Haber

Urfa HAK-PAR 31 Mart’ta Kürdistan Sehitlerini Andi

Urfa HAK-PAR Il Örgütü 31 Mart tarihinde Urfa ilindeki, Siverek ve Suruç ilçelerindeki sehitlerimizin mezarlarini ziyaret ederek aileleriyle görüstü.

Urfa il merkezinde Mustafa Rençber, Suruç ilçesinde DR. Bozan Erdem, Siverek ilçesinde Necmettin Büyükkaya, Faik Bucak, Ferit Uzun ve Ekrem Karahan’in mezarlari ziyaret edilerek biyografileri okundu. Ailelerinin ve yoldaslarinin sehitlerimizi anlatmasiyla etkinlik sona erdi.

Mezarlari baslarinda ziyaret edilen sehitlerimizin biyografileri ;

DR. BOZAN ERDEM kimdir?

Dr.Bozan Erdem 1953’te Suruç dogdu. Lise’den sonra Dicle Üniversitesi Tip Fakültesi’nde okudu. 1975 yilindan itibaren ‘Özgürlük Yolu’ olarak bilinen Kürdistan Sosyalist Partisi’nin (PSK) taraftarlarindan ve DHKD’nin kurucularindan biriydi. PSK’nin Diyarbakir’daki ilk örgütçülerinden de biri oldu ve özellikle üniversite çevresinde pek çok gencin mücadeleye kazanilmasinda önemli bir rol oynadi.

Ayrica tip fakültesinde okurken Dicle üniversitesi ögrenci dernegi temsilciligi ve tip fakültesi ögrenci dernegi temsilciliklerini basarili bir sekilde yerine getirdi. Her zaman ön saflarda yer aldi her türlü baskiya ragmen yerini hiçbir zaman terk etmemis gerçek bir devrimciydi.

1980 sonrasi tutuklandi, iskence gördü ve PSK davasindan yargilandi. Yedi yila yakin bir süre akil almaz iskenceleriyle ünlü ‘Diyarbakir 5 Nolu Cezaevi’nde kaldi, yoldaslariyla birlikte iskence ve baskilara karsi onurluca direndi.

Tahliyeden sonra da mücadeleyi kararlilikla sürdürdü. Bir yandan doktorluk yaparken, bir yandan da Urfa yöresinde legal örgütlenmede aktif görev aldi. HEP saflarinda çalisti. 1995 yilinda Demokrasi ve Degisim Partisi’nin kurucu üyesi oldu. DDP kapatildiktan sonra Demokrasi ve Baris Partisi’nin (DBP) kurucu üyesi oldu. Parti’nin Urfa Il Baskani ve Parti Meclisi üyeligi görevini basariyla yerine getirdi. Son olarak Demokrasi ve Kürt Sorununa Çözüm Girisimi’nin aktif destekleyicileri arasinda idi.

Yasami birçok fedakârliga sahne olan Bozan Erdem Suruç’ta maddi durumu düsük insanlari ücretsiz tedavi etmesiyle ve ilaç alamayacak durumdaki hastalarina ilaç temin etmesiyle insanlarin gönlünde taht kurmus örnek alinacak bir büyügümüzdür.

Dr. Bozan erdem, esi Emine ve kizlari Berivan, 9 Kasim 2001 tarihinde geçirdikleri bir trafik kazasi sonucu hayatlarini yitirdiler.

Hayati halkinin kurtulusu için mücadele ederek geçirdi. Ne yazik ki, daha çok seyler yapabilecegi bir yasta aramizdan ayrildi. Kürt halki degerli bir evladini, biz dirençli, deneyimli bir yoldasimizi yitirdik. Mücadele içinde yitirdigimiz nice yoldas gibi, onu da unutmayacagiz, anisini saygiyla yasatacagiz.

FERIT UZUN kimdir?

1 Ocak 1950’de Siverek’te dogdu. Ilk ve ortaögrenimini Siverek’te tamamlayip, lise ögrenimi için Ankara’ya abisinin yanina yerlesti. Ankara Ziraat Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne kaydini yaptirdi.

