Makale

Hirsiz yok, darbeci yok, sikeci yok

Siyasal iktidar hirsizliktan suçüstü olunca, hemen ‘milli ordumuza kumpas kurmuslar’ diye bagirdi…

Sonrasi malum ‘siraci-bozaci’ hikâyesi… Hirsizlar darbecileri, darbeciler hirsizlari, her ikisi sikecileri, sikeciler de hirsizlarla darbecileri çesitli beyanatlarla aklayiverdiler…

Simdi Bremen mizikacilari gibi bagiriyorlar…

Aslinda masalda esegin üstünde köpek, onun üstünde kedi, onun üstündeki horoz bagirarak hirsizlari korkutur ama burada etrafi korkutmaya çalisan bizatihi hirsizlarin kendileri…

Ne diyorlar?

Türkiye’de ‘hirsiz yok, darbeci yok, sikeci yok’mus.

Kime göre yok?

Bremen mizikacilari gibi birbirlerinin sirtlarina tirmanarak ayakta kalmaya çalisan hirsizlara, darbecilere, sikecilere göre yok tabii…

***

Dogrusu en saskinlikla izledigim de Ilker Basbug… Özellikle de 17-25 Aralik’a ‘darbe’ demesi…

Acaba neye ‘hirsizlik, yolsuzluk, rüsvet’ derdi, merak ediyorum…

Onca kaniti görmezden gelerek hirsizlari aklamaya çalismanin amaci ne?

Siyasi iktidarla iyi geçinmek mi?

Yoksa darbecileri aklayanlara diyet borcunu ödemek mi?

***

TSK gibi devasa bir örgütlenmeyi yönetmis biri söz konusu olunca daha ciddi bir donanim, daha bir derinlik, daha bir parilti, daha bir özen, daha bir tutarlilik bekliyorsunuz…

Analizlerde hiçbir ‘anayasal ve hukuksal ölçü’ yok…

Modern devleti olusturan; yasama, yürütme ve yargi üçlemesinin olusturdugu Kuvvetler Ayrimi prensibi yok…

Tüm anlatim, ceza hukukunda tanimi olmayan bir ‘paralel’ suçlamasi üzerinden gidiyor…

Bu kadarini, karisini dogradiktan sonra hâkimi ‘paralelci’ diye suçlayan koca da söylüyor…

***

Anayasal düzeni dümdüz eden, fasizan bir siyasal Islam pesinde zorbaca kosturan, ISID ile sarmas dolas olan zihniyete ise övgü var.

Benim gençligimde ‘kurmaylik’ fazlasiyla önemsenirdi, daha dünyayi okumaya, daha kavramsal tahlile yatkin bir akil olarak görülürdü…

Tüm gelismeleri ne idügü belirsiz bir ‘paralel’ suçlamasi üzerinden izah etmek, hirsizliktan hiç söz etmemek bana Basbug’un bulundugu makamlar göz önünde tutuldugunda fazla hafif geliyor dogrusu…

‘Kurmay akli’ dedikleri bu mu gerçekten?

Hirsizlik yaparken yakalanmis Islamci bir fasizmle ‘ittifak’ aramak mi?

Bir gün yargilanmasi kaçinilmaz olan böyle bir iktidara siginmaya çalismak mi?

***

Kimse fazla hoplayip ziplamasin…

Bir kez daha tekrarliyayim; sayet hukuk yoksa ve her sey siyasal çikarlara göre sekilleniyorsa, dün ceza alan bugün sütten çikma ak kasik sayilabiliyorsa, yeniden görüsülecek olan bu davanin sonuçlari için de simdiden kesin bir sey söylenemez.

Siyasetin ne zaman nasil degisecegi bilinemeyecegi gibi ‘hukukun’ ne zaman bugünkü derin uykusundan uyanacagi da bilinemez.

Kararlar ‘konjonktüre’ göre degisse de kanitlar degismiyor… Dosyalarda öyle tas gibi duruyor.

***

17-25 bir gün yargilanacak… 17-25’in bir ucu Amerika’da yarginin önüne çikmaya hazirlaniyor… Orada hangi gerçeklerin açiga çikacagini ise hiç kimse bilmiyor.

17-25 çözülmeye baslandiginda her sey de onunla birlikte çözülmeye baslayacak.

Bati kampinda bulunan bir ülke, üyesi oldugu kulübün evrensel kurallarina tümden ihanet eden bir anlayisla ne kadar yol alabilir?

Hem Türkiye’yi, hem dünyayi yok sayarak kendi çikarlarina göre analizler yapanlar, yanildiklarini pek de uzak olmayan bir gelecekte görürler.

***

Mertlik ‘delikli demir bulununca’ degil, 17-25 Aralik’ta hirsizlar yakalaninca bozuldu…

Hirsiz yokmus, darbeci yokmus, sikeci yokmus.

Bunlara göre binlerce insan öldürülmedi, milyonlarca dolar çalinmadi, darbe planlari yapilmadi.

Siz hep birlikte bagirarak yalan söylediginizde gerçekler degismiyor.

O gerçekler, hiç ummadiginiz bir yerde karsiniza çikmak için sizi sessizce bekliyor.

—————————————————

Özgür Düsünce-27 Nisan

Mehmet Altan

Back to top button