Makale

Birlikten güç dogar sözünün pratik siyasi yasamda yeri

Uzun yillarin birikim ve çabasi sonrasinda legal alanda önemli yol kateden siyasi anlayisimiz, yavas ama emin adimlarla hedefe dogru yürüyor.

Ancak, birlikten güç dogar sözü pratik siyasi yasamda yerini buldu mu?

Her dönemde söylem olarak hiçbir siyasi partinin ve anlayisin dilinden düsmeyen birlik üzerine, 2011 yilinda yazdigim arsivimdeki bu yaziyi, tam da döneme denk geldigi için sizlerle paylastim.

Uzun zamandir, partiler niçin kurulur? Konusu üzerine düsünüyorum. Partiler, dernekler, vakiflar ve diger kurumla, kisilerin ve topluluklarin, hak ve hukukunu koruyan birer araçtir. Lakin söz konusu söylem ve dogrular her zaman gerektigi gibi yürütülmüyor.

Geri kalmis ülkelerde, muhafazakâr parti, kisi ve kurumlar böyle davranmiyorlar. Bunlar genellikle partilerini vaz geçilmez, liderlerini ilah, ilkelerinin tek dogru olduguna inaniyorlar. Ben neden HAK-PAR’li oldum? Çünkü HAK-PAR, demokratik çagdas, esitlikçi, barisçil federal bir politikayi savunuyor. Bu yolda yürümeye devam ediyor.

Insanlar dogar büyür ve ölürler. Dogadaki her canli gibi. Yani hayat bir süreçtir. Bu süreçte önemli olan ayakta kalabilmektir. Ilkelerinden taviz vermeden, kisisel, ailesel ve asiretsel çikarlarini, ulusal çikarlarinin önüne koymadan mücadeleyi sürdürmektir.

Bir örgüte liderlik, baskan, yönetici olmak, sanildigi kadar kolay degildir. Her insanin yapabilecegi bir is hiç degildir. Bir yönetici; yönetme sanatini iyi bilmelidir. Insanlarla nasil iletisim kurulur, insanlar nasil ikna edilir. Kalici bir birlik nasil kurulur. Kitlelere nasil güven verilir. Ortak örgütsel bir bilinç nasil yaratilir bunu bilmek zorundadir. Bir partili, örgütlü kisi hiçbir zaman sagduyusunu, verici, sempatik olma özeligini hiçbir zaman yitirmemelidir, siradanlasmamalidir. Söz, davranis ve yaptiklariyla kitlelerin dikkatini çekebilmeli, güven uyandirmayi yaptiklariyla sürdürebilmelidir.

Insanlari hor gören, ona kulak asmayan, hesap sormasini ve vermesini beceremeyen, her seyi zaman ve oluruna birakan, yanlisliklarin üstüne yürümeyen, basarilari ortaklastiramayanlar, yanlisliklarini kabul etmeyenlerle birlik ancak sözde kalir. Birlik olusturacagina dair sözleri ve yaptiklarinda inandiriciligini yitirir.

Adam kayiranlar, neme lazimci olanlar, ideolojik politik hedef ve amaçlarina ters düsenler, kendi davasina mücadele anlayisini inat ve en olabilire çomak sokan inandiriciligini yitirenler, dedigim dediktir diyenler, demokratik disiplini uymayan ve uygulayamayanlarla birlik olusturulsa da maya tutmaz.

Örgütü önce kendi gibi ayni gelenekten gelen temel yapiya hakaret edenlerle ve kiskirtici ayrimci saygi ve siyasal ahlak, Kürt kültürel anlayisina ters düsüp, baskalarina karsi baski araci olarak kullananlarla hareket noktasi olsa da var olani tüketmek üzerine oturtusmus olunur. Bu tür insanlar eger bir parti veya kurumda yöneticilik yapiyorlarsa, bu sahislara ait kusurlar zamanla örgütün genel yanlislari haline dönüsmüs olur.

Örgütsel siyasi yasamda, kararlar kollektif alinmali. Herkese gücüne uygun görev verilmelidir. Hiç kimse özel muamele görmemelidir. Yöneticiler birine yakin, digerine uzak durmamalidir. Günden güne büyüyüp gelismek esas alinmalidir. Küçük olsun benim olsun anlayisina prim verenlerden daha çok uzak durulma zamandir. Yaratilan deger ve hala sürdürüle bilen degerlerimiz sahip çikamayanlar birlik olsun benim olsuna dönüstügüne defalarca taniklik edildi. Hala birlik olsun diye bu çaba niye?

