Esad’i nasil devireceksiniz? Rusya’yla savasacak misiniz?
Cumhurbaskani Erdogan yine bütün dünyayi sasirtti.
Önceki gün Istanbul’daki Parlamentolararasi Kudüs Platformu Sempozyumu’nda söyle dedi:
‘Devlet terörü estiren zalim Esed’in hükümdarligina son vermek için biz oraya girdik, baska bir sey için degil!’
Oysa Firat Kalkani denilen askerî operasyonun amaci ISID’i etkisiz hâle getirmek degil miydi?
“Biraz daha genisletilmis ifadesi’ ile ISID’i ve YPG’yi?
Zaman geçtikçe, harekâtin daha çok sinirlarimiz yakininda olusabilecek bir Kürt koridorunu önlemeye yönelik oldugu ortaya çikmamis miydi?
Bir yil önce Rus uçaginin düsürülmesinin ardindan TSK’nin adim atamadigi Suriye’ye, Rusya ile barisilmasindan sonra girilebilmis, yapilan anlasma geregince Moskova’nin müttefiki olan Esadiktidarina yönelik eski keskin elestiriler mecburen rafa kaldirilmamis miydi?
Hatta Rusya’nin, ABD de dâhil olmak üzere Bati’yi Esad’in liderligine razi ederek ISID’le savas ortak paydasina yöneltmeyi basarmasindan sonra, Türkiye’nin de politikasini buna göre ayarladigi düsünülmüyor muydu?
* * *
Birdenbire ne oldu?
Erdogan neden Esad’in devrilmesini ‘asil hedef’ olarak açikladi?
Bu açiklamayi yaparken dünyadan nasil bir tepki görecegini hesapladi acaba?
En basta da Rusya’dan?
O Rusya ki, son zamanlarda neredeyse ‘tek dostumuz’ durumunda.
ABD ile fena halde bozustuk. AB’ye de rest çekip sirtimizi döndük. Diger yandan ‘Yav bizi Sanghay Isbirligi Örgütü’ne (SIÖ) alin!’diye sesleniyoruz. ‘Rusya artik vizeleri kaldirsin, bu arada domateslerimizi de alsin’ diyoruz. Moskova’ya dogru ‘Biz artik eskisi gibi dostuz, hatta eskisinden de daha siki dostuz’ diye bagiriyoruz.
Sonra birdenbire Kremlin’in kazanmak üzere oldugu Suriye satrancindaki en önemli taslarindan birine ölümüne saldirdigimizi ilan ediyoruz.
Bu ne perhiz bu ne lahana tursusu?
* * *
Sputnik, Cumhurbaskanligi’ndan adini açiklamadigi bir kaynagin sözlerini aktariyor: ‘Erdogan’in bu sözleri harfi harfine ele alinmamali. Umarim ki bu nedenle Rusya ile yasanan yanlis anlama hizli bir sekilde ortadan kaldirilir.’
Yani?
Tamam, ‘Rusya ile Türkiye arasinda yeni kriz’ diyen bazilari gibi fazla heyecanli davranmayalim; ama en azindan ‘sikintili bir durum’ dogdugu ortada. ‘Yanlis anlasilmaya çok elverisli’ sözler bunlar. Durumu kurtarmak için sözlerin ‘harfine degil ruhuna’bakmak gerekecek galiba.
Peki, o ‘ruh’ bize ne diyor?
Cumhurbaskani kime konusuyor?
Dis politikayla ilgili, ama iç politikaya yönelik mi?
Pardon, beyler
Politika denilen seyi iyice maymuna çevirmenin âlemi yok. Dürüst ve açik olmak bu kadar mi zor?
Erdogan’in Esad’i düsürmek gibi bir hedefi var mi yok mu?
Bu net soruya net bir cevap verin lütfen.
Bence Erdogan cevabi verdi.
O aslinda hiçbir amacindan asla vazgeçmiyor.
Sadece bazen ‘tramvaya biniyor’ ve tramvayda gittigi süre içinde farkli konusmalar yapabiliyor. Ama zaman zaman ‘son duraga gelmeden’ de ‘gönlündeki aslan’i ortaya koyabilecek kadar açik sözlü
* * *
Basit sorulara devam edelim:
Esad’i nasil devireceksiniz?
Yeterli güce sahip misiniz?
Rusya’yi karsiniza alabilecek misiniz?
Ya Iran’i?
Çin’i?
Üye olmak istediginizi defalarca dile getirdiginiz SIÖ’yü?
Ve tabii ki ABD’yi? ‘Ayni anda hem ISID hem de Esad’la savasmak ahmakliktir’ diyen ve göreve geldiginde Suriye’yi Putin’in kucagina atarak geri çekilme ihtimali olan yeni Amerikan lideriTrump’i?
Diger birçok devleti ve siyasi, askerî gücü?
PKK’ya, PYD’ye, FETÖ’ye, ISID’e, Esad’a karsi savas! Arti ABD ve AB de var… Içerdeki yazar ve gazetecilerden, Suriye ve Irak’taki ‘Osmanli hakki topraklarimiz’a, Yunanistan’dan alinacak ‘adalarimiz’a kadar ‘düsman yelpazesi’ni ve hedefleri genisletir de genisletirsiniz.
‘Bütün dünyaya karsi tek basina savasiyorum’ hissi, garip ancak heyecan verici bir magdur romantizmine uzaniyor galiba…
Ama Kudüs Sempozyumu’nda o sözleri ederken, liderini hâlâ yeterince anlayamamis olan Islam Dünyasi’na ve bu arada cüzdani yüklü Suudi Arabistan ile Katar’a yönelik mesaj verme kaygisi da yok degildi sanirim.
