MAM CELAL’IN ARDINDAN

Kürt halki seçkin bir evladini, bir lideri kaybetti. Celal Talabani, halkimizin ona taktigi adla Mam Celal, yani Celal Amca, uzunca süren bir hastalik döneminin ardindan aramizdan ayrildi.
Onun yasam öyküsünü uzun boylu yazmam gerekmez. Siyasetle ilgilenen herkes, özellikle de her Kürt aydini ve yurtseveri bunu bilir. Benimse kendisiyle kirk yili askin bir hukukum var. Onun ve benim uzun mücadele yillarimiz boyunca sik sik yurt içinde ve disinda bir araya geldik, halkimizin özgürlügü için ortak çabalar gösterdik. Yayinlanan anilarimda yer yer bundan söz etmisimdir. Yayinlanacak olan iki ciltte ise Mam Celal’le ilgili çok dahasi var.
Onu daha 1960’li yillardan itibaren izliyordum. Güney Kürdistan’da Mustafa Barzani liderliginde ve KDP öncülügünde yürütülen ulusal kurtulus mücadelesinin içinde idi, özellikle diplomasi alaninda adi geçiyordu. Ama 1966 yilinda KDP liderligi ile yollari ayrildi.
Onunla yolumuz ilk kez 1972 yilinda Lübnan’da kesisti. Benim yurt disina ilk çikisimdi. Beyrut’ta oldugumu duyunca görüsmek istemisti. Ama görüsecegimiz gün isi çikmis ve Beyrut’tan ayrilmak zorunda kalmisti.
Güney Kürdistan’daki partizan savasina o dönemde Iran ve ABD destek veriyordu. Ama Irak ve Iran’in 1975 yilinda vardiklari Cezayir Anlasmasi’nin ardindan desteksiz kalan partizan savasi bir süre durdu. Mustafa Barzani, savasçilar ve bir bölüm sivil halkla Iran’a geçti, oradan da ABD’ye gitti.
Bunu izleyen aylarda KDP Idris ve Mesud Barzanilerin liderliginde yeniden toparlanirken Sam’da, Celal Talabani’nin liderliginde bir araya gelen üç örgüt de Kürdistan Yurtsever Birligi’ni (KYB) olusturdu. Programlari temel ilkeler bakimindan bizim 1975 basinda kurdugumuz Kürdistan Sosyalist Partisi’nin programina yakindi. KYB’nin kurulusunu o dönem yayin hayatina baslattigimiz Özgürlük Yolu Dergisi’nde yansittik.
KYB kurulusundan kisa süre sonra Güney Kürdistan’da yeniden partizan savasi baslatti. Talabani ile yüz yüze tanismamiz da bundan bir süre sonra 1976 yazinda oldu. Birkaç arkadasiyla birlikte Ankara’ya gelmisti. Daha ilk tanismamizda üzerimde neseli, hayat dolu bir insan izlenimi birakti.
Benim 1980 yilinda yurt disina çikisimin ardindan ise Sam’da, Avrupa’da ve Kürdistan’da sik sik bir araya geldik. Iran KDP lideri Kasimlo’nun. Suriye Kürtleri Ilerici Demokrat Partisi lideri Hemit Devrês’in, Irak Komünist Partisi lideri Aziz Muhammed’in, Suriye KP’nin ve daha sonra Irak KDP lideri Mesud Barzani’nin de katildigi toplantilarda dört parçadan Kürt yurtsever güçlerinin birlik ve dayanismasi ve bir ulusal kongre toplanmasi için çalismalar yaptik.
