Olumsuz varsayilan hersey yok hükmündedir
ABD seyahatinde Erdogan’i protesto edenlerin seslerini bastirmaya kalkan tuhaf adamlarin videosunu görmüssünüzüdür. https://www.youtube.com/watch?v=sWxm-bxgP9g
Iktidarin her türlü muhalefet alerjisi mâlum. Her türlü farkli düsünceye karsi oldugunu, düsünce nasil, nerede ve ne zaman ifade edilirse edilsin had safhada hosgörü fakiri oldugunu biliyoruz, yasiyoruz.
Ayni tavir sorunlar için de geçerli. Iktidar sorun sevmiyor, sorun çözmekten tamamen aciz oldugu ve sorun olan herseyin kendine zarar vermek üzere kurgulanmis komplo olduguna inandigi için sorunla arasi yok.
Ne var ki bu ruh ve suur hâli artik baska bir sekilde kendini gösteriyor. Hassasiyet ve hiddet asamasindan kahretme ve imha etme asamasina geçmis bulunuyoruz.
Hoslanmamak baska, hoslanmadigini yok saymak veya yok etmek baska
Alti misal alalim. ISID tahliyeleri, iflâs erteleme furyasi, medya sansürü, bombali saldirilar sonrasi mintika temizligi, Kürd sorununa yaklasim, Türkiye’ye ugramayan kuraklik.
ISID’liler burali olsun baska ülkelerden olsun sistematik olarak tahliye ediliyorlar. Ben tutuklu olanini bilmiyorum. Oysa dünya âlem ISID’i küresel tehdit olarak kayda geçirmis ve buna göre hareket ediyor. ISID’in Türkiye’ye verdigi zarar da ortada. Buna ragmen iktidar ISID diye bir sorun yokmus gibi davranmaya devam ediyor. Bunu sadece ISID’in Türkiye’de varoldugu farzedilen suç ortaklariyla açiklamak mümkün mü?
Icra Iflas Kanunu’ndaki genisletilmis iflas erteleme hükmü, uygulandigi günden bu yana yaygin bir sekilde kötüye kullaniliyor. Geçen Cumartesi sona eren Uludag Ekonomi Zirvesi’nde Türkiye Bankalar Birligi (TBB) Baskani ve Ziraat Bankasi Genel Müdürü Hüseyin Aydin, Icra ve Iflas Kanunu’nda 2003 yilinda yapilan degisikligin borçlu ve alacakli iliskilerinde tehlikeli bozulmalara yol açtigini söylemis. Hayretini söyle ifade etmis: ‘Borçlular, izin verilen azami 5 yil süreye kadar rutin bir biçimde erteleme talep ederken, mahkemeler de bu ertelemeyi rutin bir biçimde yapiyor. Bir firmanin iyileseceginin 1 günde nasil anlasilacagini biz anlayamiyoruz. Adam persembe günü basvuruyor cuma günü karari aliyor.’ Mesaj açik: Kaya gibi saglam ekonomimizde iflas diye bir sey olamaz! Eger talep varsa iflas olasiligi 5 yilligina ertelenir, ortalik süt liman olur.
Medya sansürünün ve otosansürün ulastigi zirveler mâlum. Türkiye’de çikan gazete ve yayin yapan televizyonlarin ekseriyeti sadece olumlu haber vermekle yükümlü. Olumsuz haber diye bir kategori yok. Oysa gazetecilikte altin kural iyi haberin haber olmadigi degil midir? Keza bütün medyanin ayni iyi haberi vermesinin ne anlami olabilir?
3. Ankara Katliami sonrasinda belediye kollari sivamis saldiri mahalini temizlemis, otobüs duraklarini yeniden yapmis, asfalt atmisti. Cillop gibi olmustu hersey. Asla hatirlanmasin, unutulsun gitsin diye. Kötü hatira ya Bu memleket 1915’ten bu yana kötü hatirasini silmekle mesgûl. Gayrimüslimlerden kalan binlerce yapi yik yik bitmiyor. Bir tane dahî hafiza mekâni yok. Unutulsun gitsin her kötülük. Ne var ki hiçbir hesap sorulmadan sildikçe, yüzlesmeden unuttukça melânet de siliniyor mu? Hiç emin degilim.
