Makale

HAK-PAR tek dogru seçenek

1 Kasim seçimlerine bir gün kaldi.

7 Haziran seçimlerinden önce hangi partiye ve niçin oy verilmesi gerektigini birkaç yazida dile getirdim. Bu parti HAK-PAR’dir.

Çünkü yüz yüze oldugumuz tüm önemli sorunlarin çözümü konusunda dogru, çagdas bir programi var.

Bunlarin basinda Kürt sorunu, Alevi sorunu ve ‘elbet- ekonomik sorun geliyor.

Kürt ve Alevi sorunlari çözülürse, ekonomik sorun da çözülür; çünkü ülkeye baris gelir, komsularla iliskiler yumusar, büyük bir ordu ve polis gücüne gerek kalmaz; kaynaklar silaha, savasa, yikima degil, ekonomik ve toplumsal gelismeye harcanir. Toplum çag atlar.

Ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur ve su anda seçime giren partiler içinde, HAK-PAR disinda hiçbir partinin bu sorunun çözümüne yönelik çagdas, somut bir programi yok. Buna HDP de dahil.

HDP’nin ‘demokratik özerklik’ dedigi seyin içi bos.

HDP ‘ortak vatan’ diyor ve bunu ‘Türkiye’ olarak gösteriyor. Türkiye elbet var; ama Kürtlerin yurdu olarak Kürdistan da var.

HDP ‘demokratik ulus’ diyor ve Kürtleri de Türklerle birlikte bunun bir parçasi gibi göstermeye çalisiyor. Oysa ne teoride ne pratikte ‘demokratik ulus’ diye bir kavram yok, bu da uydurmacadir.

Dogrusu su: Türkler bir ulustur; ama Kürtler de bir ulustur.

Öcalan’in Imrali’dan piyasaya sürdügü, aslinda devlet menseli bu teoriye ‘Türkiyelilesme’ deniyor… Bu da sözüm ona, Kürt sorununun çözümü oluyormus!

Oysa bu, eski inkâr ve asimilasyon politikasini daha kurnazca yöntemlerle hayata geçirme projesidir.

Oysa Kürt sorununun çözümü için birkaç bin yillik Kürdistan’in Türkiye olmasi ve birkaç bin yillik Kürt halkinin Türklesmesi gerekmiyor.

Kürt sorunun çözümü bize göre esitlik temelinde mümkündür ve bunun biçimi de federasyondur; yani bir Kürt-Türk federasyonu. Iki halk birlikte, baris içinde yasayacaksa biçimi budur. Dünyada bunun pek çok örnegi var.

Biz HAK-PAR iste bunu istiyoruz.

Bunun için de Kürt halkinin özgür olmasini isteyen -bunun yani sira baris ve demokrasi isteyen- insanlar HAK-PAR’a oy vermeli. O, gerek duydugumuz degisimci, çagdas partidir.

Çözüm HAK-PAR’dadir.

Bazilari, yana yakila: ‘HDP’ye oy verin ki baraji assin’ diyorlar. Neden? Assa ne olacak?

Bazilarinin derdi böylece AKP’nin tek basina iktidar olamamasi…

AK Parti karsitlarinin, onunla kozu olanlarin tümünün ortak özlemi ve çabasi bu.

Evet, bu mümkün; 7 Haziran seçimlerinde böyle oldu. Oldu da ne oldu, hangi sorun çözüldü? CHP, MHP ve HDP bir araya gelip koalisyon bile kuramadilar. 7 Haziran’dan bu yana meclisi bile çalistiramadilar.

Peki AKP-CHP koalisyonu kurulsa Kürt sorunu, hatta Alevi sorunu çözülür müydü, ülkeye baris gelir miydi?

Ya AKP-MHP koalisyonu kurulsa, bu Kürtler ve Aleviler için daha mi iyi olur?.. Bugünleri aramaz miyiz?

Ne ilginçtir, ambleminde ‘Türkiye Türklerindir’ sloganini on yillardir inatla sürdüren gazete ve Dogan medyasi bir bütün olarak bir kez daha var gücüyle HDP’ye destek veriyor.

Nazli Ilicak ‘oyum HDP’ye diyor. (Nazli Hanim cesur, Türkiye ölçülerine göre demokrat biri, bunu da belirtmeliyim; ama Kürt sorununun çözümünde bizim gibi düsünmedigi, solla barisik olmadigi da açik.)

Hatta hatta, Sözcü Yazari Çölasan Kemalistleri HDP’ye oy vermeye çagiriyor!

Bütün bunlar, birçoklarinin ‘Kürt siyasi hareketi’ olarak niteledikleri PKK-BDP kesiminin ve ona eklemlenerek HDP’yi olusturan marjinal solun dostlari mi? Böylece Kürtlere destek veriyor, Kürt sorununun çözümünü mü istiyorlar? Yoksa solun mu güçlenmesini istiyorlar?..

Demek ki bugün, bu rüzgâra kapilip, ‘oyumuz bosa gitmesin’ diyen, bu gerekçeyle HDP’ye oy verecek olan Kürt yurtseverlerinin, Kürt halkinin dostu ilerici, demokrat insanlarin da oylari asil bu sekilde bosa gidecektir.

Dostlar, oylarinizin bosa gitmesini istemiyorsaniz HAK-PAR’a oy verin.

Güçlü ama yanlis olanin yaninda degil, dogrunun yaninda olun, onu güçlendirin.

Bazilari da sözde Kürt yurtseverligi adina seçimleri boykot ediyorlar. Bu tutum da yanlistir, sadece dogru ile yanlis arasinda tarafsiz rolü oynamaktir.

HAK-PAR gibi degisimci, gerçek çözüm ve baris öneren bir partiyi yalniz birakmak dogru degil. Sorumluluk duyan herkes üstüne düseni yapmali.

30 Ekim 2015

Kemal Burkay

Back to top button