Bir sair, bir siirle ülke-sini(leri) özgürlestirir bir zalim bir sözüyle binleri öldürtür

Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu (ATYG) ve BALAD Siir Vakfi’nin birlikte düzenledigi ‘Kemal Burkay ile Siir ve Edebiyat Söylesisi’ 17 Nisan 2021 tarihinde saat 19:00’da (Avrupa saati ile – Tsi: 20:00) baslayan söylesi, de Avrupa saatiyle 21:30’a kadar sürdü.
Bir salonda yüz yüze kapali bir alanda degildi yapilan söylesi, ancak onlarca insani sosyal medya üzerinde ayni atmosferi salonlarda tika basa yapilan okuma günlerinden daha sicak, samimi ve verimli bir okuma günü oldugunu düsünüyorum. Herkes kendi bulundugu ev ofis veya kendilerine ait ortamlarinda, birbiriyle bulusmasi kendi basina bu yeni çagin bize erken adaptasiyonu halinde verimli çalismalar içinde bulunmaya örnek teskil edebilen nitelikteydi.
Bir kaç izelinimi paylastiktan sonra, bu dinletiyle ilgili edindigim notlari siz okuyucularimla paylasmak isterim. Çünkü oldukça kiymetli, kisa ve onlarca sayfayi dolduracak nitelikteki, gerek moderatörlügünü yapan sayin Mevlüt Asar tabiki sayin Kemal Burkay’in siir edebiyattaki yerini ülkede gerek mensubu oldugu halkin etkilerini ve gerekse de ülkedeki Türk yazar, sair edebiyatçilar ve akademisyenler üzerindeki etkisin, o nezaketli, saygin tavirlari ekranlara ve her katilimcinin sözcük ve mimiklerine de yansimisti. Tam da budur dedim o an, ülkemizin özgür olmasi, iki halkin kardesçe yasama sansi olsaydi tam da bu kadar daha fazla edebiyat,sanat kültür ve farkliliklarimiza ragmen zenginliklerimizi konusma imkani yakalayacakti.
Gerek savundugu politikalariyla, siirleriyle, edebi eserleriyle tüm ülke halklarinin ve kendi halkinin acilarini sevinçlerini, yasama dair ne varsa güzel bir gelecek için barisin ve demokrasi dilini hiç bikmadan yorulmadan sürdüren, sair edebiyatçi Kemal Burkay’i okuyan ve takip edenlere yeni seyler katigina inananlardanim. Dili dini, irki rengi, cinsi, ne olursa olsun. Kendini onun siirleriyle diriltenler, onun yazdiklariyla beslenenler azimsanmayacak düzeyde. Bu siir ve edebiyat dinletisi bunun ufak ama kiymetli bir göstergesiydi.
Sunu da belirtikten sonra yazima geçecegim, iki üç saatlik bir siir edebiyat söylesisinde, sayin Muhside Arda hanimefendiyi tanimis olmak, Kürt alfabesi konusundaki sorusunu oldukça degerli buldum. Söz alip konusmak istedim ancak, o siir ve edebiyat ortamini bozulmasina yol açmamak için, susmayi ve dinlemeyi sayin Muhsine Arda’nin sorusu ve Sayin Burkay’in cevabini yazim da bulacaksiniz. Sayin Muhside hanimla sosyal medyadan arkadas olduk. Umarim bundan sonra kendisini yakinen takip eder, onun yazdigi edebi eserleri de en kisa zamanda okuma firsatini bulurum. Ayrica su naçizane önerimi de kendisine buradan yapmak isterim. Eger isterlerse, kendi anadili yasaklanip, zorla ögretilen bir hemcinsi olarak, ayrica baska dili kullanirken yazarken büyük bir keyifle yazan biriyim. Bir dilin bir insan, zenginlik oldugunu. Bunu yasayarak tecrübe edenlerdenim. Bu nedenle de, eger arzu etmesi halinde, seve seve anadilimi sizinle günlük konusma da olsa, Kürtçe sözcükler, cümleler birlikte çalisarak az bir zamanda ögrenmesine yardimci olmaktan onur duyarim. Konusmasak da, siirin ve edebiyatin birlestirici yönünde siz tüm katilimcilarla birlikte olmak çok keyifliydi ve degerliydi. Emegi geçen herkesi kendi adima bir kez daha kutluyorum. Evet;