Birlik, her derdin devasi degildir. Bu nedenle ‘her birlik iyi, her ayrilma kötüdür’ söylemi dogru degildir. Bu nedenle, Kürt halkinin çikarina zarar getirecek birliklerden uzak özellikle bu sürçte uzak durmaliyiz. Kisacasi içinde bulundugumuz olumsuzluklara yanlisliklara, eksikliklere dur demek için, siyasal anlayisimizin tartisilmaz öngörülü basarili partimizin daha fazla zarar görmemesi için, birlik adi altinda önerilere çok temkinli bakilmali.

Kisilerin degil, yanlisliklarin üstüne yürümeliyiz. HAK-PAR’in siyasetini ve çalismalarini begenmeyenler, ilahta baskan olmak, lider olmak, makam ve rütbe sahibi olmak isteyenler, kendine uygun yerlere gittiler. Sonuçta yeniden Kürkçü dükkâni hikayesine dönüstürülmeye izin verilmemelidir. Bilinmelidir ki; ne Kürkçü ne de tilki olmayan yurtsever inançli kadrolar büyük bir azimle kararlikla sürdürdükleri çalismalar paha biçilmez derecede kiymetlidir.

Bu sarsintili dönemde Kürt halkinin en güçlü kabul gören anlayisi; HAK-PAR’in ilkelerine, amaçlarina uygun çalismalarini inançla sürdürüyor. Ancak siyasi partimizin çalisma biçimine zarar vermeye çalisan anlayis ve kisiler gidecekleri yere hizmet edecekleri yere gittiler.

Kimi partiler kendilerine ve çevresinde dolananlara kapilarini sonuna kadar açanlarla ne kadar birlik olabilir? Siz sagduyulu Kürtlere soruyorum. Özgürlük yolu anlayisina sahip çikanlarin yolu da kervani da gedecegi hedefine odaklanmasi en hayirli birliktir.

Halkimizin kutsal degerleri ve özlemleri hala tüm canliligiyla önümüzde duruyor. Halkimizin özgürlügüne kavusmasi umudunu tasiyanlar bir arada kendi partisinde sürdürmeye devam ediyor. Kanimca, bir sey üretemeyen, çabalari bir döneme ait parti ve yöneticilerin sözde ve sadece seçim dönemlerinde çok da dillendirilen birlik sözü artik gerçekliligini Kürt halki içinde yitirdi. Bunu dillendirmek yetmiyor. Kisacasi, kalbi Kürdistan için atan her bireye düsen görev bu uzun yolu kisaltmaya çalismaktir.

Dikkatinizi çekmek istedigim, önemli bir baska nokta da yurtdisinda partinin ilkelerini dogru bulan ve bugüne kadar önemli katkilar sunan kurumlar ve derneklerdir. Avrupa’da kurdugumuz, geçmiste içinde aktif olarak çalistigimiz tüm kurumlar bizim dost kurumlarimizdi. Bu kurum ve derneklere yeni olusumlar ve sivil toplum örgütleri eklenilmesi canlilik ve hareketlilik getirecektir. Bu bakimdan güç kaybina neden olmamak için tüm bu kurumlar birbirleriyle uyum halinde olmasi önemini hala koruyor.

HAK-PAR amaç ve hedeflerine halkimizin çikarina hizmet eden eylem ve etkinliklerde ancak kurumsal olarak bir araya gelebiliriz. Geçmiste içinde bazi hastaliklar barindiran kurumlari yararli bir hale getirmek için, reorganize etmeliyiz.

Partimizi destekleme derneginin merkezle is ve güç birligi içinde çalistirilmasi ve denetlenmesi çok önemlidir. Çalismalarimizi kendi öz dinamigimiz üzerine oturtmamiz halinde, halkimiza ve partimize en yararli isi yapmis oluruz.

Hakli davamizin özüne ve yürütücülerine, kendimize güvenmeliyiz.

Geçmiste üye oldugu kuruma bagis yapmayan, üye aidati ödemeyen, ama her yerde kurum adina konusan tiplerden yakamizi kurtarmaliyiz. Bu tür insanlarin irademizi ipotek altina almalarina firsat vermemeliyiz. Asil hüner, hiçbir kuruma üye olmadigi halde, bu kurumlarin adini kullanarak, piyasada prim yapan sahsiyetlerin, partilerin yapacagi birlikten yarar yerine zarar verilecegi artçi sinyallerine takilmamaktir.

Islevsiz partiler, yapilar haline getirilen kurumlar ve partileri islevsiz hale getirenlerle birlikte neyi basaramadik, simdi ne basaracagiz sorusunu sordurdu bir kez daha?

Selam ve saygilarimla.

Necla Çamlibel

Back to top button