Gelelim Kürd sorununa. Memleketin yüz yetmis yillik sorunu olmasina ragmen yaklasim sorunu yok saymakla yok etmek arasinda gidip geliyor yüz yetmis yildir.Eskiden Kürd yoktu, simdi Kürd var Kürd sorunu yok. Su sirada uygulamada olan yaklasim sorunu çözmek üzere düsünülmüs degil. Kalici sonuç elde edilemeyecegi asikâr.
Son misal bölgemizi kasip kavuran ama Türkiye’yi pas geçtigi iddia edilen kuraklik. Amerikan Ulusal Havacilik ve Uzay Dairesi (NASA) arastirmacilari Kibris, Israil, Ürdün, Lübnan, Filistin, Suriye ve Türkiye’yi kapsayan Dogu Akdeniz Bölgesi’nde 1998 yilinda baslayan kurakligin muhtemelen son 9 asrin en kötü kurakligi oldugunu belirlemis. Ama Çakma Cihan Haber Ajansi’nin verdigi habere göre aslan Orman ve Su Isleri Bakanligi ‘NASA’nin haberi ve haber kaynagi olarak kullandigi makale incelendiginde, ayrica bununla ilgili ülkemizde yapilan makaleler arastirildiginda son 9 asrin en kötü kurakliginin Türkiye için geçerli olmadigi kanaatine varilmistir’ buyurmus. Komik degil tabii, ama trajik oldugu asikâr.
O hârikalar diyarlari düsleri kuran, o dikensiz gül bahçeleri arzulayan muktedirler acaba olumsuzluklari görmeyince, duymayinca, okumayinca herseyin iyi cereyan ettigini mi saniyorlar hakikaten?
Esas ariza bu
Muhit projesini duydunuz mu?
Toplum Gönüllüleri Vakfi’nin Things sosyal teknoloji projeleri kuluçka yarismasinin sonuçlari 2015 basinda açiklanmisti. ‘Things, teknoloji alaninda uzman kisilerin önemli toplumsal sorunlara sosyal teknolojik çözümler ürettikleri bir alan.’ http://yourthings.org/tr
Birinci gelen proje ‘Muhit’ o zaman kendini söyle tanitmisti: ‘Mahallelileryasadiklari yerlerde söz sahibi degil. Önerilerini dogru yere iletemiyor. 180 yildir seçilen muhtarlar Türkiye’de bagimsiz, yerel, dogrudan demokrasinin temsilcileri, fakat mahalleliler onlarin bu yetkisini etkili bir sekilde kullanmiyor. Mahallelilerin önerilerini iletebilecegi ve fikirlerinin deger gördügü bir platform olusturarak mahallelilerin yasadiklari yerlerde söz sahibi olmasini hedefliyoruz. Muhit ile fikirlerini mahallelilerle ve muhtarla kolaylikla paylasip, begendigin fikirleri destekleyebilirsin, projenin gelisimini takip edebilirsin.’
Bu yaratici gençler bir yil içinde gönüllü olarak çalisan yazilimcilar, sehir plancilari ve tasarimcilardan olusan bir ekiple Muhit’i (www.muhit.co) olusturdu. Projeye yurtiçi kadar yurtdisinda da destek geldi. Muhit Amerika’da MIT Üniversitesi’nin Küresel Degisim Projeleri yarismasinda finale kaldi. Sonuç yarin açiklanacak.
Potansiyel kullanicilarin www.muhit.co sitesine gidip, kayit olduktan sonra fikirlerini olusturmaya baslamalari ve begendiklerini desteklemesi bekleniyor.
Fikirlerin hayata geçmesi için komsularinizin ve muhtarinizin destegi çok önemli.Muhitçiler bizi muhtarimiza Muhit’ten bahsederek gönüllü olarak kayit olmalarini desteklemeye davet ediyor. Mahallenizde Muhit’ten bahsederek sürecin organik bir sekilde gelismesine katkida bulunabilirsiniz.
Iktidarin anca cahil birakmaya veya sehit olmaya layik gördügü gençlerde ölümü degil hayati, sevgiyi ve paylasimi tasiyan bir dinamik var, ne mutlu ki
Keza iktidarin oy deposu olarak gördügü muhtarlar bakarsiniz gerçek ademimerkeziyetin aktörleri oluverirler.
Muhakkak bir göz atin!
HABERDAR-2 Nisan
Cengiz Aktar