Makale

Aydin durusu ve kimi ”aydinlar”

Galile dünyanin yuvarlak oldugu kanaatine varmis oldugu halde, ‘ hayir dünya yuvarlak degil’ deseydi belki engizisyon mahkemelerinden kurtulur taltif edilirdi. Ismail Besikçi ‘Kürtler ve Kürdistan’ gerçekligini israrla savunmamis olsa, onca yil ceza evi yatmaz belki de simdi bir devlet Üniversitesinde Rektördü. Sêx Said Efendi ‘ben bu baskaldiriyi Kürdistan kurmak için degil filanca sebep için baslattim’ dese belki idam edilmeyecekti. Binlerce örnegi var bu gerçek durusun, bu cesur ve korkusuz tavrin örnegi sayilabilecek.

Çünkü dört kitada tüm baskilara ve kusatilmisliga karsin, tüm entrikalara ve distalama ve ötekilestirmelere karsin, egemen güçlere, siyasal egemenlere, para babalarina, patronlara, iktidarlara ya da resmi anlayis ve görüslere biat etmeyi ret eden, ve bedeli ne olursa olsun daima bilimsel bilgi ve bilimsel gerçeklikten ayrilmayan, herhangi bir disipline angaje olarak, iradesini ipotek ettirmeyen, ruhunu egemenlerin disiplinlerine teslim etmeyen milyonlarca aydin var.

Yukarida saydigim vasiflar aydin olma vasiflaridir ve aydin asgari olarak bu vasiflarla adlanir. Aydinin bir tek tanimi vardir o da bu. Görece aydin tanimi olmaz.

Aydinlarin toplumsal uyanis ve ilerlemelerde rolleri büyüktür. Unutmayalim ki, bir tek aydinlarin isigidir ki karanliklari isitir ve gerçekleri su yüzüne çikarir.

Aydin realitelerin mucidi, dogrularin yandasidir. Inkarci ve irkçi degildir. Aydin entrikaci, kumpasçi,saksakçi ve dalkavuk degildir.

Aydin gerçegi ve dogruyu bilimsel aydin tanimina uygun bir biçimde isaret eder ve siyasetin hizmet alanina sunar.

Siyasetin görevi de toplumun temel sorunlarina çagdas, siyasi çözümler üretmek, huzur ve güvenlik içinde,adalet, esitlik ve özgürlük alanlarini bulup bu alanlari genisletmek ve huzur, refah ve mutlulugu halk kitleleri lehine arttirmaktir.

Aydini bol ülkelerde özgürlük ve aydinlik da boldur. Aydinlarin özgür oldugu ülkelerin sayginlik ve itibari yüksektir.

Her okuyan/yazan, tahlil ve analiz yapan aydin degildir. Çünkü ben aydinim demekle aydin olunmaz. O is o kadar kolay degil. Aydin olunmaz, aydin gibi yasanir.

Upuzun akademik unvanlara sahip olmak, kaç dil biliyor olmak, kaç fakültede ders verip kaç doktora yapmis olmak, kariyer, karizma ya da mesleki derece, akademik kariyer tek basina aydin olmaya yetmez.

Aydin güce ve disipline, yasaga ve cezaya aldiris etmeden, teslim olmadan, boyun egmeden, biat etmeden, ruhunu satip, düsüncelerini rehin vermeden gerçegin takipçisi ve dogrunun yandasidir. Aydin degisimci ve ilericidir. Aydin dogrulari avlayan bir avcidir.

Ne var ki kendini aydin sayan ama gerçekte dogrunun degil de; iktidarlarin, gücün hizmetine girmis ‘aydin kilikli’ çok insanlar görmekteyiz. Beynini, ruhunu, onurunu, sahsiyetini satmis nice insan var çevremizde.

Bu türden çok insan vardi Hitler Almanya’sinda da ve Hitler onlara yat-kalk talimati yaptiriyordu fasist diktatörlügüne karsin. Onlara da ‘ bunlar aydin’ diyordu. Kendine biat etmeyenleri de,susturuyor ya da yok ediyordu. Çünkü aydindan ve aydinlanmadan korkuyordu.

Bu türden çok insan vardi bir zamanlar Irakta ve Saddam onlara yular takmisti. Gene de onlari ‘müsavir’ diye ad ediyordu. Sonra onlara Halepçe için kimyasal gaz üretimi konusunda ‘insani’ makaleler yazdiriyordu.

