Dislere dolar dolandikça baris can çekisiyor
Adalet Can.
Aramizdaki dondurucu uzaklikta, sana ulastiramadigim bu kaçinci mektup. Olmazlari yasadigim karanlik gecelerin sayisini unuttum. Buzul gerçekler dökülürse dilimden, beni anlarsin misin?
Kararan geceyi sarmis sis bulutlarinin arasinda isiyan sehla gözlerini ariyorum. Kucagimdaki ürpertiyi nihayet isitabildim. Su aci ve ölüm siratinda sana öyle hasretim ki, circirlarin acili çigliklarina saatlerce agladim.
Bileklerime bir kelepçe gibi vurulu sevdan çekilince damarlarimdan, sensizlige alisamadan, evlatlari yerine ölümü kucaklamis bir annenin. Haci bir annenin, yatsi namaziyla huzurunda iken Rab’binin, hasim bahaneli köy baskininda, korunan-kollanan çapul marka çetelerce vurulmus halinin basinda, beni yakalayan hayatin acemisiyim hala.
Bugday basaklarini semizleyici bir serinlik var havada. Kilçillarin hisirtisi ürün denizine öfkenin yagdigini mustuluyor. Ilk yazin gizeminde o sehla gözlerini imgeledim sonunda. Sonra sevginin ilmigine sarilmis çocuklarla kiraçlara kosusumuzu algiladi beynim. Böylece korkuyu ezgi kirintilarinin sevecen koruculuguna terk ettim. Bu düssel sevgi yumagi olmasaydi çaresizlige katlanma direncimi yitirebilirdim, seytan kulagina kursun. Yoksa derin eksenli erk güvencesiyle hunharca düzenledikleri köy baskininda Tanri’nin soluguna siginmis melek yüzlü bir annenin yasamini yitirilisine, ürpertici çaresizlige katlanmayi kolay mi saniyorsun?
Hasim nedir bilmezdik Cané. Güzel sözlerle gülümseyen bir aileydik. Akrabaya, yoksula karsilik beklemeden yardim eden, sefkat ve sevgiyi güçlendirendik. Barisiktik herkesle. Kursun vuruslar uçurunca yürek uçlarimi, yalanci hüzünlere hüzünleniyorum, agliyorum agliyorum, üzerime daglar devriliyor. Hisim bildiklerimin çelmeleri baska türlü yakiyor içimi akrep akrep Cané, Cané nerdesin Keske çingene olsaymisiz seninle. Ne içimizdeki ergenekon , ne de isirgan kuyrugu biçkin hirsizlar, talancilar, riyakarlar bilmezlerdi yasadigimizi belkide.
Faili meçhuller böyle basladi Adalet Can. Acilarla basaklanan bugday selinde kimileyin öldürmeler kolaydir. Gizil masalarin meçhule yolculugu garantileyen börtü böceklerin sirtlari sivazlanali, mertlik bozulmus. Dislere çuval çuval dolar dolandikça Enel Hak’ka, Resul vicdanina nanik yapildigi bu cografyada kurtun disine kan deyiyor Adalet Can. Vicdanlarin temel diregi ADALET sadece agliyor, BARIS da can çekisiyor sessiz kimsesiz.
Unutun diyor insanlarin acilariyla keyiflenenler. Toplumun kaderini kendi ihtiyacina göre biçimlendirecek, ayni eksende karmasa erk edinmis holiganlar, can alici lejyonlar da unutun diyorlar derbest namludan cesaretle. YOKSA Insan haklari dernekleriymis. Pööhhh raprapindan, havasindan geçilmiyor kurusçuklarin.
Oysa ugruna kanimin pazarlandigi ata yadigari su tarlayi, uzak yakin kiraçlari ikimiz ne çok severdik. Circirlarin ürkek müziginin esliginde kelebek gibi konardik nazeninlere. Askolsun gelincik sarmalinda ögrencilerimize okudugumuz siirlerin ilmigini yakalardik. Bazen Diçle’nin kiyisina inerdik kaçamak adimlarla. Sen kürtçe bilmezdin, kürtçe ezgiler söylerdim sana.
Ne güzel nazarlik günlerdi.
Kir çiçekleri, kelebekler hayli zamandir yalniz. Yalniz circirlarin agit ezgilerine bazen
kendi ezgilerimin kirintilari karisiyor. Yetim gecenin iki yüzlü rüzgari miriltilarimi tarlanin
kim bilir hangi ucuna ulastirinca bu gizemde, suratima ‘sak’ diye azar oluyor. ‘Lütfen nöbet yerini duyumsatma kimseye. ‘Gece ilerledikçe göz kapaklarim agirlasiyor. Beynim ise uykunun ilmiginden uzak. Zaten biraz önce yankiyan agit karisimi bagirtilar, ilkel bir yel gibi sariyor geceyi. Uyku yok gecelere. Yasak. Tepemizde kopan beles kursun firtinasinda taslarla örülü nöbet yerimde tetik olmayi çoktan ögrendim.
Gördün mü. Rüzgar üsüdükçe iki yüzlülügünü nasil kanitliyor?Ögretmenligime inat, kucagimdaki siginagimin demiri cigerime ürperti olmadan, tepemde uçusan beles kursun yagmuruna, isaret fiseklerine ben de sikiyorum. Gökyüzü savklandikça, birer kus yumurtasi iriligindeki saskin yagmur damlalari da yüzüme cilkliyor. Madem yasama direniyorum, kurulu kapanlarla örülü bilinmezlere siginmak, tuzaklara düsmek yok Cané. Düslerimi yok eden aramizdaki cellatlarin kumpaslari beynime saldirsalar bile. Sana sözüm olsun.
Olmazlari yasadigim su aci ve ölüm siratinda, basaklar günün isiyan perçemine bulasti nihayet. Korucu çapulun beles madeni çigliklariyla çarpismadan bir kez daha uyku vaktini yakaladim hele sükür. Imgesel arkadasligina minettarim.
N’olursun Adalet Can. Büyüleyici bakislarina güvenip sira bana gelmez deme sakin. Amaçlanan sancilar, sorunlar kök salsin olduktan sonra, karanliktan beslenen korkaklar gözlerine bakmazlar. Karanliklari yaracak, isik olacak sözlerine bakarlar insanin. VE. . . aglama ADALET. Kirilmasin mazlumun kolu, kanadi. Kirli aglar sevinmesin. Sen agladikça gözyaslari sel oluyor.
Yemin olsun seni de günesi de çok özledim.
Ali KIZILAY
Emekli Ögretmen-YAZAR
Ali Kizilay