Bagimsizlik referandumu Irak’in kendi iç meselesi mi degil mi?
‘Mesut Barzani’nin açiklamalari ve Amerika’nin bagimsiz Kürdistan’a yesil isik yakmasi, Türkiye’nin Cumhurbaskani olarak sizi düsündürmüyor mu?’
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Baskani Mesut Barzani’nin (6 Mayis 2015) ABD ziyareti sonrasindaki ‘Ne zaman olacagini söyleyemem ama bagimsiz Kürdistan geliyor’ sözleri ve ABD’nin Kuzey Irak’in bagimsizligina yesil isik yakmasi Cumhurbaskani Erdogan’a soruldu:
‘Mesut Barzani’nin açiklamalari ve Amerika’nin bagimsiz Kürdistan’a yesil isik yakmasi, Türkiye’nin Cumhurbaskani olarak sizi düsündürmüyor mu?’
Cumhurbaskani Erdogan’in bu soruya yaniti söyle oldu:
‘Bagimsiz Kürdistan meselesini Irak’in birinci derecede kendi iç meselesi olarak degerlendirmek gerekiyor. Yani Irak, kendi içinde eger böyle bir eyaleti bu sekilde bölünme ile neticelendiriyorsa bu onun iç sorunudur, bizi ilgilendirmez.’ (22 Mayis 2015)
Barzani yedi ay sonrasinda Guardian’a verdigi mülakatta da sunlari söyledi: ‘Bagimsiz Kürdistan onlarca yildir Kürtlerin hayaliydi. Simdiye kadar kuskucu komsu ülkeler tarafindan sertçe reddedildigi için gerçeklesmedi. Ancak simdi bagimsiz Kürdistan’a hiç olmadigimiz kadar yakiniz.. Bagimsizliga basta karsi çikan ülkeler Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin sinirlari dahilinde bir egemenligin daha belirginlik getirecegi için fikirlerini degistirmeye basladi.’
***
Barzani’nin verdigi mülakatta ‘bagimsiz Kürdistan’ konusunda neredeyse en büyük destegi Türkiye’den görecegi konusunda inanci dikkat çekiciydi. Söyle diyordu:
‘Size bir örnek vereyim. Türkiye’de Kürdistan ve Kürt ifadelerini kullanmak yasakti. Ama bir ay önce Türkiye’ye gittigimde Kürdistan bayragi Cumhurbaskanligi sarayinda dalgalaniyordu. Bagimsizlik referandumunu Türkiye ile konusmadik. Ancak yasadigimiz deneyimlere bakarak karsi çikacaklarini sanmiyorum. Bu bizim ulusal hakkimiz.’ (Ocak 2016)
Biliyorsunuz sonrasinda da Barzani Ankara’da, Istanbul’da karsilanirken bir devlet baskanina nasil karsilama yapiliyorsa o sekilde karsilandi. Türkiye Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bayragi ile.
Barzani Türkiye’nin bagimsizlik referandumuna karsi çikmayacagindan emin olmasinin cevabini zaten veriyor: Türkiye ile yasanilan deneyimler.
Nedir o deneyimler?
Barzani, çözüm sürecinde Türkiye’ye kosulsuz destek verdi. Erdogan’dan sürekli övgülerle bahsetti. Kürt halkinin Erdogan’a güvenmesini telkin etti. PKK’nin çözüm sürecini sabote eden saldirilarina ilk tepki veren isim yine Barzani oldu. Barzani yine Türkiye’nin yaninda durarak, Kürdistan Ulusal Kongresi’ni yapmak isteyen HDP’li heyete ‘Önce PKK’ya silahlari biraktirin’ sartini kostu. Yaptirmadi.
Hakkini teslim edelim. Çözüm sürecinin o dönem yapilan hatalara ragmen basariyla yürümesinde Barzani’nin katkisi büyüktür.
Ve bütün bunlarin arkasindan o meshur 16 Kasim 2013 tarihinde gerçeklestirilen büyük Diyarbakir bulusmasi gerçeklesti. Erdogan, ilk kez ‘Kürdistan’ dedi. Barzani’yi Kuzey Irak Kürdistan lideri olarak alkislatti ve ‘Kuzey Irak Kürdistan’inda yasayan kardeslerimi muhabbetle selamliyorum’ dedi.