Bu türden çok kisi var bu gün Besar Esad’in yaninda. Geçmiste babsi Hafiz da aynen böyleydi. Bugün Besar Esad Suriye’de sözüm ona ‘aydinlara’ adeta eger takmis sirtina biniyor. Ama onlari ‘aydin’ diye lanse etmekten geri kalmiyor. Gerçek aydinlar ise ya sürgünde ya da zindanlarda yasiyor. Halkin arasinda degiller.

Sah Riza Pehleviden, hatta öncesinden günümüz Mollalar rejimine dek Iran tam bir aydin zindani. Adina EVIN denilen zindan aydinlarin adeta evi gibi. Rejime, gericilige, diktatörlüge karsi, yasam alanlarinin daraltilmasina karsi, hak ve özgürlüklerin genisletilmesi için Iranli aydinlar agir bedeller ödüyor. Bu gün Iran’da bu türden çok kisi var Mollalarin abdest ibrigini tasiyor.

Bu türden çok insan vardi Mustafa Kemal’in arkasinda, yanibasinda. Atatürk, onlari aksesuar olarak yaninda gezdiriyordu. Radyo canli müzigini durduruyordu bu adamlar. Sebep Mustafa Kemal ‘Tasavuf ‘ müzigini sevmiyor diye.

Bu türden bir çok insan hala Türkiye’de var ve kendini ‘Mustafa Kemalin Askeri’ sayiyor. Kemalist ideoloji onlara yillar önce bir zehir içirmis, hala o zehrin etkisinden kurtulamamislar. Anti Kürt bir zehir. ‘Ne mutlu Türküm’ derler. ‘Bir Türk Dünyaya bedeldir’ deyip ‘Türküm, dogruyum, çaliskanim’ diye övünürler. Kürtlerin bu ülkede bir tek ‘köle’ olma haklarinin oldugunu sanirlar. ‘ Kürdüm diyenin yüzüne tükürün’ öfkesi ile büyümüs ve yine de kendilerine Mustafa Kemalin ‘aydinlik’ kusaginin öncüleri derler.

Bu gün o kadar çok insan var ki , mevcut Türk rejimine dalkavukluk yapmak için adeta yarisiyor, zulme, baskiya, haksizliga;karsi koymuyor, uzun akademik unvanina ragmen karanlik ve kirli iliskileri gördügü, sezdigi ve bildigi halde ses çikartmiyor, rejime ve siteme, egemenlere ve siyasal erke boyun egiyor, sineye çekiyor,erkin her yaptigina alkis tutuyor. Hakliyi haksizdan ayirmiyor hakkin ve adaletin arkasinda durmuyor. Esitlik ve özgürlük kavramlarini kendi ajandasindan silmis.

Bu türden kisiler aydin olduklarini savlasalar bile aydin gömlegine sigamazlar. Bunlar aydin tanimina uymazlar, çünkü karanliklara yüzlerini teslim etmisler, gerçeklere sirtlarini çevirmisler, deve kuslari gibi kafalarini kuma gömmüsler, egemen siyasetlere daha fazla yaranmak için kalemlerini peskes çekmisler, vicdan ve merhamet duygularini pazarda satmislar, kendileri için degil egemenleri için bir sey olma çabasindalar. Karanligin, esitsizligin, zorbaligin ve baskinin degirmenine su tasimaktadirlar. Sistemin bulunmaz Hint kumasidirlar. efendileri siyaseten dara düstügünde onlar hemen pes pese çikip fetvalar siralarlar.

Hak, hukuk, vicdan,merhamet,adalet,empati,sempati,telepati yoktur sahsi menkullerinde, cevherlerinde, atlaslarinda kiraslarinda.

Oysa ki efendisi yoktur aydin düsüncenin. Baskani, bakani, veziri, naziri, agasi, agababasi,miri, piri, seroku, komutani,keyhudasi yoktur.

Aydin yalnizdir, düsünceleri ile çogalan kisidir.

Türkiye’de kendini ‘aydin’ belleyen kimi kisiler ülkenin, toplumun ve kisilerin gelecegi, haklari, özgürlükleri konusunda destursuz tavir koyamazlar, konusamazlar. Ruhlarini teslim ettikleri sistemler ne kadar cevaz verirse o kadar konusabilirler. ‘devletin bekasi’ onlar için her seyden üstündür.

Siradan vatandasin bile görebildigi, çözümüne isaret ettigi temel sorunlari görmezden gelirler, kenarindan teget geçerler. Milli mutabakati bozmasinlar diye kiravatlarini yular yapan sistemi korumak ve kollamak adina ne gerekiyorsa yaparlar.