Söz konusu okuma gecesinin Modaretörlügünü; Yazar,sair,egitimci sayin Mevlüt Asar ve Cahide Ates yaptilar. Ben konusulanlari oldugu gibi sizlerle paylasiyorum. Iyi bir siir ve edebiyat dinletisinden geriye yazili birseyler birakmakti tüm yazmalar. Sayin Asar teknik konularda ve okumanin nasil yapilacagi hakkinda kimseyi yormadan, kisa bilgilendirmede bulundu sunlari söyledi: bu geceki dinleti üç bölüm halinde gerçeklesecek. Kemal Burkay siirle olan iliskisini, siir ve siyaset, siirle ilgili sunumdan sonra, ondan sonra sormak istedigimiz sorulari soracagiz. Eger Kemal beyin deginmedigi konular olursa, yönetici olarak ben soracam. Sonra konuklarin sorularini alacagiz. Ve son bölümde sayin Kemal Burkay’in bize bir kaç siirleri okumasini diliyoruz.’ dedi.
Sayin Kemal Burkay konusmasina; siir ve edebiyati severleri bir araya getirenleri, sanatçi, sanat severleri selamlayarak basladi. Edebiyatla oldukça küçük yasta tanistigini. Babam ögretmendi bu nedenle, erken yasta Türkçe’yi ögrendim. Anadilim Kürtçe’ydi. Türkçe’yi erken yasta ögrenmistim. Erken yaslarda edebiyat sever oldum. Agabeyim de ögretmendi onun da olumlu etkisi oldu. Köy enstütülere gelen yayinlari, gittigim her yerde kütüphanenin iyi bir takipçisiydim. Yine, liseyi bitirdikten sonra daha o dönemde siir ve hikayeler yazmaya baslamistim. Ögretmenlik yillarimda da sürdürdüm. Hukuk fakültesini bitirdigimde ilk romani mi yazdim. Birçok siirim çesitli edebiyat dergilerinde çikti. Siyasete girince roman hikaye yazmayi biraktim.
Onbir siir kitabim var. 7 tanesi Türkçe 4 tanesi Kürtçe, ayrica mizah romani yazdim. Iki çocuk kitabi, iki tiyatro eseri Kürtçe ve Türkçe gezi notlari, mizah hikayelerim yayinlandi. Siyasi yazilar teorik yazilarim toplam 70 eserim var. Üç bin sayfadan olusan bes ciltten olusan anilarimi yazdim. Edebiyatla tanistigim zaman Kürtçe eserler hem kisitliydi, hem yasakti hem de bulmak çok kolay degildi. 12 mart döneminde eser bulmak zordu. O dönemden sonra Kürtçe de yazmaya basladim. Hem Türkçe hem Kürtçeyi de, yani iki dilide rahat kullandim. Örnegin, yazdigim eserlerin otuza yakini anadilim Kürtçeyle yazdim. Yine edebi eserlerimin çogu siir, roman, hikaye, gezi notlari, hikayelerden olusuyor.
Siirlerimden Hêlîn’ siiri ödül aldi. Bu ayni zamanda italyan dilinde bestelendi. Birçok siirim müzik grubu ve sevdigim sanatçilar tarafindan seslendirildi. Bestelendi.
Dinletiye katilan, Türkçe bilmeyenleri de selamlayarak, edebiyat ve siirle siyasetle iliskisini özet olarak Kürt katilimcilar için anlatti.
