Dogru talepler, dogru yöntemler

Sevgili okurlar, dostlar,
On gündür Isveç’te, Stokholm’dayim. Iki haftaya dönecegim.
Ekim ayi Isveç’te sonbaharin en güzel zamanidir. Agaçlar binbir renge donanir, yapraklar göçüp gitmeden yilin en güzel sovunu sunarlar. Geç de olsa buna yetistim.
Kasim basinda ilk kar serpistirdi Stokholm’a, ama tuttmadi.
Gelirken birkaç gün dinlenmeyi düsünsem de henüz pek dinlenemedim. Anilarimin 3. Cildini bir kez daha gözden geçirdim ve bu yorucu is nerdeyse tüm zamanimi aldi.
Ülkeden ayrilirken havaalaninda beni taniyan polislerden biri: “Kemal Bey, ülkeye tekrar dönecek misiniz?” diye sordu. Sanki ülke dönülmez hale geldi demek ister gibi… Haksiz sayilmaz! Ama ben artik darbe de, karsi darbe de olsa uzaklara, sürgünlere gitmek niyetinde degilim. Bu ülke bugüne kadar birçok kusagin basini yedi, bu gidisle daha birçok kusagin da yiyecek. Yine de çikar yol baris ve huzuru yabanci diyarlarda aramak degil, onu kendi ülkemize getirmek. Her seye ragmen bu is yine bize, bu ülkenin insanlarina düsüyor.
Dikkanizi çekmistir, epeydir pek bir sey yazmiyorum. Oysa ortalik kayniyor ve söylenecek çok sey var, degil mi? Ama ben de ortalik daha bu derece kaynamadan önce durumun kötüye gittigini pek çok isarete bakarak pek çok kez yazdim, elimden geldigince bu isten sorumlu olanlari önlerindeki uçurum, yangin ya da batak konusunda uyarmaya çalistim. Ama aldiran kim! Kendillerini kavganin sicagina kaptirmis olanlarin kulaklari sagduyulu çagrilara ne yazik ki kapali. Simdi bataga saplaninca, ya da yangin dörtbir yani sarinca, neden bu duruma düstük, bunda kendi payimiz, kusurumuz yok mu diye sormuyorlar bile…
Sorunlarin çözümünü bilmeyenlerden, aksine onlari büyütüp azdiranlardan çözüm beklenmez. Çare yine dogrulari kararlilikla savunup halk kitlelerini aydinlatmakta. Her seye ragmen karamsar olmayalim. Halk aldatilmis olsa da, zaman zaman yanlis adamlarin, yanlis politikalarin ardina takilsa da ondan umut kesilmez. Sonunda degisimi saglayacak olan yine halkin kendisidir, onun bagrinda boy verecek saglikli güçlerdir. Nitekim bunun da isaretleri var.
Kürdistan’da kitlelerin tutumunda ciddi bir degisim yasaniyor. Yillardir kitlelerin emegini destegini hor kullananlar, suya sele verenler, çukura hendege gömenler, ektiklerini biçmeye basladilar bile. Yanlis yapanlar ve bunda israr edenler halkin güvenini destegini hizla yitirmekteler. Bu bir kirilma anidir.
Bize düsen böyle bir dönemde sasirmadan, kararlilikla dogru yolu izlemektir. Hem halkin gerçek taleplerini dile getirmek, hem de bunu dogru yöntemlerle yapmaktir.
4 Kasim 2016
Kemal Burkay