DDKO çalismalarinda yer aldigi süreçte Diyarbakir Askeri Cezaevine girdi. 1974 affiyla cezaevinden çikan Ferit uzun yarim kalan okulunu bitirmek için tekrar Ankara’ya gitti. Siyasi yasamina devam eden Ferit Uzun KAWA’nin kurulusundaki ilk görevlendirilmesinde yer almamis fakat daha sonra KAWA’nin çalismalarinda sorumluluklar alip, örgütü için önemli isler gerçeklestirmistir. Ziraat mühendisi olarak Hilvan’da göreve basladi daha sonra Siverek’e tayinini aldirdi. Siverek’te yoksul halka yaptigi yardimlardan dolayi halkin sevgisini kazandi. KAWA adina çalismalarina Siverek’te de devam eden Ferit uzun kisa süre içerisinde çok iyi bir kitleye ulasti. Bu süreçte KAWA davasindan tekrar Diyarbakir Cezaevine girdi.

22 Kasim 1978 saat 15.30 civarinda Ferit ve yaninda üç arkadasi Diyarbakir’a bir arkadaslarinin dügününe gitmek için evlerinin önünde duran arabaya binip apartmandan inecek olan hanimini beklemekteydiler. Saatlerdir o bölgede pusuya yatmis Emin Dal haince arkadan yaklasti. O an ölüm ardi ardina patlayan mermilerle Ferit’in sirtindan giriverdi.

Ferit’in katilleri, yazilan senaryo geregi, intikamini aliyoruz diye Bucaklara karsi savas baslattilar. Ferit’in intikamini aliyorlar diye tüm yurtsever kesimler bu savasta taraf davrandi. Senaryo da zaten bunu gerektiriyordu. 1979 yilinda Dengê Kawa ‘Siverek Olaylari Hangi Sonun Baslangici Olacak’ adinda 33 sayfalik bir brosür dagitarak oynanan oyunu anlatmaya çalisti. Ancak savas bir kere baslamisti ve silah sesleri arasinda kimseye ses gitmiyordu. Ayrica görünmeyen güçler savasin uzamasi ve büyümesi için sürekli bir denge saglamaktaydilar. Her iki tarafa da silah ve mühimmat dengeli gelmekteydi. Bu olay sonradan birçok kisi tarafindan da itiraf edilecekti.

Bazi söylemler olmasina ragmen Ferit’in öldürülmesi ile ilgili olayi aydinlatan açik bilgiler yoktu. Çok sonra 1984 yilinda PKK’den kaçmis ve Avrupa’ya siginmis partinin merkez komitesi üyesi Semir kod isimli Çetin Güngör yazdigi bir brosürde Ferit’i Siverek’teki etkinligi yüzünden PKK’nin merkez komitesi karariyla öldürdüklerini itiraf etti.

Ferit UZUN, içinde bulundugu dönemin tüm zorluklarina ragmen büyük özverilerle ulusal mücadeleye verdigi katkilarla hiçbir zaman unutulmayacaktir.

FAIK BUCAK kimdir?

1919’da Urfa’nin Siverek ilçesine bagli Hadro köyünde dogdu.

Bucak, 4 yasina geldiginde ülkesi Kürdistan; Türkiye, Iran, Irak ve Suriye arasinda 4 parçaya bölünmüs, Kürt halki da tüm ulusal, demokratik ve kültürel haklarindan mahrum birakilmisti. Hasan Bucak’in oglu olan Faik Bucak, bu gerçekten habersiz anadiliyle büyüdü. Ilk ve ortaokulu Siverek’te, liseyi ise Diyarbakir’da okudu. Inkâr edilen, topragi bölüsülen, geri birakilan eski bir halkin üyesi oldugunu burada ögrendi.

Bucak, 1939 yilinda Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde üniversite hayatina baslar. Yurtsever bir ögrenci olarak bilinen dayisinin oglu Mustafa Remzi Bucak da orada okumaktadir. 1941 yilinda Musa Anter de Istanbul’da okumaya baslar. Kürt ögrenciler örgütlenirler ve Dicle Talebe Yurdu’nu kurarlar. Yurdun baskanligina Mustafa Remzi Bucak getirilir. Elbirligiyle kurulan Dicle Talebe Yurdu, dönemin yoksul gençlerinin Istanbul’da kalabilmelerini saglar.

Faik Bucak, 1946 yilindan itibaren Güney Bati Kürdistan’da yasayan Kürt aydinlariyla iliski saglar. Oglu Serhat Bucak’in anlattigina göre, 1946’dan 1949’a kadar Palulu Mustafa adinda bir Kürt yurtseveri Bucak’a kuryelik yapar. Palulu Mustafa, o dönem Suriye’ye gidip gelir ve Faik Bucak’a haber ulastirir. Kendisine oradan Hawar ve Ronahî dergilerini getirir. Yine Celalet Bedîrxan ve Cegerxwîn gibi aydinlarla haberlesmesini saglar.