Edebiyata neden Türkçe dilini seçtigini ve verdigi eserlerini Kürtçe olarak da yayinlanigini yazim sürecindeki anadilininin yasaklanmasindaki zorluklarini ve anadilinin gelisimi konusundaki çabalarini anlatti.Ve konusmasini sekilde sürdürdü:
Edebiyata Türk diliyle basladim. Bu dili gelistirmek içinde, Türk dilini iyi kullanan ustalari okudum, örnegin, bunlardan sevdigim Orhan Veli, Yasar Kemal, Resat Nuri Güntekin. Türk dilini iyi kullanan yazarlari takip ettim. Ayrica, Rus, Amerika, Fransiz edebiyatin takip ettim. Dil ve tarih üzerine eser verdim Kürt ve Kürdistan isimli. Kürt dili üzerinde 1970 yillarinda ders niteliginde eserim yayinlandi. Serbet siir olarak basladim siir yazarken. Rubailer de yazdim. Ilk rubaimi yazarken 50 yasindaydim.
Mevlüt Asar:Siir edebiyat üzerine. Aslinda giris konusmanizi çok kisa tutsaniz da, içine çok sey sigdirdiniz. Siir ve edebiyatla yolculugunuz çocuk yaslarda baslamis sürgün ve bu yasa kadar sürmüs. Edebiyat ve siirle olan iliskiniz yasaminizi nasil etkiledi. Bir siyaset adami, bir dilci, bir edebiyatçi olarak nasil etkiledi. Özellikle siirde?
Ben baslangiçta edebiyati düsünmüstüm. Yumusak rahat ve akici konusmasiyla sorulan sorulari yanitladi sayin Burkay, sunlari aktardi, bu soruyla ilgili:
Benim hayatim üzerinde düsünürken, ilgi alanlarindan biri de fizikti, resimi de seviyordum. Edebiyata da egilimim vardi. Lise ve üniversitede edebiyat egitimi almak isterdim. Devam zorunlulugu olmadigi için hukukçu oldum. Asil egilimim edebiyatti.
Siyaseti de düsünmüyordum. Ancak, bizim ülkemizde halkimizin yüz yüze oldugu sorunlar o kadar agirdi ki, bir aydin olarak siyasetin disinda kalmak çok zordur. Biz bir kuzey ülkesinde yasayan insanlar degiliz.
Bir Isveç’te, Norveç’te Danimarka’da olsaydim belki sadece edebiyat ve siirle ilgilenirdim. Ancak halkimizin emekçi halkimizin, kadinlarin, hem de Kürt halkinin sorunlari. Ben Kürt aileden geliyorum, Kürdüm. Hem sosyal olaylarla karsilastim hem de Kürt halkinin mensubuyum. Halkimin sorunlarina duyarsiz kalamazdim.
Halkimizin karsi karsiya kaldigi sorunlar öyle agirdi ki, bir siyasetçi olarak, aydin olarak o sorunlarin disinda kalamazdim. Bizim halkin sorunlari agir. Daha genç yasimda sosyal kimligimle tanistim. Kürt halkinin yasadigi sorunlarinin disinda tutamazdim kendimi, edebiyatin yani sira siyasete de katildim genç yasta. Yine de edebi çalismalari sürdürdüm. Hiç kopmadim.
Siyasete gönülsüz girdim. Girdikten sonra da gönüllü çalistim. Türkiye Isçi Partisi ve edebiyat çalismalarini birakmadim. Edebiyat ve siyaset bende ayrilmaz bir yanim oldu. Veridigim edebi eserlerden de olumlu etkilendim.’
Edebiyat siyaset birbirilerini etkilemiyor mu ?
Siyasetteki yogunluk roman yazmami engelledi. Edebi eserler sosyal siyasal bakis açimin yansimasiydi. Iki tiyatro eseri Dehaq’in sonu’ hikayesini Kürtçe Türkçe 1970’de yazdim. Yine ‘Telefon’ isimli tiyatro eserini yazdim. Bunun bas kahramani basbakan Ecevit’ti, o da edebiyatla ilgilenen siyasetçiydi. Onu anlatiyor. Amerika gezisini, Avrupa gezisini ve Kürt sorununa bakisini.
Siyasi içerikli mizah hikayeleri Türkçe ve Kürtçe yazdim. 340 rubailerimin orjinali Kürtçedir. Servet Tanelli’nin önerisi üzerine, etkisi üzerine ben de onlari Türkçe ve Türtçe olarak yayinladim. Siyaset çok zamanimi aldi ama yazmayi, edebi eserler yazmayi sürdürdüm. 31 yil sürgünde kaldim. Çesitli Avrupa ülkelerinde kaldim. Yazi hayatimda hep verimli oldu. Anilarimin besinci cildini yayinladim. Bir bakima rahatladim.
