Sitmaya Razi Etmek!
Sitmaya Razi Etmek!
Özellikle AKP ve MHP’nin referandum için yaptiklari hazirliklara bakilirsa, sanirim bu gün veya yarin Cumhurbaskani Anayasa Degisiklik Paketini onaylayip referandum için geri sayim baslayacaktir. Bu durumda 60 günlük süre dikkate alindiginda tarih de 16 Nisan gibi görünüyor.
Anayasalar toplumsal mutabakat metinleridirler. Anayasa degisikliklerinden mümkün oldugu kadar toplumun genis bir kesiminin mutabakati aranir. Özellikle referandum öncesi Degisiklik Paketinin getirdigi yenilikler, yarattigi firsatlar ve beraberinde getirdigi riskler her kesim tarafindan tartisilmasi gerekiyor. Tercih yapacak olan halk, neyi tercih ettigi konusundan hem aydinlanmali, hem de tercihlerinde özgür olmasi gerekiyor.
Toplumu takim tutar gibi fanatik evetçi yada hayirci yapmak, kutuplastirmak, ya da ötekilestirmek demokratik süreçleri islemez hale getirmekten baska hiçbir seye yaramaz.
Görüldügü kadariyla toplumda Baskanlik sistemi lehine güçlü bir rüzgar yok ise de aslinda aleyhine de güçlü bir direnç yoktur. Ana Muhalefet Partisi ve AKP disindaki kesimin asil itirazi, çagdas, demokratik esaslara uymayan ve denetleme denge sistemi olmayan, amiyane tabirle tek adam yönetiminedir. Kanaat önderleri, entelektüellerin asil kaygisi elestirisi güçler ayriliginin olmamasinadir.
Su an ülke Olagan Üstü hal ile idare ediliyor. Yüzbinlerce insan KHK’lerle isini, olanaklarini yitiriyor. Insanlar çesitli yaftalarla damgalanmaktan ve KHK’lara konu olmaktan çekiniyor. Muhalif basinin hemen tamami susturulmus. Mevcut basin ve yayin degim yerinde ise resmi gazete gibi çalisiyor. Her dönemde, menfaati icabi iktidara yalakalik edenler çoktur. Olagan Üstü Halin ilanindan sonra iktidar dalkavuklugu tavan yapmaya basladi. Oysa basin ve yayin organlari ayna görevi görmelidir. Toplumu aydinlatmali, iktidarinda eksik ve yanlisini gözler önüne sermelidir. Hükümet basin ve kamuoyunun aynasinda kendini görüp, varsa yanlisindan rücu etmelidir. Ayna yanlis gösterince, dogru düzeltme de olmuyor iste.
Pekala akli basinda herkes biliyor ki, degisiklik paketi güçler ayriligi ilkesine aykiridir. Yürütme, yasama ve yargiya göre çok fazla güçlendiriyor. Yasama ve yargi, yürütmeye tabi kiliniyor. Iktidar büyük oranda Cumhurbaskaninda toplaniyor.
MHP genel Baskani ‘Hayircilar referandumdan sonra nereye kaçacaklar’ diyerek simdiden açiktan tehdit ediyor. Hükümet kanadi hayircilari neredeyse ya FETO’ci ya da PKK’li ilan ediyor. Oldum olasi vatandasin bir kismini devlet yanlisi, bir kismini devlet düsmani ilan eden anlayisi sakat bulmusumdur. Aslinda siyasi iktidarlar koltuklarini yitirmemek için hep de böyle sakat tutumlari takinirlar
Ana Muhalefet Partisi, paket kabul edilirse ülke bölünür diyor. Oysaki bu pakette getirilen degisikliklerle birakin bölünme tehlikesi, ademi merkeziyetçilikten en ufak bir eser yoktur. Tam tersine merkeziyetçilik katmerleniyor.
Iktidar tarafi ise, paket geçmezse, terör azacak, her tarafta canli bombalar patlayacak, kamu güvenligi saglanamayacak diyor. Bunun da hiçbir maddi dayanagi yoktur. Aslinda yapilmak istenen ölümü gösterek, halki sitmaya. razi etmektir 15 Temmuz Darbe girisiminden önce de sonra da baskanlik sistemi yoktu. OHAL ilan edilmeden 16 Temmuz sabahi darbe ve terörle ilgisi oldugu sanilan binlerce kisi derhal toplandi. Bir gecede binlerce yargiç ve savci göz altina alindi. Mevcut Anayasada terörü ya da Paralel Devlet Yapilanmasini benimseyen tek bir satir düzenleme yoktur. Tam tersine anayasanin 6 maddesi ‘ Egemenligin kullanilmasi, hiçbir surette hiçbir kisiye, zümreye veya sinifa birakilamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynagini Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz ‘ hükmünü tasimaktadir.
Ingiltere 14.yüzyildan beri mesruti monarsiye baslamis. 1640 tan beri parlamenter sistemle idare ediliyor. Bu güne kadar bölünme tehlikesi yasamamis. Ciddi manada iç güvenlik sorunuyla karsi karsiya gelmemistir. ABD ise 1776 dan beri baskanlik sistemi ile idare ediliyor. Orada da büyük bir sorun yok. Bu iki örnekte de isleyen bir demokrasi, Insan haklarina saygi, hukukun üstünlügü oldugu için fazla sorun yasanmiyor.
Bu ülkenin basat sorunu demokrasi yetersizligi, Hukukun üstünlügünün yasam bulmamasi, Insan haklarinin korunmamasidir. Bu ülkede yurttas esitligi yoktur. Nüfusun üçte birini olusturan Kürtler ana dillerinde egitim göremiyor. Ayni sekilde Alevilerin Cem Evleri ibadet yeri kabul edilmiyor. Yasam alanlarina saygi yok. Kamu hizmetine alimlarda liyakat ve ehliyetin yerini partizanlik almistir. Seksen milyon insan tek bir merkezde idare ediliyor. Sorunlarin kaynagina inip çözmedigimiz sürece ne baskanlik sistemi ne de parlamenter sistem bize huzur getirmez.
Sistem degisikligi yapilacaksa öncelikle sorunlar çözülür, Toplumun tüm kesimlerinin ortak katilimi ile sistem de degistirilir. Öyle ölümü gösterip, sitmaya razi etmekle memlekete huzur getirilemez. 08.02.2017
Av.Abdulmenaf KIRAN
HAK-PAR Gnl.Bsk.Yrd.
Abdulmenaf Kiran