1990 yilinin basinda Londra’da yaptigimiz toplantiya Mam Celal Irak Kürdistani Cephesi adina katilmisti, bense Murat Civan’la Birlikte TEVGER adina katilmistim. Iran KDP’nin de katildigi bu toplantida ulusal kongrenin toplanmasi karari alindi. Ancak kisa süre sonra baslayan ve Saddam rejiminin yenilgisiyle sonuçlanan 1. Körfez Savasi nedeniyle durum degisti ve bu çalisma durdu. Güneyli Kürtler önce otonomiyi hayata geçirdiler, ardindan 1992 yilinda tek yanli federalizm ilan ettiler. Böylece Mam Celal ve tüm öteki Kürt liderler, dagi ve göçmenligi birakarak Kürdistan’in özgürlesen bu parçasini yönetir oldular.
Ne yazik ki bu tarihi degisimi ve olumlu firsati KDP ve YNK arasinda çikan iç savasla PKK’nin bu parçaya yönelik saldirilari baltaladi.
1993 yilinda Özal’in talebiyle Mam Celal PKK’nin tek yanli ateskes yapmasini sagladi. Ardindan yine onun girisimiyle Sam’da Abdullah Öcalan’la bir araya geldik ve bir protokol imzaladik.
2. Körfez Savasi’nin ardindan Saddam rejimi yikildi ve 2005 yilinda yeni Irak Anayasasi benimsendi. Mesud Barzani Kürdistan Federal Bölgesi’nin Baskani olurken Celal Talabani de Irak Cumhurbaskanligi’na seçildi.
Yukarida, Mam Celal’in yasamindan bazi çok belirgin kesitleri verdim. Özetle sunu diyebilirim: Mam Celal’in hayat serüveni, inis-çikislarla dolu ve çok yogun geçmistir. Bu enerji dolu adam seksen yili askin ömrüne çok seyi sigdirabilmistir. O, Kürdistan ve Ortadogu politikasinda usta bir siyaset adami olarak öne çikti. Yeri geldiginde kavga etmesini de bildi, uzlasmasini da. Hem iyi bir örgüt lideri, partizan savasinda güçlerini yöneten bir komutan, hem de basarili bir diplomat ve devlet adamiydi. Kin tutmayan insanlardandi. Bunun içindir ki uzunca bir dönem karsi karsiya geldigi, hatta savastigi Mesud Barzani ile ülkenin ve halkin güvenligi ve gelecegi için el sikismasini ve dostluk kurmasini bildi. Bazi konularda gönlüne göre davranmadigim için bana küstügü zamanlar oldu; ama daha sonra yine dostça el sikistik.
Son yillardaki onu sandalyeye baglayan rahatsizligi Kürt ulusal hareketi ve özel olarak Güney Kürdistan bakimindan bir talihsizlik oldu. Bu nedenle son gelismelerde rolünü geregi gibi oynayamadi. Saglikli olsaydi, kusku yok, Güney’deki gelismeler daha farkli olurdu. Örnegin KYB bugün içine düstügü daginikligi, çok basliligi yasamaz ve bagimsizlik yönündeki gelismeye çok daha kararli bir destek verirdi.
Evet, Celal Talabani, Kürdistan’in yakin tarihinde önemli roller oynayan bu tarihi kisilik, artik aramizda degil. O da doganin yasalarina uygun olarak göç edip gitti. Ama yaptiklari daha simdiden Kürdistan tarihine yazilmistir. Adi unutulmayacak ve saygiyla anilacaktir.
Emekleri ise bosa gitmedi. Kürdistan’in güney parçasinin özgürlesmesinde ve orada yeni bir hayat kurulmasinda onun da degerli bir payi var. Yoldaslari, dostlari, Kürdistan’in ogullari kizlari, onun ugrunda mücadele ettigi özgürlük ve insanca bir yasam için çabalarini bugün de aksatmadan sürdürüyorlar. Basariyla gerçeklesen son bagimsizlik referandumu sirasindaki cosku bunun somut örnegi.
Bu nedenle Mam Celal topraginda huzur içinde uyuyabilir.
7 Ekim 2017
——————————————————————
(*) Bas Gazetesi’nin (Basnews) son sayisinda çikan yazim
Kemal Burkay