Akan kanin sorumlusu kim?
Türkiye vahim bir manzara arz ediyor. 7 Temmuz’da Siirt-Eruh karayolunda kaçakçilik yaptiklari süphesiyle durdurulan otomobilden güvenlik güçlerine ates açilmis ve 1 polis memuru hayatini kaybetmisti. O tarihten 19 Agustos’a kadar tam 55 sehit verdik.
Suruç’taki patlama ve ardindan Sanliurfa Ceylanpinar’da 2 polisin süpheli bir biçimde enselerinden vurularak öldürülmesinden sonra siddet eylemleri artarak yayildi ve kontrol edilemez hale geldi. Son günler bir facia. Diyarbakir Lice kirsalindan Bingöl’e giden karayolunda, yolu kapatan PKK militanlariyla çikan çatisma sonucunda, 4 Jandarma sehit oldu. Diyarbakir Silvan ilçesinde YDG-H’lilerin kimlik kontrolü yapmasi üzerine, güvenlik güçleri operasyon düzenledi. Silvan harabeye döndü. Siirt’te Sirvan-Pervari ilçeleri arasindaki karayoluna konulan bomba uzaktan kumandayla patlatildi; 8 sehit verdik.
Bir yanda Diyarbakir/Lice/Silvan, Sirnak, Hakkâri Merkez, Batman’da ‘özyönetim’ ilani çabalari, bir yanda devletin geçici güvenlik sahalari olusturmasi Baska bir sekilde ifade edilirse, kurtarilmis bölgeler ve buralarda, devlet otoritesini tesis etmeye çabalayan polis ve jandarma.
7 Haziran seçimlerinde ortaya çikan iradeye saygi duyulsaydi, Türkiye huzura kavusurdu. Ama bakin ne hale geldi! Lafim PKK’ya degil. Zira PKK zaten bir terör örgütü. Terörü, amacina ulasmak için, silahli propaganda maksadiyla kullaniyor. Neredeyse PKK, Türkiye’de silahlari terk etme noktasina gelmisti. PKK kongresi toplanip, silahli mücadeleyi birakma kararini açiklayacakti. Müzakereleri takip etmek üzere bir izleme heyeti kurulmasi hususunda Imrali’da mutabakata varilmisti. Bu mutabakati Tayyip Erdogan tek basina bozdu. Bilahare ortaya çikti ki, Tayyip Erdogan’i öfkelendiren HDP’nin ‘Seni baskan yaptirmayacagiz’ cümlesiymis.
Ortada kanli bir tablo var. Bu tablodan siyasi menfaat devsirmek isteyenler de mevcut. Maalesef Erdogan, toplumun önemli bir kesiminde, yukarida anlattigim olaylardan dolayi olumsuz bir izlenim yaratiyor.
‘Madem baris süreci HDP’ye yaradi ve HDP de bize yar olmadi, öyleyse baris masasi devrilsin.’
Bu hesap seçim sandigindan döner. Bastan beri söylüyorum, söylemeye de devam edecegim. Bu kadar sehit cenazesinin geldigi bir ülkede, siyasi iktidar hanesine kâr yazamaz. Zira seçmen, ‘Neden masaya oturdun ve neden masayi devirdin’ diye soracaktir. Devireceksen hiç oturmamaliydin; oturduysan sonuna kadar sürdürmeliydin.
Arastirmalar HDP’nin oylarinda bir gerileme ortaya koymuyor. Zira HDP, baris sürecinden yana oldugunu sürekli tekrarliyor. Vatandas, kimin ne yaptiginin, niçin yaptiginin farkinda. Tayyip Erdogan da durumu fark etse ve Türkiye’nin uçuruma sürüklenmesini engelleyecek adimlari atsa keske
Seçimlerde, ‘Koalisyon kaos demektir. AK Parti’yi tek basina iktidar yaparsaniz gene huzur gelir’ mealinde propagandayla sonuç alamaz. Çünkü su anda da AK Parti tek basina iktidarda; her türlü operasyonu gerçeklestiriyor. Istedigini tutuklayabiliyor. Baskinlar düzenliyor. Seçmen, sikintinin siyasi istikrarsizliktan degil yürütmeye, yargiya, yasamaya tek basina hâkim olmayi isteyen, tek adam zihniyetinden kaynaklandigini pekâlâ görüyor. Oyunu da gene rejim degisikliginin önünü kesmek için kullanacaktir.
