Haber

HAK-PAR: ‘Devlet sirri’ aldatmacasina son, Siyasi cinayetler aydinlatilsin!

TBMM arastirma komisyonu, Abdi Ipekçi cinayetinin perde arkasinin ‘devlet sirri’ gerekçesiyle gizlendigini açikladi.

Bu çok önemli bir belirleme. Aslinda bu çogu kisi için bir sir degildi. Ipekçi’yi vuran Agca’nin bunu kendi basina yapmadigi, arkasinda devletin derinlerine uzanan bir komplo ve terör zincirinin oldugu, bu agin 12 Eylül öncesi sokagi kana boyayip cuntaya zemin hazirladigi besbelliydi. Nitekim tetikçi ayni çark tarafindan cezaevinden kaçirildi, yurt disina çikarildi, sonra da Papa suikastine yönlendirildi.

Abdullah Çatli’nin da içinde bulundugu çete 12 Eylül döneminde bizzat Cuntanin buyrugu ile yurt disinda muhaliflere karsi bir dizi eylemler gerçeklestirdi.

Bunu yaptiran güç eger devlete hakimse elbet gerçegi kamuoyu ile paylasamazdi, bu bir ‘devlet sirri’ idi.

Sonra Cunta gitti, sözde seçimle gelen sivil hükümetler geldi; ama onlar da bu ‘devlet sirri’ni açiklamadilar. Çünkü onlarin döneminde de söz konusu komplolar, siyasi cinayetler, sayilari binlere, on binlere ulasarak devam etti. Ugur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, A. Taner Kislali cinayetleri bu türdendi. Hatta Özal’in ve Org. Esref Bitlis’in, Tümgeneral Bahtiyar Aydin’in ve daha nicesinin ölümü de bu türdendi. Bu cinayetlerin bir bölümü, özellikle Kemalist aydinlara karsi islenenler Iran’a yüklendi, ötekilerse duruma göre PKK’ye ve baska türden örgütlere…

Daha 12 Eylül ve 12 Mart öncesi nice kanli olay, Maras, Malatya, Kirikhan, Çorum ve benzerleri böylesine devlet içinde yuvalanmis, kollarini toplumun dörtbir yanina ‘orduya, polise, sag ve sol türden siyasi partilere, üniversiteye, yargiya vb- salmis bu suç aginin eseriydi. Onun eliyle sagci ve solcu gençlik birbirine kirdirildi, Alevilere karsi pogromlar düzenlendi, Kürt hareketi teröre itildi. Ve tüm bunlar ‘devlet sirri’ olarak kamuoyundan gizlendi, suçlularin üzerine gidilmedi, suçlular baska yerlerde arandi…

Bir baska deyisle, devlet eliyle pervasizca cinayetler islendi ve isin iç yüzü toplumdan gizlendi, halk akil almaz biçimde aldatildi.

1996’da Susurluk kazasinda bu suç kuyusunun üstündeki örtü açilir gibi oldu, ama hizla kapatildi.

2000’li yillarda, AK Parti hükümet olduktan sonra, kendisini bu ser güçlerinin darbelerinden savunma güdüsüyle olsa, darbecilerin üzerine gitti ve suç çetelerinin bir bölümünü desifre etti. Ama 28 Subat hariç, 2000 öncesinin dosyalarini açmaya pek de gönüllü davranmadi. Degisen yargi cuntacilari Silivri’ye doldursa da bu eski defterleri pek karistirmadi.

Peki bu ne zamana kadar devam edecek? 12 Eylül’ün hesabi, Evren’in ve Sahinkaya’nin ifadelerini ‘hasta yataginda’ almak gibi bir garip durumdan, bu dönemin onca katil ve iskencecisinin yaptiklarinin hesabini sormak gibi ciddi bir yargilamaya ne zaman dönüsecek?

Bu yapilmadan Türkiye barsaklarini temizleyemez. Bu karanlik dönem aydinliga kavusup sorumlularindan hesap sorulmadan Türkiye’nin seffaflasmasi, gerçek bir demokrasiye ve barisa ulasmasi mümkün degil.

TBMM arastirmak komisyonu, bir süre önce, ordunun yani sira, on binlerce sivili örgütlemis, yüzlerce silah deposu olusturmus Kontrgerilla örgütünün yapisina iliskin çarpici rakamlar açiklamisti. Simdi de Abdi Ipekçi örnegi ile, yüzlerce, binlerce aydin ve masum kisiye yönelik suikast ve cinayetlerle ilgili çarpici bilgiler veriyor.

Evet, bu ‘devlet sirri’ denen suikast ve cinayetler artik açiga kavusmali, Ipekçi’nin, Mumcu’nun, Kislali’nin, Musa Anter’in, Hirant’in ve tüm öteki aydinlarin katlinin ardindaki suç sebekeleri, sorumlular açiga kavusmali.

Eger TBMM Komisyonu’nun bu açiklamalarina ragmen, bugün de hâlâ bu karanlik dönemin üzerine gidilmeyecek ve hesap sorulmayacaksa yazik!

Bunun için Parlamentoya ve hükümete elbet ciddi görev düsüyor. Ama daha da önemlisi 12 Mart ve 12 Eylül’ün onca acisini çekmis olanlarin, demokratik kuruluslarin, sendikalarin, aydinlarin, medyanin seslerini yükseltip kamuoyu olusturmalaridir.

Son 50’60 yilin karanligi aydinlatilsin, sorumlular teshir edilsin, hesap sorulsun!

Kemal Burkay
Genel Baskan

2 Subat 2013

Dengê Kurdistan

Back to top button