Bir de malum, ‘belagat sanati’ni bir kez daha konusturur patlatiriz bir seyler, sonrasina sonra bakariz, diye düsünülmüs (yani düsünülmemis) olabilir.
Ama Ruslarin da alinganligi tutuyor bazen iste!..
* * *
Rusya’dan epeyce tepki yükseldi dün.
Siz ‘Yav gerçekten de harflere takilmamak, yanlis anlamamak lazim’ filan diyerek kendinizi rahatlatabilirsiniz tabii, ama Rusya medyasinda konuyla ilgili yüzlerce haber ve yorum çikti.
24 Kasim 2015 sonrasindaki ortami hatirlatan vurgular az degildi. Örnegin, ‘Erdogan Putin’i ikinci kez sirtindan hançerliyor/hançerleyecek’ türünden…
Putin’in sözcüsü Peskov, Erdogan’in sözlerini sasirtici buldugunu, bunun önceki açiklamalarla çelistigini, Türkiye’nin amacinin Esad’i devirmek oldugunun kendilerine söylenmedigini, bu sözlerin aydinlatilmasini beklediklerini dile getirdi.
Disisleri Bakanligi sözcüsü Zaharova ve Bakan Yardimcisi Bogdanov da ‘Türkiye ile yapmis olduklari anlasmalari’hatirlatarak, türlü çabalarla Ortadogu politikasini degistirmeye çalistiklari (belki de artik önemli ölçüde degistirdiklerini düsündükleri) Erdogan’in aslinda pek de degismedigini görmekten dolayi duyduklari hayal kirikligini diplomatik dille ifade etti.
Bugün Rusya Disisleri Bakani Lavrov, Alanya’da muadiliÇavusoglu ile görüsecek.
6 Aralik’ta da Basbakan Yildirim Rusya yolcusu.
Muhtemelen her iki ziyarette de bu konu gündemde olacak. Direkt olarak ‘harflerle’ ortaya konmasa da Esad’i devirme açiklamasinin ‘ruhu’ görüsme masasinda gezinip duracak.
Iyi de neden?
Neden böyle bir açiklama yapiyor Erdogan?
* * *
Halep ‘düstü düsecek’ o yüzden mi acaba?
Suriye Silahli Kuvvetleri’nin (elbette Rusya ile isbirligi içinde) Türkiye sinirina dogru ilerleyisinden, savasin nasil biteceginin asagi yukari ortaya çikmasindan mi?
Ortadogu politikamizin bir kez daha iflas etmesinden dolayi mi?
Birbirine tehlikeli ölçüde yaklasan (Rusya destekli) Suriye ordusu ile Türk Silahli Kuvvetleri arasinda giderek artan çatisma riskinin bunaltici baskisindan mi?
24 Kasim’da (Rus uçaginin düsürülmesinin birinci yildönümünde) El Bab yakinlarinda, Türk birliklerinin ‘Rusya’ya degil Suriye’ye ait’ olduklari söylenen uçaklarla bombalanarak üç sehit verilmesinin acisinin çikaril(a)mamasindan mi?
Trump’in göreve baslamasi öncesinde, yani sayili haftalar içinde, Ortadogu denkleminde Ankara’nin da masada güçlü bir unsur olarak yer alacagi bir tablo yaratmak gerektigini hissetmekten, ama bunu bir türlü becerememekten mi?
* * *
Yazimin sonuna geldigimde haber geldi ve gülümseyerek okudum. Benim ‘bugünlerde mutlaka olur’ dedigim sey hemen bugün oluvermis: Artik gün asiri birbirini aramaya baslayan Putin ile Erdogan aksam saatlerinde bir telefon görüsmesi yapmis.
Resmî açiklamalar tabii ki bu telefon görüsmesinin ana içerigini vermiyor. Hele hele (görüntülü konusma olmadigini varsayiyorum) liderlerin özenle seçtikleri sözleri telaffuz ederken yüz hatlarinin, jest ve mimiklerinin nasil oldugunu hiç aktarmiyor maalesef.
Ama belli ki, Erdogan ‘Suriye’ye Esad’i devirmek için girdik’açiklamasinin yanlis anlasilmamasi (!) yolunda bir seyler söylemis, Putin de cevaben ‘yanlis degil dogru anladigini’ (!) yatistirici bir tonda ifade etmis. Ve ortam yumusamis…
Eee, o zaman?
Ben bu yaziyi bosuna yazmis olmuyor muyum?
Öyle düsünmekte özgürsünüz elbette.
Eger siz Suriye iç savasinin patlak verdigi 2011’den itibaren Türk-Rus iliskilerinin nasil gerilmeye basladigini, 24 Kasim 2015’te ne denli korkunç bir darbe yedigini, sonrasinda yasananlar ne olursa olsun (akilli demeçler, uzlasmaci açiklamalar, özürler, turizm ve ticaretin eski düzeyine getirilme vaatleri, liderlerin bir araya gelmesi, birbirine gülümsemesi ve sik sik telefonlasmasi vs.) iki ülke arasindaki en önemli uçurum olan ‘güven bunalimi’nin ne derece ürkütücü boyutlara ulastigini ve ‘Esad’i devirmeye geldik’açiklamasiyla bu uçurumun biraz daha da derinlestigini görmeyenlerdenseniz…
Bu yaziyi bosuna okumussunuz demektir.
—————————————————–
T24- 1 Aralik
Hakan AKSAY