Iskenceciler Çocuklarini Sevebilir mi?
Karne günü Kozluk belediye baskanina suikast düzenlenirken 22 yasindaki Senay Aybüke Yalçin basina isabet eden kursunla katledildi. (http://www.ntv.com.tr/turkiye/batmanda-teror-ogretmeni-oldurup-karakola-saldirdilar%2ck-LWXXfwZEan2wiYQCikHQ) Adinin, cinsiyetinin, yasinin, mesleginin, milliyetinin ve nereli oldugunun ne önemi var? Onun isminin yerine çok sevdiginiz birinin adini sesli söyleyin ve bir Kürdün eliyle öldürüldügünü de belirtin.
Iskence yapan kim olursa olsun yapilan iskence anlatildiginda yazinin basligindaki soru dünyanin her yerinde muhtemelen sorulur. Çogu Kürd de ne yazik ki bu soruyu sormustur.
Iskence yapanlar sevdiklerinin, çocuklarinin, akrabalarinin, arkadaslarinin ya da genel olarak insanlarin yüzüne nasil bakabilir? Zulmedenler, katledenler insani duygulara sahip olabilir mi? Asik olabilir mi, baskasina iskence yapan elleriyle çocuklarina ya da annelerine dokunabilir mi, dramatik bir an onlari üzebilir mi, aglatabilir mi? Sevdiklerine de siddet uygulayabilirler mi? Çevreleri ve toplumlari için demokratik kararlar verebilirler mi?
Iskence ve planlanmis kötülük görenlerin, yapilmis iskenceleri okuyanlarin, dinleyenlerin aklina baslikta yer alan sorunun gelmesi ne kadar insancil ise, PKK’nin cinayetlerini görmezden gelenlere de benzer bir soruyu yöneltmek yanlis mi olur?
Dersim’de, Roboski’de sivilleri katleden, Ceylan Önkol’u, Kemal Kurkut’u katleden zihniyeti yadirgayanlar; 2008 yilinda bir dersane önünde 5 ögrenciyi bomba yüklü araçla katleden, geçen Agustos’ta yine bomba yüklü araçla on gözlüde biri 3 digeri 8 yasindaki ikisi çocuk 5 kisilik bir aileyi katleden ve en son karne günü Kozluk’ta bir sivili katleden zihniyetten rahatsiz olmuyorlar. Bu kadar üst üste ve sayisiz olayi ‘tesadüf, kuru ile yas, istemeden ya da yanlislik’ ile açiklamak mümkün müdür?
KESK’e bagli Egitim-Sen Yalçin’in katledilmesi üzerine yayinladigi yazida PKK’nin adini bile anmadan sadece ‘siyasi iktidari’ sorumlu tuttu.( http://egitimsen.org.tr/ogretmen-aybuke-yalcinin-olumu-hepimizin-yuregini-acitmistir-basimiz-sag-olsun/)
Iskenceciyi kayirmak, göz yummak, baska iskencecilerle kiyaslamak, karsi tarafi suçlamak, ‘kutsal davada bunlar önemsizdir’ demek, ‘planda iskence yokmus’ demek, ‘iskence yapmak zorunda kalmis’ diye savunmak, hakli yanlar bulmaya çalismak, ‘yapilan suçtur’ diyememek ne kadar saglikliysa; Yalçin’i katledeni, yöntemini, sonuçlarini ve ‘yasam hakkini’ tartismamak da o kadar sagliklidir.
Bizler kurgu bir tarih okuyarak ve dinleyerek büyütüldük. Bize olan etkilerini kavramak için yogunca tartistik ve hala da tartismalar devam ediyor. Bu uyanikligi, cesareti, kararliligi ve disiplini sergileyen bizlere ne oldu da PKK’yi yerli yerine koymakta zorluk yasiyoruz?
Bir kisim Kürdler Newroz alanina gidiyor, seçimde oy veriyor; PKK ise bombali ve silahli saldirilarina devam etmek için bunlari moral dayanak yapiyor. PKK bu destege dayanarak dogru yolda oldugunu ya da her yaptiginin kabul gördügünü saniyor. PKK’nin siddete devam etmek için bunlari dayanak yapmasinin, destek olarak görmesinin önüne geçmek zorunda degil miyiz?
Eger haklarin, huzurun, refahin ve belki de statünün pesindeyseniz ve PKK’nin anlayisinin, uyguladigi siddetin bu taleplere engel oldugunu, hepimize yikim getirdigini, hiç kazandirmadigini, hep kaybettirdigini de düsünüyorsaniz nasil davranmaniz gerekir? PKK’ye ‘Bi dur!’ demek gerekir. Bu, hendek sürecinde ‘sokaga çikin’ çagrilarini reddederek bir derece basarildi. Eger referandumda geçersiz oy verilseydi, PKK ikinci ve en esasli ‘demokratik’ tepkiyi almis olacakti. Elbette bölgemizde Evet’in temsil ettikleri karsisinda Hayir oylarinin bir kisminin bir durusu temsil ettigi de bir gerçektir ve bu nedenle Hayir orani toptan sahiplenilemez. Ayni durum Evet oylari için de geçerlidir.
Iskenceci biri asik olabilir, çocuklarini sevebilir, biri de bile bile bir iskenceciye asik olabilir. Bu durumun saglikli olup olmadigi tartisilabilir.
Iskence yapan birine asik olan digeri iskenceden habersiz midir? Habersizse, iskencecinin bunu gizlemesi normal midir? Haberdarsa, bunu sorun etmemesi normal midir? Dersim katliamina katilmis askerlerin esleri, çocuklari yok muydu?Dersim’i bir de Necip Fazil’dan da mi okumamislardi?
Iskenceci birine yaptigi iskenceleri görmezden gelerek sempatiyle bakmak ne kadar dogruysa, PKK’nin kendi içinde uyguladigi infazlarini ve saldirilarinda çocuklari da içeren sivilleri ve ‘demokratik cumhuriyet’ amaci için güvenlik güçlerini öldürmesini tolere etmek de o kadar dogrudur. Mesele, PKK’nin her tür siddet eylemine son vermesi gerektigidir.
PKK de birilerine sempatik gelebilir, hatta kendini PKK’ye adayabilir. Ancak PKK’yi eylemleri üzerinden tartismak bireyler kadar siyasi partilerin de sorumlulugudur, çünkü PKK’nin her bir adimi toplumumuza yikim getirmektedir. Eger bireyler, siyasi gruplar ve partiler arasinda soruna gereken agirligi vermeyen, buna karsi demokratik pratikler sergilemeyen varsa; bu, uygulanan siddete sempati duyduklari ya da siddet uygulayandan çekindikleri anlamina gelebilir.
Basliktaki soruyu baska bir açi için tekrar düzenleyelim; ‘Bir insan, çocuk da demeden insanlari rahatça öldürebilen bir devleti, bir örgütü, bir grubu ya da birini sevebilir mi?’
Aziz Yagan