M U T L U Y U M

Kemal Burkay
Güney Kürdistan referandumu, tüm baskilara, tehditlere ve bizzat içerden gelen kimi engellere ragmen, kararli bir tutumla yapildi. Bölge halki büyük bir coskuyla sandik basina giderek oyunu kullandi.
Katilimin % 75 dolayinda, bagimsizlik için evet oraninin ise yüzde 90’in üzerinde (yüzde 93 dolayinda) oldugu anlasiliyor. Bu simdiye kadar herhalde esi az görülür, belki de esi olmayan yüksek bir orandir.
Basindan beri referanduma öfkeyle karsi çikan çevrelerin endisesi de bundandi; onlar Kürdistan halkinin ezici bir çogunlukla bagimsizligi onaylayacaklarini biliyorlardi. Goran kesiminin olumsuz ve KYB’nin baslangiçtaki ikircimli tavrindan medet umdular, Bölgedeki Türkmen ve Araplari kiskirttilar; ama bunlar tutmadi. Simdi de Türkmenler ve Araplar referandumu boykot ettiler diye yürek sogutuyor ve sonuçlari küçümsemeye, çarpitmaya çalisiyorlar. Ama bu da nafile; herkes Türkmenlerin de Araplarin da büyük bölümünün referanduma destek verdigini gördü. Örnegin Kerkük’te katilim yüzde 80, yani ortalamanin üstünde oldu.
Böylece Güney Kürdistan halkimiz iradesini dosta düsmana gösterdi ve simdi bu basariyi coskuyla kutluyor. Insanlar, yaslisi-genci, kadini-erkegi ile sokaklarda; halay çekiyor, türküler söylüyorlar.
Biz diger parçalardaki ve tüm dünyadaki Kürtler de mutluyuz, sevinçliyiz. Kürt halkinin dostlari, iyi insanlar da bu sevinci paylasiyorlar.
Simdi sira bagimsiz Kürdistan’in nasil olacagina geldi. Güney yönetiminden gelen ilk açiklamalar bu bakimdan da sevindirici, onur verici. Güney Kürdistan halkimiz bölge bakimindan örnek demokratik bir devlet kurmaya hazirlaniyor: tüm etnik gruplarin, farkli dil ve inançlara sahip azinliklarin kendilerini özgürce ifade edebilecekleri federal bir cumhuriyet.
Federal birimlerin kendi seçimle gelen parlamentosu ve hükümeti olacak. Bes resmi dil olacak; Kürtçenin yani sira ‘azinlik dili olduklarina bakilmaksizin- Arapça, Türkçe, Süryanice ve Ermenice. Tüm farkli din ve mezhepler kendi kurumlarini özgürce olusturacak ve inançlarini özgürce yasayacaklar.
Bu bazi yönleriyle Almanya’daki, daha çok da Isviçre’deki sisteme benzeyen bir federalizmdir, örnek bir demokrasidir.
Inaniyoruz ki Güney Kürdistan halkimiz, geçisten gelen nice aci deneyimin verdigi birikimle, özgürlügün ve demokrasinin degerini bilerek bunu basaracaktir.
Komsu devletlere ve tüm dünyaya düsen ise Kürt halkinin iradesine saygi göstermektir. Birlesmis Milletler Örgütü, hiç degilse bu saatten sonra Kürt halkina karsi yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
Yine komsu devletlere, Bagdat’a, Ankara’ya, Tahran’a düsen, özgür ve demokratik bir Kürdistan’in insasina engel olmak degil, onunla iyi komsu olmaktir. Ayrica kendi ülkelerinde kendi insanlari için özgürlük ve demokrasiyi hayata geçirip onlari mutlu etmek ve barisa ulasmaktir. Kendi Kürt sorunlarinin çözümü de bunlar arasindadir.
Bu devletler, Kürt halkinin hakli özgürlük ve esitlik taleplerini karsilamayarak, halkimizi zorla, baskiyla sindirip asimile etmeye çalisarak bugüne kadar izledikleri çagdisi politikayi artik terk etmeliler. Bu yanlis politika ile hem Kürt halkina, hem de bizzat kendi halklarina çok zarar verdiler, çok aci yasattilar. Bundan böyle artik kavga dövüs bitmeli, sorunlar barisçi ve uygarca yöntemlerle çözülmeli. Gençler, çocuklar ölmemeli; köyler, kentler yikilmamali; insanlar göçmen durumuna düsmemeli; kaynaklar yikima gitmemeli.
Iran’in Ortaçaglara özgü rejimi geçmisten pek ders almis görünmüyor; belli ki eski yanlis politikalari sürdürecek, uluslar arasi kamuoyunu daha da karsisina alacak ve bunun bedelini ödeyecek. Ama hiç degilse uygar dünya ile bütünlesmeye çalisan Türkiye bunun için gerekli olan çagdas, uygarca politikalari benimsemeli, Iran ve uydularinin yanina düsmemeli.
Evet, 25 Eylül 2017 günü, yani dün yapilan referandumla bagimsiz Kürdistan Cumhuriyeti sahneye çikiyor. Bu Güney Kürdistan’da yasayan herkese ve tüm Kürtlere kutlu olsun.
Bu Kürdistan tarihinde büyük bir gündür.
Her onurlu Kürt gibi buna tanik olmaktan mutluyum.
26 Eylül 2017
Kemal Burkay