Seni de çok özleyecegim

Dünyada en agir yük ne deseler, sanirim sevdigin birinin ardindan birseyler yazmaktir derim. Bu annen, baban, kardesin, arkadasin, yoldasin kisacasi sevdigin birine dair birseyler söylemek ve yazmaktir.
Sizlerinde bildigi üzere, geçen Pazar elim bir kazada Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Baskani Fehmi Demir’i kaybettik.
Agabeyim Fehmi’yi uzun yillardan beri taniyordum. Diye bilirim ki, ilk devrimci olmaya, Kürt ve Kürdistan davasina sarildigim ilk gençlik yillarimdan beri taniyordum.
Kendisi de yasadigim ilde ikamet ediyordu. Kendisiyle, DDP ve DBP sürecinde çalistim. O birçok partiliye abi, yoldas, inançli kararli ve yer yer sert bakislari ve ses tonuyla kendini bizlere sevdiren yöneticilerimizden birisiydi.
Ancak bu ne ugursusuzluk ve sansizliktir bilemiyorum. Agabeyim yoldasim Fehmi Demir’den önce de Yavuz Koçoglu’nu, Nurettin Basut’u, Dr. Bozan’i trafik kazalarinda kaybetmistim.
Her gidis ailelerini, dostlarini, kardeslerini ve sevdiklerini büyük bir aciya bogdu. Agabeyim Fehmi’yle de en son 10 Ekim’de Hollanda da görüsmüstük.
Ne kadar direngen, inançli, kararli ve her zamankinden daha inatçiydi. Gözleri daha çok parliyor, yüregi bir delikanli gibiydi. O davasina sevdiklerine siki siki sarilanlardandi,gücünü ve inadini kanimca; davasindan yürüdügü emin çizgiden aliyordu.
Fehmi Demir’i tanimaktan onunla çalismaktan gurur duydum. Onu erken kaybetmenin acisini derinden yasadim. Ilk duydugumda günlerce kendime gelemedim. Bir baska yoldasim ‘yas tutma zamani degil, onun yürüttügü yolu, kararlica inançla yürütme ve daha siki birbirimize sarilma dönemidir. Bizler dimdik ayakta kalmak zorundayiz’ dedi hakliydi.
Fehmi Demir ve diger tüm Kürdistan sehitlerimizin ruhu sad olsun! Onlarin gözü arkada olmasin. Onlarin sevenleri, inançli ve kararli yolda yürümeye devam edecekler ve halkimiz özgür günlere umutlu yarinlara gönül rahatligiyla gülümseyecekler.
Onun yoldaslari, torunlari, çocuklari onlarin baslattigi bu onurlu kervani menziline er ya da geç ulastiracaklardir.
Acimizi içimize atmaktan baska yol yok. Bu vesileyle bir kez daha annesine, kardeslerine, esine, çocuklarina ve biz yoldaslarinin, halkimizin basi sagolsun, sabirlar diliyorum.
Agabeyim;
Uyan desem, bu bir rüya deseler, yarin sandik basina gidecek ve partinin basarisini birlikte kutlayalim desem gözlerini açar misin?
Bak çay demledim, sigaran masanin üstünde. Gel de bu son çayi da birlikte içelim. Söz bu kez seni kizdirmayacam. Son Ankara’da oturup da konustugumuzda ‘vay Necla, sen neymissin’ o ‘neymissin?’ deyisindeki anlamli ses tonun hâla kulaklarimda çinliyor?
Aklin fikrin partiydi, örgütsel çalismalardi. Nefes almaya baslamistin, gözlerinin içi gülmeye ve daha siki hayata sarilmaya baslamistin.
Bunlari sana yazarken beynim zonkluyor. Keske bu yazi da bu hitap’da sana parti yöneticisiyken yazdigim raporlar gibi basit olmus olsaydi. Seni kaybetmek ne kadar agir geliyor bilemezsin.
Sevime, Ayseye ve esine nasil sarilmali. Birbirimize sarilirsak acilarimiz diner mi?
Seninle zaman zaman ters düstük, zaman zaman birlik olduk. Reklam yapmadan, asaglamadan, kirmadan ne çok sorunu tartistik ve sen ne kadar da açik cevaplar verdin. Iyiki seninle sana katilmadigim konulari da tartismisim, paylasmisim. Iyiki senin o net ve kararli durusuna sahit olmusum.
Seni ve sizleri çok özleyecegim.
Isiklar içinde uyu.
Benden tüm abilerime, dedelerime, pirlerime, seyhlerime bu ugurda canini veren tüm Canlara selam söyle…
Ugurlar ola…
Necla Çamlibel