Fakülteyi okurken dayisinin kizi Ayse ile evlenen Bucak, diplomasini aldiginda Serhat ve Yayla adinda iki çocuk babasi olmustur. Bucak, 1947 yilinda hâkim stajyeri olarak Antakya’ya gider. Bucak, iki yil hâkim stajyeri olarak orada kalir.

1949 yilinin son aylarinda Bucak’in tayini Sivas’in Gürün ilçesine çikar. O dönem Faik Bucak, toprak davalarinda Kürtlerin lehinde kararlar verir.

1956’da hâkimlikten istifa eden Faik Bucak, Urfa’ya yerleserek avukatliga baslar. 27 Mayis 1960’da Türkiye’de askeri darbe olunca, askeri yönetim bunun farkinda olarak ulusal haklari savunan ya da destek verecek pozisyonda olan 495 kisiyi tutuklar. Daha sonra da bunlarin arasindan 55 kisi sürgüne gönderilir. Bunlarin arasinda Faik Bucak da var. Bucak, daha sonra da 1961 yilinda “Kürtçülük” gerekçesiyle 3 ay Balikesir cezaevinde tutuklu kalir.

Faik Bucak, 1940’ta yasamaya basladigi bilinçli Kürt uyanisini bu olaylarin ardindan örgütlülüge döker. 1961 yilinda Silopi’de Sait Elçi ve bazi Kürt aydinlariyla birlikte Kürdistan Demokrat Partisi Mesullugu adli gizli bir teskilat kurarlar. Mesulluk, çesitli Kürt örgütleri ile iliski içerisinde olmasina karsin, temel olarak I-KDP’nin etkisi altindaydi. 1965’e gelindiginde, Seyh Sait isyaninda da yer almis olan Liceli Fehmi Bilal, Sait Elçi ve Ömer Turhal gibi yurtsever insanlara partilesme önerisi yapar ve 11 Temmuz 1965’te T-KDP (Türkiye-Kürdistan Demokrat Partisi) kurulur. Partinin genel baskanligina Faik Bucak getirilir. T-KDP Türkiye sinirlari içinde özerkligi savunur.

Bucak, örgütlenme çalismalarini hizlandirir. Örgüt büyümeye, diger parçalardaki Kürt hareketleri ve aydinlariyla iliskilerini gelistirmeye baslar. Faik Bucak ve arkadaslari, 1966 Mayis’inda Cizre-Silopi hattinda bir haftalik bir gezi yaparlar. MIT bu geziyi adim adim izler. Devlet karar vermistir. I-KDP, lideri sahsinda çökertilecektir. Bir aileler konfederasyonu olan Bucak asireti içinde kan davasi ve kiyasiya mücadele vardir. Bir kesim, Faik Bucak ve akrabalarini 60 ihtilalinde MGK’ya “Kürtçü” olarak ihbar etmistir. Bu kan davasi firsat bilinerek bir provokasyon hazirlanir. Oglu Serhat Bucak’in verdigi bilgiye göre: “4 Temmuz 1966’da saat 10 siralarinda özel bir tim tarafindan Urfa’nin Karaköprü mevkiinde Faik Bucak’a karsi bir suikast düzenlenir ve Faik Bucak yaralanir. Arabada iki oglu ve amcasinin oglu olmasina ragmen, sadece kendisi hedef alinir. Faik Bucak, 5 Temmuz 1966 tarihinde sehit düser.”

NECMETTIN BÜYÜKKAYA kimdir?

Kürt siyasi hareketi içerisinde özgün durusuyla bilinen ve Neco olarak taninan Necmettin Büyükkaya, Diyarbakir Cezaevinde gördügü iskencelerin etkisiyle 22 Ocak 1984´te öldü. Urfa’nin Siverek ilçesi Karahan köyünde 1943 yilinda dogan Büyükkaya, ortaögrenimini Diyarbakir ve Adana’da tamamladiktan sonra 1966-1971 yillari arasinda Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu. Siyasi faaliyetlerinden ötürü aranmasi ve 12 Mart 1971´de askerî cuntanin yönetime el koymasi üzerine bu egitimini tamamlayamadi. Ögrencilik yillarinda Türkiye Isçi Partisi (TIP) ve sol çevre içerisinde faaliyet gösteren Büyükkaya Musa Anter yönetimindeki Diyarbakir Ögrenci Yurdu’nda kaldigi sirada Istanbul’daki Kürt ögrencileri bir araya toparlamaya ve örgütlü bir yapi olusturmaya çalisti.

