Makale

Dolar senin ölçüsüzlügünden artiyor

Ülke ekonomiyi ve dis politikayi da etkileyen siyasal bir krizin içinde debelenmektedir. Tek adam yasasi olarak bilinen anayasa teklifinin birçok maddesi meclisten geçti. Oylamalar devam ediyor.

Bu kosullarda ülkenin en önemli gündemi dolar ve avronun dizginlenemeyen yükselisidir. Türk Lirasi dolar karsisinda ciddi kayiplar yasamaktadir. Tam da bu süreçte Erdogan silahli terörist ile elinde dolar bulunduranin ayni sayilacagini söyledi. Bu konusma tam bir akil tutulmasinin göstergesidir.

Konusmaya gelmeden önce döviz yükselmesinin nedenlerini önce konusmakta yarar vardir. Iktisatçilara göre döviz iki nedenden yükselebilir. Dis etkenler ve iç etkenler.

Dis etkenlere bakildiginda diger ülkelerde para birimlerinin dolar karsisinda bir degerlenmesi söz konusu. En fazla deger kaybi binde bes düzeyinde. Bizim ülkede ise 2017 yilinin ilk 12 gününde Türk lirasi dolar karsisinda yüze 6.4 deger kaybetmis. Bu anlamda dis etkenlere bagli bir döviz artisindan söz edilemez.

Iç etkenlerden artis olabilme nedeni ise savaslar, felaketler, siddet, siyasal belirsizlik, siyasi basiretsizlik, iç huzursuzluk gibi nedenler dövizin yükselmesini saglayabilmektedir. Türkiye’nin içinde bulundugu atmosfere bakilinca dövizin yükselme sebebi iç etkenlerdir. Bugün tek adam yasasinin meclisten geçmesi, ülkede bir arada yasama imkanlarini ortadan kaldiracak kadar kutuplasilmasi, hukuksuzlugun hukuk olarak topluma dayatilmasi, meclisin ve siyaset mekanizmalarinin islevsizlestirilmesi, KHK ile insanlarin islerinden atilmasi, susturulmasi, sivil toplum kuruluslarinin kapatilmasi, televizyonlarin ve gazetecilerin susturulmasi, bombalarin her an her yerde patlayabilir olmasi, dis politikada sürekli bir iflas gibi bir çok neden bugün iç istikrarsizliga neden olmustur. Bu nedenler de dolar ve avronun yükselmesine yol açmaktadir.

Simdi Erdogan’in muhtarlarla toplantisinda ki konusmasina gelirsek; milli seferberlik çagrisi ile birlikte ele almak gerekirse cumhurbaskani dolari elinde bulundurup spekülatif kazanç saglayanlara karsi tavir almasi dogru gibi gelebilir. Ama sorun döviz spekülatörlerinin ekonomi üzerinde oyun oynamasindan çok farkli bir zeminde gelisiyor. Eger spekülatörlerin bir oyunu olsaydi Merkez bankasi müdahalelerle bu sorunu asabilirdi.

Oysa ülkede ekonomik kriz yapisaldir. Bu siyasetten beslenen bir krizdir. Burada da iki noktaya dikkat çekmek gerekir. Birincisi AKP 15 yillik iktidari boyunca sürekli bir sekilde kendisine ekonomik taban saglayacak politikalar gelistirdi. Bu anlamda birçok sirketin büyümesi için destekler sundu. Hatta bugün çok övünülecek köprü, tünel gibi yatirimlarda Yapan sirketlere döviz üzerinden ciddi kazanç imkanlari sundu. Köprü geçislerinde araç sayisinin azligi karsisinda devlet halkin cebinden yüklenici firmalara fazladan dolar ödemektedir. Bu anlamda devlet imkanlari ekonomiyi canlandirmak adina yandas sirketlere sunuldu. Cari açik geçmis yillara oranla oldukça riskli düzeylere çikti.

Ikincisi ise ülkede iç istikrar kalmamistir. AKP’nin kutuplastirici siyaseti, siddeti, toplumsal bölünmeyi ve toplumun geleceksizligini getirmistir. Siyaseten tek parti iktidari olsa da ülke siyasal bir istikrarsizligi yasamaktadir. Parlamento islevsizlestirilmis, 6 milyona yakin oy almis bir partinin vekilleri hapse atilmis, toplumsal bir sözlesme olmasi gereken anayasa oldu bittiye getirilerek halkin ne olup bittigini bile anlamasina imkan vermeden gözlerden kaçirilmaya çalisilmistir.

Bu durumda hiç bir yatirimci istikrarsizliga oynayarak yatirimda bulunmaz. Son zamanlarda yabanci yatirimcilarin döviz pozisyonuna geçmesi ya da ülkeyi terk etmesi bunun göstergesidir.

Tam da bu durumda Erdogan’in yeni bir terör tanimi yapip ülkede elinde döviz bulundurani teröristlikle suçlamasi yatimcilari tedirgin etmeye yetmistir. Sokakta ki insanin bile alay ettigi bu konusmayi yapabilmek için akil sagiligini kaybetmek gereklidir.

Istikrar adina oy isteyip, istedigi oyu alan bir iktidar buna ragmen ülkeyi demokrasiden, AB normlarindan uzaklastirip OHAL yasalari ile yönetmeye kalkarsa o ülkede istikrardan söz etmek için ya ahmak olmak gereklidir ya da sarlatan. Ne yazik ki bugün OHAL kosullarini alkislayan sarlatanlarin egemen oldugu bir medya dünyasi ile halkin gözü perdelenmek istenmektedir. Ancak büyük yabanci yatirimci ülkeyi yandas medya penceresinden görmüyor. Bu anlamda da istikrasiz bir ülkeye neden yatirim yapsin? Elinde dolar bulundurani teröristle es deger gören bir siyasetçinin tek adamligina giden bir ülkede elinde ki yatirim araçlarini senin ihtiraslarin adina neden feda etsin ki?

Sorun elinde dolar bulunduran da degil, sorun senin hukuku takmayan ölçüsüzlügündedir.

——————————————-

Gaziantep Sabah-13 Ocak

Celal DENIZ

Back to top button