Kürt halki artik savas, çatisma, ölümler istemiyor
Sadece Kürt halki degil, PKK camiasinin ‘irademiz’ dedigi Öcalan’da 2015 Nevroz mektubunda PKK ‘nin yürüttügü silahli mücadeleyi sonlandirmasi gerektigini belirtmisti.
PKK silahli mücadeleyi terk etmek bir yana, sehirleri bile savas alanina çevirmeyi hedefleyen bir strateji ortaya koydu. Daha çok Iran, Suriye politikalarina paralel ve bir anlamda Öcalan’in etkisizlesmesi anlamina da gelen bu politika ile Kürt yurtseverligine kaynaklik eden kasabalari çatismalarin merkezleri haline getirdi. Kurulan barikatlarin, kazilan hendeklerin arkasindaki halk rehin durumda.
Gençler ölüyor, çocuklar bomba ve silah sesleriyle büyüyor. Halk perisan, esnaf perisan, yoksul halk evini barkini birakip bir kez daha göç ediyor.
Bu barikat ve hendekler ayni zamanda legal demokratik kanallari da tikayan, HDP basta olmak üzere sivil siyaseti tikayan, üzerinde vesayeti derinlestiren bir tehdittir.
Bu durumu ‘halk savasi’ olarak süslemek, yüceltmek barikat, hendek güzellemeleri yapmak yasanan tahribata da ortak olmak, Kürt halki ile alay etmek demektir.
Bu çatismalar bir an önce sonlandirilmalidir. Bu savasi sürdürmenin hiçbir makul, kabul edilebilir yani yoktur.
Kendi disindan yükselen seslere kulaklarini tikayan PKK, gerçekten ‘müzakere’ ve diyalog zeminine dönmek istiyorsa ona uygun bir tutumu, üslubu da ortaya koymalidir
Devlet ise zaten sömürgeci reflekslerle, ‘sark kurnazligiyla’ Kürt sorununu PKK’nin silah birakmasina indirgemis, Kürt sorununun çözümüne yönelik ortaya bir makul proje koymus degil. Çözümlenemeyen sorunlarin her gün biraz daha agirlasarak toplumun gelecegini kararttigini görmemek için ya kör, ya da iflah olmaz bir Kürt düsmani olmak gerek
Kürt sorununu adil bir çözüme kavusturmak yerine Kürtleri oyalama, en sonunda ‘Avrupa özerklik sarti’na fit etmek pesinde olan devlet bu yasanan gerilimlerin, magduriyetlerin birinci derecede sorumlusudur.
Çünkü hem Kürt sorununun çözümü için hem de PKK’nin silahli mücadelesinin sonlandirilmasi için adim atmasi gereken, somut ‘makul projeler üretmesi gereken devlettir. PKKnin daglarda, kirsalda yürüttügü silahli mücadelesi de, kentlerde barikat ve hendeklerle yürüttügü çatismalarda Kürt sorununun çözümlenememesinden kaynaklanan sonuçlardir. Devlet’in sorunlari askeri yöntemlerle, silahla, sikiyönetimlerle, sokaga çikma yasaklari uygulayarak çözemeyecegi anlasildigina göre, yapilmasi gereken ortaya sorunun çözümüne hizmet edecek somut bir proje konulmasidir. Hükümet ‘çatismayi PKK baslatti ve o savas istiyor’ diyor ve biz soruyoruz sizi PKK mi yönetiyor? Savasmayin o zaman!
PKK ise ‘çatismayi saray baslatti ve 0 savas istiyor’ diyor ve PKK ye soruyoruz sizi ‘Saray’ mi yönetiyor? Savasmayin o zaman!
Biz HAK-PAR olarak PKK nin öncelikli olarak sehirlerdeki silahli güçlerini çekmesini, barikat ve hendek siyasetini terk etmesini ve nihayet barisçil – demokratik mücadeleye yönelmek üzere silahli mücadeleyi sonlandirmasini istiyoruz.
Yine HAK-PAR olarak Devletin ve Hükümetin öncelikli olarak diyalogu esas almasini, siddet/bastirma politikalarini terk etmesini, sokaga çikma yasaklarini kaldirmasini, Kürt sorununun çözümünü PKK parantezinden çikarmasini, tüm Kürt taraflarin katilacagi bir çözüm projesi ile sürece müdahale etmesini istiyoruz.
Arif Sevinç
HAK-PAR Genel Baskan Yardimcisi
Arif Sevinç