Seçim hükümeti
Ankara kulislerinde bazi ihtimallerden söz ediliyor. ‘Meclis toplansin, 1 yil sonra seçimlerin yapilacagi karari alsin. Böyle bir karar, Tayyip Erdogan’in Anayasa’nin 116’nci maddesine dayanarak alacagi, hükümetin kurulamamasi sebebiyle seçimlerin yenilenmesi kararinin önüne geçer mi?’
Bu hususu Anayasa Profesörü Ergun Özbudun’a sordum. Özbudun, hükümetin kurulamamasinin yaratacagi istikrarsizligi engellemek için 116’nci maddenin cumhurbaskanina böyle bir yetki tanidigini, dolayisiyla hükümet kurulmadan Meclis’in alacagi 1 yil sonra erken seçim kararina ragmen, cumhurbaskaninin yetkisini kullanip, seçimleri yenileyebilecegini söyledi.
Demek Meclis, ‘Erken seçim Mayis ya da Haziran 2016’da yapilacaktir’ diyebilir. Ama bu arada hükümet olusturulamazsa, Tayyip Erdogan’in inisiyatifiyle, daha erken tarihte seçimlere gidilir.
Cumhurbaskani Erdogan’in görevi Kemal Kiliçdaroglu’na vermesi gerekiyordu. Vermedi; teamüllere aykiri davrandi. Buna tepki olarak CHP ‘Seçim hükümetinde yokuz’ açiklamasini yapti. MHP de zaten seçim hükümetine girmiyor. Cumhurbaskani, AK Parti hariç bütün diger partilerle kavgali.
Muhtemelen gene seçim meydanlarina çikacak.
7 Haziran’da rahat bir nefes almistik. Tayyip Erdogan, sandiktan çikan iradeye saygi göstermedi. Seçmenin bu defa kendisine daha belirgin bir mesaj verecegi umudunu tasiyorum.
Baskin basanindir
CNN Türk’te haberleri sunan Deniz Bayramoglu da sonunda isyan etti: ‘Ruhsat alabilmek için sahtecilik yapildigi iddiasiyla Gülen Cemaati’ne yakin okullara operasyon düzenlendi; 29 okulda arama yapildi. Gözaltina alinanlar var.’
Deniz Bayramoglu, okullar baskina ugrarken, Türkiye’de PKK terörüne onlarca sehit verildigini de hatirlatti.
Bir süredir okul baskinlari devam ediyor. Mesela Zonguldak Eregli ilçesinde Gonca Kres’e operasyon düzenlendi. Ardindan sira Türkiye’ye Bilim Olimpiyatlari’nda 147 madalya kazandiran ve üniversite giris sinavlarinda sayisiz sampiyon çikartan Yamanlar ile Samanyolu Egitim Kurumlari’na geldi. Belli ki, bunlar bir imaj karalama operasyonu. Velilerin gözü korkacak; basarili da olsa o okullar ögrenci bulmakta zorlanacak.
Polisin bastigi kresin imami A.G.U. abi konustu.
Egitimin geldigi nokta ortada. Ama Erdogan’in takintisi bitmiyor. Dershanelere atilan kanca yetmedi, simdi de kolejlere, kreslere uzandilar.
Terörle mücadele eden, canli bombayi gözünden taniyan basarili polis memurlari cezaevinde
Terör ülkeyi yangin yerine çevirdi. Ama hâlâ Cemaat’le hesabi kapanmadi. ‘Vay efendim neden hirsizliklari ortaya çikardiniz!!!’ O polislerin pek çogunun Cemaat’le de ilgisi yok. Diyelim ki var
Iyi ki, yolsuzluga göz yummamislar. Aslinda madalya takip, alkislamak gerekir. Samanyolu ya da Yamanlar Koleji’ni basmak suretiyle, Riza Sarraf’in, Yasin El Kadi’nin, ortaklarinin, bakan ve bakan çocuklarinin hesap vermesi engellenebilir mi? Aksine hukuksuzluklara yenilerini ekliyorsunuz o kadar
————————————————-
Bugün-21 Agustos
Nazli Ilicak