Çok gerimizde kalmadi. Üzerinden asirlar geçmedi. Daha dün iste.
Hatta, Almanya’dan Erdogan’a ‘Bölücülük yapiyorsunuz. Dilinize sahip çikin’ diyen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye Erdogan’in cevabi TBMM’den AK Parti grup toplantisindan oldu:
‘Bize bölücü diyorlar. Peki Kürdistan diyen Mustafa Kemal’de mi bölücüydü?’ (19 Kasim 2013)
Düne kadar Kuzey Irak’a bakisimiz, bagimsizlik referandumuna bakisimiz, Barzani’ye yaklasimimiz böyleydi?
Barzani’ye ‘Türkiye’nin karsi çikacagini zannetmiyorum’ dedirten ve emin kilanda bu yaklasimlardi iste.
Peki, sunu söyleyebilir miyiz?
Ama biz Barzani’yi Diyarbakir’a davet ederken, çözüm sürecinde yanimizda olmasini isterken Barzani’nin kafasinda ‘bagimsiz Kürdistan’ diye birsey oldugunu bilmiyorduk!
Diyebilir miyiz?
***
Peki, ne oldu da dün ‘Irak’in iç meselesi’ olarak baktigimiz meseleye bugün ‘beka’ sorunu olarak bakiyoruz. Ya da Irak’in iç meselesine bu kadar tepki duyuyoruz?
Sorun su: Bizim devlet olarak köklü politikalarimiz yok. Dün neden destek veriyorduk bunun da net bir cevabi yok. Bugün neden bu kadar sert tepki gösteriyoruzun cevabi da yok. Çünkü günübirlik politikalarimizin ötesinde, esasli ve kalici politikalarimiz yok. Öngörümüz yok. 10 yil sonra sinirimizda gelismelere karsi öngörülü stratejilerimiz yok.
Eski Meclis Baskani Cemil Çiçek, tam da bu sorunu gayet güzel anlatacak bir belge gönderdi. Yil 1999. 12 Agustos. Kuzey Irak’ta Türkiye’nin milli güvenligini yakindan ilgilendirdigini düsünerek 20 arkadasi ile birlikte TBMM’ye bir önerge vermisler.
Özetle önergede sunlar yazili:
‘ABD’nin inisiyatifi ve yönlendirmesiyle Kuzey Irak’ta bazi gelismeler yasanmaktadir. Kuzey Irak’taki gelismeler basariyla tamamlanirsa, Türkiye’nin bütünlügünü, devletin üniter yapisini etkileyecektir.’
‘Barzani’nin yeni bir bayrak çekecegi ve milli marsini da ilan edecegi açiklanmistir. Bir süre sonra da kendi adina para basacagi iddialari vardir. Bütün bu gelismelerin nereye gittigi açiktir. Kuzey Irak’ta olup bitenlerin ciddiyetle takip edilmesi, TBMM’nin olumlu katkilarinin saglanmasi ve politikalarimizin bu minvalde gözden geçirilmesi sarttir.’
Adim adim gelinen bir süreç var. Buna ragmen o gün, Cemil Çiçek’in vermis oldugu önerge TBMM’de gündeme alinmis mi? Hayir. Meclisin gündeminde siyasi partiler meselesi var. Peki, Türkiye o günden bu yana olusturdugu bir politikasi olmus mu? Hayir. Günübirlik politikalarla yürüyen bir Türkiye var maalesef.
Dün hangi saikle ‘bizim meselemiz degil’ diyorduk. Bugün neden karsi çikiyoruz? Bilmiyoruz.
Benim görüsüm mü:
Ben Kürdistan’in kurulup kurulmayacagina, Irak’li Kürtlerin karar vermesi gerektigini düsünüyorum. Bizim de buna karisma hakkimizin olmadigina inaniyorum.
———————————————————-
Karar, 19 Eylül
Elif Çakir