Haber

Burkay: Federal çözüm bölünme degil, birlikte, baris içinde yasamanin biçimidir

Federalizm üzerine konferans

HAK-PAR Haber Merkezi

HAK-PAR Genel Baskani Kemal Burkay, 6 Haziran persembe günü, Istanbul-Sisli’de Mülkiyeliler Birligi Lokali’nde Çözüm süreci ve Federalizm üzerine bir konferans verdi. SODEP Genel Baskani Hüseyin Ergün ile merkez ve il yönetiminden bazi arkadaslarinin, BESE Platformu (Güneydogulu is adamlarinin olusturdugu bir birlik) yönetiminden Osman Uluç’un, Derik Dernegi Baskani Antranik Yontan’in, Dersim Dernegi-Kagithane Subesi Baskani Cemal Yücel’in, Özalp-Saray Dernegi Baskani Mehmet Uçkan’in, Atmalilar Dernegi baskani Riza Parlak’in, Sanliurfa Vakfi Istanbul Sube Baskani Abdülkadir Tuncel’in de izledigi konferansta, Istanbul Il Baskani Semra Gökçen Ercan kisa bir konusmayla konuklari selamladi ve sözü Burkay’a verdi:

Burkay, konusmasinin basinda konuklari selamlayarak söyle dedi: ‘Son günlerde gündem hizla degisti ve kamuoyu bazi yeni konularla, özellikle de Taksim Gezi Parki sorununun yarattigi olaylarla mesgul. Gezi Parki’ndaki yeni düzenlemeye yönelik tepkiler, ülke çapinda günlerdir süren gösterilere dönüstü. ‘Federal çözüm’ konulu bu toplantimiz ise önceden düzenlenmisti. Bu nedenle bugün güncel olan son olaylari degil, çözüm sürecini ve bununla ilgili olarak federalizmi konusacagiz.’

Burkay daha sonra, 30 yillik çatisma ortaminin bir an önce sona ermesini, bu kapsamda silahlarin susmasini ve PKK’nin silah birakmasini öteden beri istediklerini, ama salt bunun çözümü ve barisi saglamaya yetmeyecegini söyleyerek söyle devam etti: ‘Kürt sorunu PKK ile ve onun silahlari ile baslamadi. Bu, daha 19 Yüzyil basinda gündeme giren ve çözüm bulamadigi için büyüyerek bugüne kadar gelen eski bir sorun. Silahlarin susmasi elbet önemlidir. Ama asil gerekli olan Kürt sorununa adil bir çözüm bulmaktir. Bu da ancak Kürt halkinin tüm temel haklarini taniyarak, esitlik temelinde yeni bir siyasi ve idari yapilanmayla mümkün olur.

‘Kürt sorunu etnik, bundan da öte ulusal bir sorundur. Böyle bir sorunla karsilasan ilk ülke Türkiye degil. Bu tür sorunlarin çözümü ile ilgili olarak dünyada yüzlerce örnek var. Onlara bakip kendi ülkemizin kosullarina, halkin taleplerine uygun bir çözüm bulmamiz gerek. Bizce bu federalizmdir.

‘Federalizm veya otonomi dendigi zaman bu ülkede birtakim siyasiler ve aydinlar da içinde, bunu ‘bölünme’, ya da ‘ayrilma’ diye anliyorlar. Oysa hem federal, hem de otonom biçimler, dil, kültür, etnik yapi bakimindan çok renkli olan ülkelerde bir arada yasamanin biçimleridir. Dünyada bu türden onlarca örnek var.’

Burkay, federalizmin hem etnik bakimdan farkli bölgelere kendi kendini yönetim olanagi saglayarak etnik sorunlari barisçi biçimde çözdügünü, hem de ekonomi, kültür, egitim, saglik, yerel güvenlik gibi birçok isi yerel plandaki yönetim organlarina aktararak devleti hantalliktan kurtardigini ve ülkeyi demokratiklestirdigini, yerel planda yurttaslari söz ve karar sahibi yaptigini anlatti.