Sanat ve edebiyat ortak tanimaz. Bir taraftan siyasi misyon birtaraftan hapis sürgün yasarken, üretken halde edebiyata devam etmissiniz. Bu hakkaten bu çok tutku gerektiren bir durum. Edebiyat ve siir siyaset hayatinda bir taraftan da besledi. Bu kadar edebiyatin her alaninda eser vermis bir alanda. Sizin beslendiginiz kaynaklar ne oldu. Kimliginiz, çocuklugunuz, ikinci nazimdan bahsettiniz sait faikten bahsettiniz. Yazar olarak sair olarak, dil olarak sizi ne besledi. Ne oldu ki, bu kadar harika siirler yazdiniz.Kemal burkayi besleyen neydi.
Türk edebiyatinda severek okudugum kisi az degildi. Belki yasantim. Köyümde, büyüdügüm köydeki en büyük bahçeye sahiptik. Zengin degildik. Kocaman bir bahçeye sahip olmanin zenginligiydi, çocukken sincap gibi agaçlarin dalindaydim. Doganin içinde büyümem beni besledi. Bugün de doga severim. Gazeteler dergiler okurdum. Ablam Inci’yle gelen her dergi ve gazeteyi okurdum. Babam Asik Veysel’den siir ve halk ozanlarindan siirler öyküler bize okurdu. Anlatirdi. Abim Köy Enstütüsüne gidiyorudu. Daha ilk okuldayken Fransiz edebiyatiyla tanistim. Tüm bunlarin etkisi oludu edebiyati sevmemde. Yine hukuk fakültesindeyken de edebiyat grubumuz vardi. Grubumuzdakiler, hem sosyalist hem de edebiyat severdik. Tüm bu çevreler tüm hepsinin üzerimde etkisi oldu.’
Zaten belli oluyor. Sadece yazarlardan okuduklarinizdan etkilenmediginiz belli. Yasadiginiz yer, iki dillisiniz. Anadiliniz Kürtçedir. Ikinci dil Türçe’dir. Iki dilli olmak edebiyatinizi nasil etkiledi besledi.
Iki dilli olmak ögrenmeye engel mi? Benim gözlemim, iki dilli olan zengin bir imgeleme hazinesi bunu özellikle sizin siirlerinizde görüyorum. Bu sizin için avantaj ya da dezavantaj oldu.
Iyi bir yazar olmak için,iki veya çok dilli gerekir demiyorum. Her iki dilin de size verecegi seyler vardir. Farkli iki kültürün birlesmesi gibidir. Iki irmagin birlesmesine benzetebiliriz. Bizim dersim doga olarak çok güzel bir yerdir. Dersimin ortusunda iki irmak birlesir. Biri Munzur digeri de Hirçiktir. Çok güzel manzara olusturur. Kürtçe’nin de Türkçe’nin de katkilari oldu. Iki dili iyi bilmemin yaranini gördüm.’
Yorulduysaniz ara verebiliriz.
Hayir yorulmadim.’
Uzun yillar sürgünde kaldiniz. Türk siir ve üretilen edebiyati takip ettiniz mi, günümüz edebiyatina ankarali sairle bir araya geldiniz. Yeni sairlere ne durumda sizin bakisinizla. Yeni nesil sairler.?
Yurtdisina çiktiktan sonra, ülkedeki edebi eserleri tam takip edemedim. Ancak, ülkeye geldikten sonra, takip etmeye ve sairler de benimle iletisime geçtiler. Genç sairleri yeterince olmasa da kimileriyle tanisma takip etme imkani yakaladim. Tam izledigimi söyleyemem. Genç yeni nesil sair dostlarim darilmasin, ben isinamiyorum yeni siire. Bize uymasa da yeni bir tarz, biz belki izleyemedik. Belki biz geride kalmis olabiliriz yeni nesil sairlere göre. Bizim dönemin siirlerinden farkli simdiki sairlerin siirleri.
