Makale

Türkler, ‘Tek devlet’ için Demokrasiden vaz geçti

Türkiye, bu geçis döneminde iki seyi ayni anda yaparak ‘tekçi’ yapisini ve sistemini korumaya çalisiyor: Kürtleri dislayarak, Araplara kucak açarak.

Sözcü’nün hedef haline gelmesi ve iki gazetecinin tutuklanmasi bile kabullenildi CHP etrafinda örgütlenmis laikçi çevre tarafindan. Çünkü açikça söylemeseler bile, demokrasi ve insan haklarindan tavizin ‘Tek devlet-Tek Devlet-Tek Millet’ kavramini güçlendirecegine inaniyorlar.

Her türlü hukuksuzluga sessiz kaliyorlar, tepki vermiyorlar, saibeli referandumu bile mesrulastiriyorlar çünkü bütün bu gelismelerin tek hedefinin Kürtler oldugunu biliyorlar. Su an, ‘Kurunun yaninda yasin da yanmasi’ dönemi.

Amerika Birlesik Devletleri de bizimkine benzer bir durumda ama büyük bir farkla. Amerika’nin Güney kesimi hala irkçiligin hakim oldugu bir bölge. Irkçilarin düsmanliklarini yönelttikleri yeni kesim ise Hispanikler. Cumhuriyetçi Parti etrafinda örgütlenen bu toplumsal kesimin karsisinda Türkiye’dekinden farkli bir yapi var.

Her seyden önce bagimsiz yargi hala önemli bir kurum. Federal bürokrasi de bu kavram içinde yer aliyor. Elbette Demokratik Parti ve tabani.

Cumhuriyet Halk Partisi’nden farkli olarak bu parti, irkçi-fasizan hareketlere direnen, karsi koyan bir tabana sahip. Bu partinin tutumunu yetersiz bulup sandiga gitmeyerek tepki gösteren önemli bir kesim var ama bu gerçek bile Demokratik Parti’nin bugünkü islevini azaltmiyor.

New York’u, Chicago’su, San Francisco’su ile esitlige ve çok renklilik ve seslilige inanan genis toplum kesimleri ve bunlarin destegiyle ayakta kalan bir medya var. New York Times, CNN, Washington Post gibi kurumlariyla bu gazeteler, inandiklari degerler ugruna mücadeleyi sürdürüyor.

Sinirlarin kalktigi, iletisimin duvarlari yiktigi bir dönemde, son kertede ‘Tekçi’ hiç bir yapi ve düsüncenin direnebilmesi mümkün degil. Ama elindeki gücü kullanarak gidisati yavaslatmasi, çarpitmasi mümkün.

Türkiye, bu geçis döneminde iki seyi ayni anda yaparak ‘tekçi’ yapisini ve sistemini korumaya çalisiyor: Kürtleri dislayarak, Araplara kucak açarak.

Suriye’den gelen Arap nüfusun hem Türkiye’ye yönelik sükran duygusu, hem de hizli nüfus artis oraniyla Kürtlere karsi önemli bir silah olacagini düsünüyor. Bugün sokaklarda yasayan küçük çocuklarin yarin nefret yüklü mafya veya terör örgütü adayini görmezden gelerek.

Ermenilere karsi Kürtlerle yapilan is birliginin yerini Kürtlere karsi Araplarla is birligi almis durumda.

CHP, basta hayat tarzi olmak üzere çok konuda AKP’nin karsisinda olabilir ama bu Mustafa Kemal ile Kazim Karabekir arasindaki fark gibi bir fark bu. Dünya görüslerindeki farklilik ‘ortak düsman’ olarak algilanan kesime karsi ortaklik yapilmasini engellemiyor.

Ana muhalefetin böyle oldugu bir cografyada, bürokrasi ve yarginin da tekçi yapinin parçasi olmasi gerçegi, Türkiye’yi Amerika’dan ayiran bir baska durum.

‘Gavur Izmir’ diye kendini ayiran Izmir gerçegi bu durumu en açik biçimde ortaya koyuyor. Izmir, soven milliyetçi duygularin en öne çiktigi kent olarak öne çikiyor. Rakisina, giydigi etegin boyuna müdahale etmedigin sürece Izmir’in mevcut politikayla sikintisi yok.

Müslümanlara konulan seyahat yasagina karsi New York’ta, San Francisco’da taniklik ettigimiz gösterileri, basta Kürtler olmak üzere farkli muhalefet kesimlerine yönelik haksizliklarda Izmir’den görmek mümkün degil. Çünkü, içten içe destekliyorlar bu uygulamalari.

Fasizm böyle bir toplumsal taban üzerinde kök salabiliyor zaten. Türkiye’nin bugünkü ruh halinin 1930’larin Almanyasi’ndan farki yok. ‘Tek’ olmayi kabul etmeyenler firinlarda yakilsa, tepki gelmeyecek bir atmosfer hakim Türkiye’ye.

Bu degerlendirmeyi yaparken, Sünni-Müslüman kesimin sinir tanimayan terör eylemleriyle günümüz Nazileri gibi algilandigi gerçegini unutmamak gerekiyor. Türkiye’nin bu gruplarla iliskileri sonuçta korumaya çalistigi her seyin tuzla-buz olmasi riskini çok ciddi biçimde tasiyor.

Yasayip görecegiz.

——————————————————–

Arti Gerçek-28 Mayis

Ergun Babahan

Back to top button