Büyük kriz gözüktü
Yillarca ülke disindan saglanan finansmanla büyüyen, mali oldugu kadar üretim açisindan da büyük ölçüde disa bagimli olan bir ekonomide, ‘milli ve yerli’ olmak ne demektir? Tayyip Erdogan, isadamlarina hitaben, ‘eger milli degilsen,
yerli degilsen bunun hesabini ödersin’ derken sanayiciye ve tüccara ‘Battik, bittik, isi saglama alalim gibi yollara tevessül etmeyin. (…) Aksi halde, biz de basta sahsim B planini, C planini uygulamak zorunda kalirim’ tehdidini savururken TL’nin daha da fazla deger kaybetmesine neden olunca, milli çikarlara mi hizmet etmis oluyor?
Nesnel olarak bakildiginda, milli çikarlara en büyük tehdit, disaridan degil, içeriden, Erdoganizmin merkezinden geliyor. Etkili önlemler almayip zaman kaybettikçe bedeli agirlasan kur-borç-finansman kisirdöngüsünü asagiya dogru hizlandiran yegâne etmen ABD’nin basindaki kabadayinin, siyasi ve iktisadi yaptirimlari degildir. Esas belirleyenleri yerli ve milli olan, siyasetin ve ekonominin birbirini karsilikli besledigi bir büyük kriz artik gündemde. Üstelik birçok makroekonomi verisinin o kadar kötü olmadigi bir ortamda, büyük bir iktisadi krize dogru yuvarlaniyoruz.
Büyük krizler, ortaya çiktigi alandan hizla etrafa yayilan, bütün iktisadi verileri altüst eden, çemberi genisleyen bir girdap gibidir. Krizin gerçek nedenlerine karsi alinmasi gereken önlemler bilinir. Ama bunlar yürürlükteki siyasi-iktisadi yapiyla uyumsuzdurlar. Hayata geçirilmezler ya da geçirilemezler. Büyük krizler, yalniz ekonomi içi etmenlere bagli degildir. Iktisadi olarak kirilgan bir yapida, siyasal soklarla tetiklenebilirler. Bugün Türkiye’de tam böyle bir kriz yasiyoruz. Hem yillardir uygulanan büyüme modelinin hem de Erdoganizmin krizi bu.
Dün sabah ilan edilen önlemleri izleyen gelismeler, bu krizin artik dikis tutmayacak noktaya geldigini ve iktidarin kriz algisi yönetiminin yangina benzin dökmeye dönüstügünü gösterdi. Bir yandan BDDK ve Merkez Bankasi döviz talebini azaltma amaçli ama son derece marjinal önlemler aldi. Rahatlatici etkilerinin birkaç saatle sinirli oldugu görüldü. Diger yandan, döviz kuru ve daha genel olarak içine girilen krizle ilgili ‘ekonomik saldirilar kapsaminda yönlendirici haber yapan kisi ve kisiler hakkinda sorusturma’ baslatacagini Istanbul Cumhuriyet Bassavciligi açikladi. Ve elbette bu yönlendirici melun güçlerin ’15 Temmuz darbe girisiminin arkasindaki güçler’ oldugunu belirterek milli direnis savasini ilan etti. Bir çimdik iktisat politikasi araci, bir kepçe polisiye tedbir…
Halbuki hafta basinda panigin yeniden alevlenmesinin nedenini disarlarda, uzaklarda aramaya gerek yoktu. Mahiyetinin ne oldugunu söylemeden, Cumhurbaskani’nin B ve C planlari tehdidini dile getirmesi yeterliydi. Simdi bu alternatif planlarin neler olacagini dogru, yanlis tahmin etmeye çalisanlar, ‘yönlendirici haber’ yapmak suçuyla takibata mi ugrayacaklar? Cumhurbaskanligi iletisim sorumlusu, Cumhurbaskani’nin agzindan çikan B ve C planlarinin hiçbir seye tekabül etmedigini hemen açiklamak zorunda kaldi. ‘O iki adim atilmayacak’ diye damat hemen düzeltti. O zaman TL’ye karsi yönlendirici en büyük haberin kaynagi Cumhurbaskani’nin kendisi degil midir?
Görünen o ki, Cumhurbaskanligi hükümeti yasanan krize karsi, ‘bekleyelim, görelim’ politikasi uygulayacak. Krizin sorumlulugunu dis güçlere, düsman mihraklara atarak yeni bir milliyetçi titreme ve kendine gelme vesilesine bunu dönüstürmeye çalisacak. Demokrasinin yürürlükte olmadigi ülkeler grubuna Türkiye’yi sokmayi basaran Erdoganizm, alt orta gelir grubuna Türkiye’yi yaklastirarak gerçek ‘milli ve yerli Türkiye’yi var edebilir.
Yeni Türkiye giderek daha fazla elle tutulur, gözle görülür olmaya basliyor
——————————————————–
Cumhuriyet-15 Agustos 2018
Ahmet Insel