Yapboz Tahtasi Türk Egitim Sistemi
Türkiye’de sürekli olarak degistirilen,bir türlü düzene girmeyen egitim sisteminin, ögrenciler açisindan yarattigi tahribat gün geçtikçe artiyor.
AKP’nin 16 yillik iktidar döneminde sürekli olarak degistirilen egitim sisteminin hiçbir versiyonunda; bilimin gerekliligi, toplumsal ihtiyaçlar, demokratik gereklilik gözetilmemistir. Özellikle de Imam Hatiplerin zorunlu kilinmasi, yapilan degisikliklerin ideolojik oldugu izlenimini veriyor. Tabiri caiz ise ülkedeki egitim sisteminin ”Sirti kambur, ayagi topaldir”. Uluslar arasi Ögrenci Degerlendirme Programi ( PISA ) verilerine göre uluslar arasi matematik ve fen bilimleri sinav sonuçlari, okuryazar yüzdesi ve mezuniyet oranlari degerlendirilen 40 ülke arasindan Türkiye 34. sirada bulunuyor. Bu sonuçlarin da gösterdigi üzere egitim açisindan bir hayli geride kalmis bir ülkedir Türkiye.
Peki bu sorunun temel kaynagi nedir?
Bu soru karsisinda aklimiza Albert Einstein’in ”Aslinda herkes dâhidir ancak bir baligi agaca tirmanma becerisine göre degerlendirirsen, balik bir ömür boyu aptal olduguna inanacaktir” sözü akillarimiza geliyor. Ülkedeki egitim sisteminin temel sebebinin bu oldugunu düsünüyoruz. Bireyin ilgi, beceri ve yetenekleriyle uyumlu bir egitim-ögrenim sisteminin olmamasi basarisizliga yol açiyor.
Sistem yoksul ögrencileri egitim disina iterken, ekonomik olanaklari iyi olanlari parali özel okullara yönlendiriyor.
Son yapilan YKS sinavinda da iç açici sonuçlar yok. Is olanaklari sunmayan alanlara hâlâ ögrenciler alinirken, ülkenin ihtiyaci olan bölümler desteklenmiyor. Hele ki ögrencilerin hayatlarinin ikiser saatlik sinavlara baglanmasi basli basina problemin ana kaynagi.
Verili duruma özellikle Kuzey Kürdistan’da yillardan beri süregelen savas ve çatisma ortamini, gençlerin uyusturucu madde kullanimini ve bölgedeki issizlik probleminden kaynaklanan maddi olanaksizliklari, örgün egitimin Kürt diliyle de yapilmiyor olusunu eklersek Kürt çocuklarinin egitime erisiminin daha da alt siralarda seyrettigi olgusunu karsimiza çikariyor. Bir yandan militarist örgütlerin egitime yönelik bakisi diger yandan devletin gençlerin bütününü egitim sistemi kapsamina alma kapasitesinden yoksunlugu gençlerin ve çocuklarin egitim alanindan uzaklasmasina sebebiyet veriyor.
Tüm bu olanaksizlik ve problemler bir tarafa zamaninda Kürt diline yönelik yapilan açilimlar kapsaminda degerlendirilen Kürt Dili ve Edebiyati Lisans ve Lisansüstü bölümleri genel ihtiyaca bir çare olamiyor. 20 milyondan fazla Kürt nüfusuna karsilik açilan bu üç bes bölüm son derece yetersiz kaliyor. Bölümlerden mezun olanlarin atanamayisi, lisansüstü derecesinin gençlere bilim kapilarini aralamayisi bu bölümlere olan ilginin de azalmasina neden oluyor.
16 yillik süregelen ve bu konuyla ilgili birkaç somut örnekten baska ciddi bir adim atmayan iktidara çagirimizdir ; Ana dilde egitim tüm milletlere hak oldugu gibi Kürt halkina da ana sütü gibi hak ve helaldir. Basta Kürtçenin anaokulundan üniversiteye kadar parasiz-sartsiz ders olarak verilmesi gerektigini söylüyor ve bu hakkin tesisini talep ediyoruz.
HAK-PAR Parti Meclisi Üyesi
Merkezi Gençlik Komisyonu Baskani
Heval Yilmaz TEMEL
Heval Yilmaz Temel