Makale

Erdoganizm Türkiyesi

Dünkü yemin töreni ve onu izleyen ‘baskanlik töreni’ ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yeni
bir rejim basladi. Aslinda çok yeni degil. Halkoylamasiyla cumhurbaskani seçilmesini takiben, Tayyip Erdogan baskanlik rejiminin fiilen basladigini ilan etmisti. Fiilen 2014’te baslayan, anayasayi yer yer ihlal etmekten çekinmeyerek yerlestirilen rejim degisikligi, dört yil sonra resmiyete kavustu.

Bu rejimin nasil bir siyasal, iktisadi, sosyal ve kültürel politikayi merkezine aldigini biliyoruz. On bes yildan beri iktidarda olan ve iktidarinin ikinci yarisinda otoriterlik dozunun her yil arttigi bir siyasal güç söz konusu. Bu gücün merkezinde bir kisi var. Baskanlik rejimine geçilmesi için hem partisini, hem toplumu yillardir zorlayan, sahsiyla dogrudan baglantili bir rejim degisikligini en sonunda dayatma imkâni bulan bir kisinin kurdugu bir rejim, bugün resmen yürürlüge girdi.

Resmi adi ‘cumhurbaskanligi hükümet sistemi’ olan yeni rejimin temel niteligi, bütün güçlerin bir mevkide, bir kisinin elinde toplanmasi. Diger özelligi, baski ortaminda ve büyük bir esitsizlik kosullarinda yapilan ama rekabetçi niteligini koruyan seçimlere mesruiyetini dayandirmasi. Üçüncü niteligi, destekçi seçmen toplulugunun parti ve ideolojiden ziyade bir kisiye olan bagliliginin rejimin can damarini teskil etmesi. Popülizmin ve Islamci- milliyetçi karmasi bir ideolojinin desteginde seçimle mesruiyeti tazelenen bir otokrasi bu. Türkiye’nin yeni rejimine baskin rengini, bütünü anlamlandiran niteligini veren bu. Bunun adi Erdoganizmdir.

Erdoganizm tabiri ilk ne zaman kullanildi, tam bilmiyorum. Hatirlayabildigim kadariyla 2014’ün ilkyarisinda telaffuz edilmeye baslandi. Ben bu terimi, yanilmiyorsam, 2014 Cumhurbaskanligi seçimini takiben ilk kez kullandim. Daha sonra baskanlik rejimi için Tayyip Erdogan bastirdikça, 2015 Haziran seçim sonuçlarini ortadan kaldirmak için kaos stratejisini uygulamaya koyunca ve ‘Allah’in bir lütfu’ olarak tanimlamasinin anlami daha sonra tüm çiplakligiyla ortaya çikan 15 Temmuz darbe girisimini izleyen dönemde Erdoganizm kavrami daha fazla kullanildi. Tanil Bora, Türkiye’de siyasi fikir akimlarini inceleyen kapsamli çalismasinda, Erdoganizmi, Islamciligi inceledigi bölümde, ayri bir siyasal olusum olarak ele aliyor (Cereyanlar, Iletisim Yayinlari, 2017).

Bugün yürürlüge giren rejimin, muhafazakârlik, Türk milliyetçiligi, Islamcilik ve aferizm karisimindan olusan melez niteligi, bir kisinin sahsiyla dogrudan baglantili oldugu için, onun ismini tasiyacaktir. Rejimin baskin ve baskici karakteri iktidarin kisilestirilmesinden güç ve ilham aliyor. Erdoganizm, Cumhuriyet tarihinde, Kemalizmden sonra, bir kisiyle tamamen bütünlesmis ikinci otoriter rejimdir. Otoriterligi disinda, Kemalizmle baska benzerligi, kendi makbul vatandasini yaratma, bunu yayma ve güçlendirme politikasi olarak hirsli bir sosyal mühendislik projesi içermesidir. Ama Erdoganizmde bu proje vasatlik ve büyük bir kalitesizlik üzerine dayaniyor. Bu da Kemalizmle taban tabana zitliklarindan biri. Belki en anlamlisi. Bu zitligi, Bati karsitligiyla ifadesini bulan yeni kültürel kodlar ve medeniyet referanslarini degistirme iradesi tamamliyor.

Erdoganizmin milletini yeni rejimin fetvacisi bir ideolog, ‘Cumhurbaskani Erdogan sevdalisi, öz degerlerini kaybetmemis’ kisiler olarak ifade etmisti. Bu milletin ve devletin bütünlesmesinin yeni vücut bulmus hali olarak Tayyip Erdogan, ‘dindar, muhafazakâr, milliyetçi, sadik’ milletin adami olarak tanimlaniyor Erdoganizmin ideologlari tarafindan. Bunu kamunun sundugu imkânlari yandas kisi ve sirketlere öncelikle tahsis eden, 1920’lerin Türkiye’sindeki tabirle aferizm veya neo-patrimonyalizm tamamliyor.

Erdoganizmin dayandigi toplumsal destegin göreli kirilganligi ve karsisindaki toplumsal direnç, onu Kemalist tek parti rejiminden çok daha hoyrat olmaya, kaba güç ve açik baski yollarina daha yaygin biçimde basvurmaya, liyakati tamamen ortadan kaldirarak, devlet kurumlarini açik ve yaygin bir despotik kisi yönetiminin aygitlari haline getirmeye sürüklüyor. Erdoganizm, Islamci-milliyetçi bir despotik muhafazakârlikla damgali yeni yerli ve milli siyasal rejimimizin sifatidir.

———————————————————

Cumhuriyet-11.7,2018

Ahmet Insel

Back to top button