Kürt edebiyati bizim için yabanci bir alan. Nasil görüyorsunuz. Engellenmis yok sayilmis bir dille, son yillarda çok üretilmis eserler var. Nasil görüyorsunuz degerlendiriyorsunuz. Bu alandaki gelismeleri. Gelecegin Kürt edebiyatin gelisimi için ne olmasi lazim?.
Kürt edebiyatinin geçmisi oldukça zengin, Kürt dili eski bir dil. Kürtlerin nerotik döneminden birinci dünya savasina kadar olan sürecinin hikayesini yazdim. Kürt dili zengin bir dildir. Yerlesik hayata geçisle, bilim ve sanatin gelisimi, Kürtlerin yasadigi cografyaya da yansiyordu tüm bu gelismislikler. Kürtçe eski bir dildir bunu dilbilimciler söylüyor. Islamiyetin ilk döneminden itibaren yazili edebiyat eserleri çikiyor. Dogrudan Selehattin Eyübü’nün kurdugu devleti, orta çagda Kürt devletleri kurdular. Devletler ortadan kalktiktan sonra Kürt beylikleri, Bitlis beyligi örnegin bu konuda önemli bir yer tutuyor. Ahmedê Xanê’nin Mem û Zin’ filozofik eseri önemli bir eserdir. Birçok sair yetisti son bin yil içinde. Cumhuryet dönemine gelince Osmanli’daki o hos görü yok edildi. Yasak edildi. Kürt dili yasaklandi. Yok sayildi.
Adil demokratik bir çözüm olmus olsaydi, bu gün Kürt sorunu diye bir sorunda olmayacakti. Iki halk baris içinde yan yana yasayacakti. Kürtçe de bu kadar dumura ugramayacakti. Birinci dünya savasindan sonra da etkilendi.
Sovyetlerde Kürt edebiyat eserleri çoktur. Orada Kürt nüfusu çok olmamasina ragmen o dönemlerde çok büyük eserler verilmistir Kürt edebiyati bakimindan.
Egitim dili olarak yasakti. Bu kosullar altinda Kürt dilinin gelismesi zordu. Ama Güney Kürdistan’da gelisti, orada belirli okullar vardi. Sovyetler’de gelisti ve sürgünde gelisti. Isveç’de, Almanya’da sürgündekiler Kürtçe okuma yazmayi ögrendiler. Sair, arastirmaci, romanci, edebiyatçi bir bakima Kürt edebiyati çiçeklendi yurtdisinda.
2000 yillarindan sonra baski hafifleyince, simdi eserleri rahat basabiliyoruz. Bir dil, egitim dili olmadan gelisimi zordur. O nedenle bizim taleplerimizden biri de Kürtçe dilinin de egitim dili olmasi yönündedir.
Birçok dil , birçok ülkede kullaniliyor. Bu bir baski unsuru degil. Aksine bir demokratik ortam yaratiyor. Yan yana serbetçe kullaniliyor.
Su, çay için ara verelim, modaretörün ilgili olmasi. Toplantinin önemli bir güzel yönüydü. Siraya göre bir su çay için on dakikalik bir ara verildi. Katilimcilarin ortalama yas grubu 50 üstüydü. Ve iyi modaretörlerin katkilariyla harika bir dinletiye katilmaktan sahsen bir siir sever olarak çok mutlu keyifle ayrildim.
Ikinci bölümde söz alanlar direk sorularini Sayin Kemal Burkaya yönelttiler, Edebiyat siir konularinda sorular soruldu.
Murat Tuncel :. Gayret tepe cezaevlerinde onun siirlerini okuyarak direngenliklerini artirdilar.
Yurtiçi ve disinda yazdiklarinizi edebiyat atmosferi içinde etkileri neler oluyor. Yurtiçi ve disindaki yazdiklariniz okuyucu üzerinde ayni etki yapiyor mu?