Burkay, daha sonra Bati’dan, Avrupa, Amerika ve Asya ülkelerinden örnekler verdi. Isviçre, Belçika, Federal Almanya, Rusya Federasyonu, ABD, Kanada, Çin ve Hindistan’daki federal yapilanmaya degindi . Isviçre’nin 26 kantondan olustugunu ve üç resmi dili (Fransizca, Almanca, Italyanca) bulundugunu söyledi. Belçika’nin üç federe cumhuriyetten (Valon Bölgesi, Flaman Bölgesi ve baskent Brüksel), Rusya’nin 83 bölgeden (Esit haklara sahip, yerel dilin de resmi dil oldugu 21 federe cumhuriyet, 46 otonom bölge vb…) olustugunu anlatti. Burkay daha sonra bu ülkelerde federal biçim ve uygulamalarin birbirinin tipkisi olmadigini belirterek söyle dedi:

‘Elbet Federal sistemi seçmis pek çok ülkede siyasi ve idari yapilanma bir birinin tipkisi degil. Ama ortak özellikleri sudur: Yasama, yürütme ve yargi yetkileri üst plandaki federal organlarla, yerel yönetim organlari arasinda, anayasaya uygun biçimde bölüsülmüstür. Hem ülkenin tümünü kapsayan ve ülke geneli için yasalar çikaran bir federal parlamento, yürütme isini yapan hükümet ve yargi organlari var, hem de yerel birimler planinda benzer görevleri yapan seçimle gelmis bir parlamento, hükümet ve yargi organlari var. Yerel dil ayni zamanda egitim dili ve resmi dil.’

Burkay bunlarin yani sira, üstelik dogrudan Kürt sorununun çözümüne somut bir örnek teskil eden Irak örnegini verdi, 2005’te kabul edilen Irak Anayasa’nin bazi maddelerini okuyarak bu ülkede Kürdistan Federe Bölgesi’nin statüsünü anlatti.

Burkay, Dünyadaki bunca uygulamaya ragmen Türkiye’de federalizm ve otonomi (özerk) yönetim biçimleri konusunda duyulan korku ve kayginin sasirtici oldugunu belirterek söyle dedi: ‘Türkiye’nin siyaset adamlari bunu bilmezler mi? Bilmemeleri olanaksiz. Öyleyse neden böylesi gerçekçi bir çözüme, demokratiklesmeye karsi bunca direniyorlar? Bu tutuculuktan, degisime karsi çikmaktan baska bir sey degil. 19. Yüzyilda ve 20. Yüzyilin baslarinda Osmanli’daki yenilenme ve reform çabalarina karsi çikanlar ‘Din elden gidiyor’ diye fetva verir, sokaga dökülürlerdi. Simdi ise bazilari, Kürt halkinin haklarinin taninmasina ve diger özgürlesme ve demokratiklesme adimlarina, bu türden önerilere karsi, ‘Türklük elden gidiyor!’ diye haykirip, bayraklarini kapip sokaga dökülüyorlar. Sonuçta ayni durum, yani degisime karsi çikma, kendi kabugundan çikamama söz konusu. Oysa Kürtlerin haklarinin taninmasiyla Türkler bir sey kaybedecek degil. Tam tersine toplum, geçmisten kalan gereksiz korkularindan ve ayak baglarindan kurtulacak, her bakimdan demokratiklesecek, önü açilacak.’

Burkay bu konularda, ön saflardaki politikacilarin, iktidar ve muhalefet olarak görevlerini yapmadiklarini belirterek söyle dedi: ‘Sorumlu mevkideki politikacilar bu konuda ne yazik ki halkin ilerisinde degiller, tersine gerisindeler ve korku pompaliyorlar. Su anda yeni ve çagdas bir anayasanin yapilmasi gündemde. Gerek iktidara, gerek ana muhalefete düsen gerçekten demokratik bir anayasa için çaba göstermeleridir. Herkesi kucaklayacak yeni bir vatandaslik tanimi, anadilde egitim ve ademi merkeziyetçi bir yapilanma yeni anayasanin demokratik olmasinin olmazsa olmazlari arasindadir. Kürt sorununun çözümü ise federal bir yapilanmayla mümkündür.’

Burkay daha sonra izleyicilerden gelen sorulari cevaplandirdi. Alevi derneklerinden gelen konuklarin bir sorusu üzerine, Alevi kitlesinin hakli taleplerinin karsilanmasi gerektigini söyledi ve partisinin bu konudaki görüs ve önerilerini anlatti, gerçek bir laikligi savunduklarini söyledi. Son olarak 3. Köprüye Yavuz Selim’in adinin konmasini yanlis bulduklarini ekledi.

Baska bir izleyicinin Gezi Parki konusundaki sorusuna da, bu konuda hükümetin tutumunu, çevreci gruplarin barisçi gösterilerine karsi siddet kullanilmasini yanlis bulduklarini ve bunun olaylarin büyüyüp yayilmasina, yer yer çigirindan çikmasina yol açtigini söyledi.

6 Haziran 2013

Dengê Kurdistan

Back to top button