Makale

YENI BIR EYLÜL, YENI BIR SONBAHAR…

Eski dostlar kendi aralarinda kisisel gelenekler de yaratip yasatirlar… Namik Çinar da her Eylül benden bir ‘Eylül yazisi’ yazmami ister. 2015 yilinda da geleneksel randevumuz bozulmadi.

Ona bir sürpriz yaparak kendisine tam 18 yil önce, 1 Eylül 1997 yilinda yazdigim yaziyi gönderdim.

Tabii gönderirken de düsünmeden edemedim; 18 yil önce böyle yazmisim, böyle hissetmisim, yasarsam acaba 18 yil sonra ne hissedecegim?

Yillar geçip gidiyor.

Eylüllerin tadini çikarmak lazim.

Tadini çikarmamiza izin vermeseler de biz gene de ‘buradan bir Eylül daha geçti’ diye tahtaya bir çizik atmayi sürdürelim.

Yasamak belki de bazen böyle bir küçük çizik atmaktir, kimbilir.

xxx

‘Birkaç bos portakal sandiginin rastgele atildigi soluk mavi renkli izbe kapinin yanindaki bodur yesil agaçta kendilerini gizlemeye çabalayan pembemsi minik nar kalabaligi bu seneki Eylül’ün ve sonbaharin habercisi gibiydi.

Insan yaslandikça, rastlastigi Eylüller’de kendini, renkleri ve isiklari degismeyen bir tiyatro dekorunun çaresiz aktörü gibi hissediyor.

*

Berrak ve serin bir isik…

Sabirsizca erkenden inmeye baslayan aksamlari yayilan bir kizillik…

Yapraklarin altina saklanan narlar…

Randevusuna asla ihanet etmeyen yerlesik Eylül dekorunun, biz çaresiz aktörlerin, kendini kandirmak için beyhude çaba ile önünde tiradlar okudugumuz görüntüleri bunlar.

*

Bir ‘keskin bakis’ kirk dört Eylül görmüs bir yürege derinlemesine saplansa, acaba kaç farkli Eylül görür?

Çocuklugun, ilk gençligin, orta yasliligin ve ihtiyarligin ‘Eylülleri’ birbirine benzer mi?

Yoksa her Eylül bir digerinden ayrilir mi?

Ayrilik midir sonbahar yoksa sihirli bir sarmasik gibi cosuveren bir ask mi?

*

Aksamlar biraz daha solgunlasacak, sabahlar biraz daha serinleyecek…

Acaba kendi ‘iç iklimimizde’ nasil bir Eylül, nasil bir sonbahar olacak?

Geçmise ve gelecege dokunmadan, tek basina, sadece Eylül olan bir Eylül olarak mi akip gidecek yasamimizdan?

Yoksa ayni Eylül dekoruna ragmen bir daha asla tekrarlanmayacagini hissettigimiz bir Eylül mü yasanacak?

*

‘Alev rengi hüznüyle’ sonbahar gene gelip tahtina yerlesecek…

Ayvalarla narlari görünce, kaçinilmaz bir sekilde gene Cahit Sitki Taranci’yi animsayacagiz…

Palamutlar ve lüferler gene Eylül masalarindaki yerlerini alacak…

Eylül gene her zamanki gibi yasanacak…

*

Ama belki bu Eylül, kendi farkliligini ve özelliklerini de beraberinde getirecek…

Yildan yila degisen yüz hatlari gibi, kendi çizgilerini yasam serüvenlerimizin haritasina isleyecek…

Kimimizde yeni bir baslangicin fanfarlarini çaldiracak, kimimizde bikkinligi seslendirecek, kimimizde aldirmazligin siyah sessizligine bürünecek.

*

Üç yildir görmezden gelmeye çalistigim Eylüller, bu sefer benim için nar agacini da kollarina alarak geliyor…

Berrak ve serin isiklari, erken inmeye baslayan aksam kizilligi ise hep ayni…

Eylül gene muhtesem. Ama artik her Eylül’ü öyle hovardaca harcayamayacagimizi düsündüren bir tedirginligin kokusunu da hissediyorum havada.

*

Içimi dinlemeye kalkinca, bütün notalari ahengsiz çalan bir senfoni orkestrasiyla karsilasir gibi oluyorum…

Bazen yeni bir baslangicin fanfarlari…

Bazen bikkinligin davullari…

Bazen aldirmazligin siyah sessizligi…

*

Yeni bir Eylül, yeni bir sonbahar…

‘Ayva sari, nar kirmizi’

Bir atesmis yasamak.’

—————————————————

Taraf-21 Eylül

Mehmet Altan

Back to top button