Etkisini yeterince gözlemleme imkanim olmadi. Yurt içinde ve disinda siyasi düsüncem disinda, edebi ürünlerimle de ilgilenildi. Mamak Türküsü, Gülümse vb siirlerim bestelendi. Siyasi çalismalarimi yakinen bilmeyenler, edebi yönümü ve siirlerimi bilirler.
Nazim yurtdisina çiktiktan sonra, Rusya’da yazdiktansa , kuru bir yönü var. Kendiliginden kopunca, ülkeden kopunca böyle bir sorununuz olmadi.
Bizim bir sansimiz vardi. Iletisim daha güçlüydü. Nazim’in bu sansi yoktu. Tv, internet çiktiktan sonra, Türkiye’de olmakla; Istanbul ve Stokholm’da olmak arasinda bir fark yoktur. Teknolojinin gelisimiyle, mesafeler ortadan kalkti.
Nevin Lutz; Siir çevrilmez diye bir deyim var. Biz de esimle çeviri yapiyoruz. Siirin çevirisinde neye dikkat ediyorsunuz. Bir dilden baska bir dile çeviri olur diyoruz ve yapiyoruz da. Sizin bu konudaki düsünceniz nedir?
Çeviri çok kolay is degil. Çeviriyi iyi yapanlar da var. Örnegin; Orhan Veli, Sabahatin Eyüboglu Fransizdan iyi çeviri yaptilar. Dile hakim olmak önemli. Kelime kelime olarak tercüme etmek olmaz. Mümkün de degildir. Anlam ve güzel bir biçimde ifade etmektir. Önemli olan hem anlam hem de bütünlügü saglamaktir. Örnegin; Nazim’in bir siirini Kürtçeye çevirirken, karisina yazdigi siirinde, bir tanem’, diye çevirirseniz direk yeka min’ Kürtçe de hiç hos olmaz. Ama Kürtçe’deki tam karsiligi Ronîya çavê min’. Yani gözümün isigi’ tam anlamini verir. Bunu demek istiyorum. Çeviride ayni güzellikte ifade edebilmektir.
Sizden duymak da çok degerli oldu bunu duymak bizim için.
Serap Baran; Yeni sairlere ne tür tavsiyelerde bulunursunu.z. Nelere dikkat etmeli, neleri kaybetmemesi gerekiyor?
Onlar kendi yollarini kendileri bulacaklardir. Iyi siir yazmak için iyi siir okuru olmak lazim. Okumadan yazmayi seçenler var. Onlar okumasiz yazarlar. Her iyi sair yazdikça, kendi yolunu kendisi bulacaktir. Bu konuda genç bir ozana ögütler’ siirimde var. Kisacasi, siir her yerde var. Yeterki onu göresiniz. Esen rüzgrada, çimende, ona dokunmak görmek ve dile getirmektir.
Muhsine Arda; saygilarimi sunmak istiyorum. Bunca güzel esere imza atmissiniz dilegim o dur ki, kaleminiz durmasin. Kürtçe dedigimizde Zazaca baska lehçe söylenildi. Kürtçe hepsini kapsiyabiliyor mu? Kürtçe alfabe Kürtçe konusma sözlü bir dilde. Hangi kurum hangi üniversetede yapildi olusturuldu. Bize o alfabeyi ögretecek yayin var midir?
Kürtçe’nin büyük lehçeleri Kurmanci, Sorani, Gorani, Zazaki, dil bilimciler Kürtçeyi tahlil ederlerken bu dört lehçeye dikkat çekerler. Zazaca ayri bil dildir diye bir egilim de vardir. Kimi Zaza aydinlari böyle düsünüyor. Diller tek kaynaktan geliyor. Iran, Silav, German, Latin grubu farkli lehçeler ama farkli dillere dönüsebilir. Kürtçe egitim dili oldugunda, ikiside egitim dili olur. Kurmanclar ve Zazalar için iki dilde egitim dili olur.
Modern çagda, Latin alfabesi , Irak Iran, Suriye Kürtleri, Arap alfabesini, Türkiye’de de Kürtçe de Latin alfabesini kullaniyorlar.
