasyonlar arasinda sikistirilip hiçlestirilerek evcillestirilmis kitleyi, seçim arenasinda pazarlayan tulumcu kesimin felaketi olacak. Mantiginda iddeoloji veya vicdan olmayan tulumculuk, derinlere entegreyle edinilmis özel pozisyonlarini da kullanarak sadece kirliliklerini süpürecek ve veballerine ortak siyasi erk arayisindalar. (Faili meçhuller gibi. )Bu amaçla kullanilir siyasi erkin A veya B partisi olmasi hiç önemli degil.
Seçimlerin, Kürt çogunluga ve emekçilere acilar yasatanlarca firsata çevrilebilecegi düsünülmeden, bu seçimde de yarisan taraflarin dizginleri bir yandan sermaye gruplari ve derin hesapli medyaya, diger taraftan sade seçmenden uzaklasip otuz yillik kirimin, yagmanin paradoksal baskilarin himayesine siginmasi, dogal olarak görüsme sürecinin kontrollü bir sekilde sabote edici kosullari yaratma çabalarini hizlandiracakti. Nitekim seçim sonrasi yasanan maglubiyet ve galibiyetin yarattigi akil tutulmasi sonucu, siyasetin varolus nedeninden uzaklasip ilk kurban olarak süreci hizla budamasi, asabi ve gergin bir ortam yaratti. Böyle bir ortamda kivilcimlari çakanlarin, siyaseti sadece kariyer ve bencil amaçlara araç görenlerin ölü sevicilikle ölümler yasandikça oylar artiyor arasinda gidip gelmelerin, sosyal medyada o kiskirtici söylemleri yaparken, yüzlerine, mimiklerine yansiyan riyakarligi hatirlayin Allah askina Sonuçta taraflar, ellerinde dayandiklari siddetin sopasi, var güçleriyle sürecin beline beline vurmaya baslamislar halihazirda.
Günümüzde yasanan acilarin, belirsizligin alt yapisi, ne yazik ki bu kadar kolay hazirlandi.
Hesapsiz gibi görünen derin hesaplar sonucu Suruç’taki o vahsi saldirida yasamini yitiren dünyada emsali az bulunur insan yürekli, melek yüzlü, hala anne baba kuzusu, sirt çantalari da adeta birer oyuncakçi dükkani o genç yigitleri hatirlayin lütfen. Polise, askere, sivillere yönelik saldirilarla sahnelenmek istenen vasat filmi de iyice izleyin. Tekrar köyler yakiliyor, ormanlar, yaylalar bombalaniyor, insanlarin geçim kaynagi hayvancilikla birlikte teyr-u tebalar telef oluyor, Allah’in insanliga sunumu doganin dogalligi tahrip oluyor. Ne kaplumbagalar ne ormanlarin maraton kosuculari cerenler cayir cayir yanmaktan kurtulabiliyor.
Karanlik senaryolarla çatismasizlik ortaminin sabote edilmesine, kirli savasin tekrarina veya zat(lar)a mahsus savaslara da hayir. Insanlar artik ölmesin diye haykirmanin zamanidir. ‘Lütfen silahlari indirin. Kendinize de karsi tarafa da düsünme payi birakin. Birakin ki süreç, evrensel adalet terazisi kefesinde yeniden yasam bulsun.
Bakin, HAK-PAR’in seçim çalismalari nedeniyle çiktigimiz ilçeler gezisinde bir seçmen, adeta seçim sonrasi günleri yansitacak öngörüsünü ve siyasetin resmini Ezop türü anlatimla söyle hicvediyordu.
Ormanin güçlü kuvvetli hayvanlari, avlarini bir çayirda toplamislar. Kral aslan, uzun bir kükremeden sonra pencesini kaldirarak tilkiye avi, adil bir sekilde aralarinda bölüstürmesin emreder. Tilki, kemiklerden siyirdigi etin en lezzetlisin aslanin önüne birakir, üzerinde biraz et bulunan kemikleri diger güçlü hayvanlar arasinda bölüstürür, güçsüzlerin önüne sakadattan birer parça firlatir, kendisine de yaglisindan bir but ayirir. Avin paylasimindan hosnut kalan aslan tilkiye döner. ‘Yahu sen ne kadar adil, demokratik, ekolojik, modernite biriymissin. Bu edebi, adil, demokratik paylasim ahlakini Aristo’dan mi, Platon’dan mi yoksa Sokrates’ten mi aldin?Bu adil, demokratik paylasma ahlakini ödüllendirmeye karar verdim. Bundan böyle seni kralligimin bütün kümes hayvanlarindan sorumlu vezir ilan ediyorum, ‘diyerek kükrer.
Tilki, ‘Sümme hasa kralim. Bu edebi ve adil paylasma ahlakini senin muhtesem kükremenden, heybetinden ve bogayi bile tek darbesiyle yere serecek pençenin gücünden aldim, ‘diye yanitlar.
Halk, kepini önüne koymus düsünüyor artik.
ALI KIZILAY
Emekli Ögretmen-YAZAR
Ali Kizilay