Necmettin Büyükkaya, 1969 yilinda Devrimci Dogu Kültür Ocaklari (DDKO) adli Kürt dernegini kuran 13 kisilik grubun arasinda yer aldi ve DDKO’nun ilk baskani seçildi. 1971´de askerlerin yönetime el koymasi Büyükkaya için yeni bir sürecin baslangici oldu. Kaçak olarak yasadigi dönem yurtdisina çikarak 1972-1974 yillari arasinda Isveç’e yerlesti ve burada mülteci olarak yasadi. 1974 çikarilan ve ‘Ecevit Affi’ olarak bilinen genel af ile yurda döndügünde adini Kürdistan Isçi Partisi (KIP) olarak degistirmis olan ve Dr. Sivan’in izinden giden T-KDP’nin örgütlenmesi içerisinde çalisti. Daha sonralari örgüt içinde çikan anlasmazliklardan dolayi bazi arkadaslariyla birlikte 1977 yilinda bu olusumdan koptu. Daha çok ideolojik sebeplerden dolayi, Celal Talabani liderligindeki Kürdistan Yurtseverler Birligi ile yakin baglar kurdu ve Güney Kürdistan’a geçerek dag kadrosunda çalismalarda bulundu. 41 yillik yasami, Sosyalist Türkiye hareketi ve Kürt mücadelesi içerisinde geçen Büyükkaya, 1980 darbesinden sonra tekrar tutuklanan Kürt genç ve aydinlari arasinda 1982 yili Nisan ayinda Diyarbakir’da yakalandi ve agir iskencelere maruz kaldigi gözalti sürecinden sonra tutuklanarak Diyarbakir Askerî Cezaevine konuldu. Aralik 1983´te çiktigi son mahkemede söz hakki alarak bir sonraki mahkemeye gelemeyebilecegini çünkü agir tehditler ve iskenceler altinda yasadigini ve öldürülecegini söyledi. Nitekim 22 Ocak 1984 tarihinde tek tip elbise giyimine karsi yapilan direniste gördügü iskencelerin etkisiyle yasami son buldu.

Isa Tekin yazdigi bir yazida Necmettin Büyükkaya’nin yasadigi bir olayi su sekilde anlatmistir. ‘Bir gün cezaevi müdürü kapi mazgalini açti ve Necmettin Büyükkaya’yi çagirdi ve söyle dedi. Seni arastirdim sen bu cezaevini bozuyorsun, sen orta dogunun en tehlikeli adamlarindan birisin, senin kalemini kirdik, kendine dikkat et. Necmettin Büyükkaya iç güvenlik amirinin sözünü kesti ve söyle dedi:

Senin gibilerinin çocuklari babalarinin iskenceci olduklarini ögrendiklerinde hayatlari boyunca vicdan azabi çekecekler, ömür boyu sizden ve sizin çocuklariniz olduguklarini düsündükçe nefret edecekler ama bizim çocuklarimiz yasam boyunca bizlerle gurur duyacaklar. Tarihin çarkini geriye çeviremezsiniz. Bu iskenceler bizi yildiramaz, tehditleriniz bizi korkutamaz biz bu yola bas koymusuz. Konusmasina devam ediyordu ki cezaevi iç güvenlik amiri mazgali kapatip gitti.’

EKREM KARAHAN kimdir?

1953 yilinda Siverek’te dünyaya geldi. Ilkokul, ortaokul, ve liseyi Siverek’te, üniversiteyi Ankara Gazi Üniversitesi’nde okudu. Ögrencilik yillarinda Kürdistan isçi partisi (KIP) üyesi ve Ankara bölge sorumlusu olarak çalisti. Çalismalarini Konya ve Diyarbakir MTA da sürdürdü.

1984 Ankara operasyonunda yakalanarak çesitli iskence ve baskilara ragmen direnerek siyasal ve örgütsel mücadelesini sürdürmeye devam etti. Kürd yurtseveri ve dava adami Ekrem Karahan amansiz kalp yetmezligi rahatsizligi nedeniyle 30 Mayis 2011 tarihinde Diyarbakir’da Alman Hastahanesinde hayata gözlerini yumdu.

Dengê Kurdistan

Back to top button