Aydin durus onlar için bir risktir belki de. Aydin olmak bedel gerektirir çünkü.

Mal, can, mekan, makam, mevki, unvan onlar için çok daha önemlidir. Bunlari elde etmek, elde olanlari yerinde tutmak ve korumak, elbette hizmet ve liyakat gerektirir. Bu bedeli onlar vicdanlarini ve beyinlerini teslim ederek kalem ve kariyerlerini satarak öderler. Amaçlarina ulasmak için küçülürler,onurlari ayaklari altina iner, yavas yavas ahlaklarini yemeye baslarlar. Rejim onlara tuvalet kagidi muamelesi yapar. Kullanir sonra isi bitince çöpe atar,diger kokusmus cismlerin yanina gönderiri.

Baristan, kardeslikten, birlik ve beraberlikten en çok hamaset yapip söz edenler bunlardir. Ama onurlu bir barisin nasil olabileceginden söz edemezler. Birlik ve beraberlik nasil kalici hale gelir, anlatamazlar. Ezberletilmis resmi görüs kliselerini tekrarlayip dururlar. ‘din kardesiyiz, kiz alip vermisiz, bin yildir beraber yasiyoruz,bayrak hepimizin, vatan hepimizin,bölünmeyelim, ayrilmayalim,Türk kelimesi herkesi kapsiyor, hepimiz evladi fatihaniz, bila, bila bila…’

En çok ta kardeslikten dem vururlar. Diger kavramlardan daha çok ‘köleleik’ içeren bu kavram onlara daha fazla haz veriyor çünkü. Böyle oldugu için bekli de her sözün basinda ‘kardesiz’ diyorlar. Aidiyetleri manipüle ederek yok saymak,farkliliklari gizlemek için,kardesiz demek en dogru olanidir belki de.

Ret ve inkarin, irkçilik ve sovenizmin, hak gaspi ve ihlallerin oldugu bir yerde kardeslik hamaseti prim yapiyor her halde. Kardesiz deyip öldürmek, kardesiz deyip inkar etmek yok saymak, entegre ve asimile etmek.

Tam tersine bu hukuk, özgürlük ve esitlik içermeyen, herkesi ayni kandan gören, bir anadan, bir babadan sayan ,ayni dinden kabul eden,tek bir soy agacina bagli bir topluluk sayan bir kavramdir kardeslik. Böyle olunca da, etnik ve ulusal özelikler, haklar ve özgürlükler sümen altidir, önemsizdir ve farkliliklarin, esitligin hak, hukuk ve adaletin bir kiymeti harbiyesi yoktur. Varsa yoksa ‘din kardesligi, süt kardesligi’ ve bu kavramlar gölgesinde inkarci siyasetin, tekçilik ve Türk irkçiligina dayali köleci sistemin idamesi. .

Bu anlayis aydin olabilir mi. ? Bu anlayis sürdürülebilir olabilir mi. ?Kabul edilebilir mi. ?Aydin bu ürkütücü manzara karsisinda sessiz kalabilir mi. ? Aydin bu tabloya yandas olabilir mi. Aydin rejime ve sisteme Candas olabilir mi. ?

Ifsa ediyorum: Biz Kürtler Türklerle kardes degiliz. Biz Mezopotamyaliyiz onlar Orta Asyadan geldiklerini söylüyorlar. Ilk analarimiz farkli anakara ve ona bagli farkli topraklarda farkli dillerle kusaklar yetistirdiler ve bu güne geldik. Simdi onlar efendi biz köle. Bu nasil kardeslik. ?Biz Kürtler bu mevcut kosullar sürecekse kardes olmak da istemiyoruz. Ancak esit, adil ve özgür kosullarda olusabilecek bir kardeslik bizim için anlamli olabilir. Biz yüzü gülen bir kardeslik istiyoruz.

Çok uluslu, çogulcu ve çek renkli demokratik toplumlarda, kisiler, etnik aidiyetleri ile adlanir ve bu özellikleri ile anilirlar. Etnik ayrilik kardeslik degildir, ama düsmanlik da degildir. Özgür, esit ve adil düzenlerde birlik içinde bir arada ‘dostça’ yasamak farkli ulusal özeliklerde olsalar dahi her etnik kesimin özlemidir bu durumlarda özgür halklarin ütopyasini gönüllü ve esitlik temelinde bir yasam süsler.

Türkiye’de aydin olmak yürek isidir. Cesaret ister. Aydin gibi davranmak, aydin durusu sergilemek her babayigidin kari degildir.

Aydinlik yarinlara

Latif Epözdemir

Back to top button