Bu çalismayi ilk yapanlar Bedirxanlardir. Bunlar seçkin Kürt aydinlaridir. Cizire beyliginin çocuklaridirlar. Su an kullandigimiz alfabe o dur.
Türk arkadaslarimiz bu konuda çok bilgili degiller.
Sürgünde ve diger ülkelerde kürtçe kaynaklar iki dilli kaynakli edebi eserler kitaplar zamanla karsimiza çikacaktir.
Kimi teknik konular yasansa da verimli geçti.
Ozan Sexo, Sayin Kemal Burkay, siz ülkeye döndükten sonra, siirin basina neler geldi? Diger bir sorum hangi sairleri takip etmeliyiz?
Ozan Sexo siirlerimi besteleyen iyi bir ozan, siirin basina neler geldigi genis kapsamli bir durum. Yeni eski durumunu gözlemliyorsunuz. Siyaseten zaman zaman bunaldigim oluyor. Bizim ülkede siyaset ne yazik ki yorucu, ömrünü siyaset içinde geçiren bizlere bile zor geliyor. Siyasete girdigim için pisman degilim. Siyasette de güzellikler var. Siyasette sadece iyi ünlenmez. Kötü kahramanlar da siyasette ünlü olur. Ama zaman kötü siiri eler. Ülkeden ve yurtdisindan sevdigim sairler var. Az sayida, izleme tanima firsatim yok. Her dönem iyiler de yeni kusaklar içinde iyi eserler verenler olacaktir.
Kürtçe sorular yazili olarak, moderetörlere iletildi. Yazili ve Kürtçe yazili olarak iletilen sorulara da anladiklarini söylememesi halinde Türkçe olarak da yazildi sorular. Ve sicak samimi, birbirini anlamaya ve siir kalbinde bir araya gelen onlarca yazar ebediyat ve siir severlerle sicak bir ortamda bir arada olmak oldukça kiymetliydi.
Ben de kendi adima emegi geçen her iki kurum temsilcisine ve özellikle motorörlere sayin Cahide Ates’e, Ziya Laçin’e, Cem Duman’a, Mevlüt Asar’a güzel sicak ve sevecen yüzleriyle bu okumanin verimli geçmesine katkilari çoktu. Bir sair, bir siirle ülke-sini(leri) özgürlestirir bir zalim bir sözüyle binleri öldürür’ baslikli makaleyi yazmama sizin verimliliginizin de katkisi oldugunu özellikle belirtmek isterim.
Yillarca saatlerce emek sarf edilerek, kilometrelerce yol gidilerek ulasip dinlemeye ve katinilan etkinlikler ve okuma günleri, simdi bir iki kisinin bilinçli ve biraz emek sarf edisiyle gerçeklesti. Sayin Cem Duman ve Ziya Laçin’in okuma gününe katilmami bildirmem halinde, aninda bilgilendirmeleri oldukça kiymetli ve isin kiymetli baska yönüydü.
Ben de siir okuma gününe hazirlanirken, oniki mumumu birbirinin atesinde yakmayi, balkonumda baharin ilk çiçegi mor sümbülü de masamin üzerine koymaktan ve genis bir salonda yüzlerce kisinin bir anda yan yana durup kulak vermesinden geri kalan bir ortam degildi. Bu söylesiden harika bir siir edebiyat gecesi geçirmemize imkan yaratanlara bir kez daha tesekür ediyor. Edebiyat ve siirin baris diline dönüstüren sair ve sairlerimizin, ön ayak olacagi ülkemizde yan yana duruslarimizin çogalacagi, çok dilligin zenginligini tüm ülke halklarinin yarina olacagi özgür ülkemizde yasamak her dilin ve halkin, hakidir.
Dip not: Soru soran katilimcilarin ünvanlarini bilmedigim için, sadece isim ve soyisimlerini ekranda okuyabildigim için, sadece isim ve soyismini yazdim. Ve tüm soru soranlarin sorularini yazma ve cevaplarinin da bu yazimda yer almadigini özellikle belirtmek istiyorum. Sona dogru sadece dinlemekle yittindim. Selam ve sevgilerimle. 19.04.2021
Necla Çamlibel