AKP ülkeyi devraldigi yere getirdi
Mesut Yilmaz-Tansu Çiller geriliminden, sorunlara çözüm bulamayan siyasetten, yolsuzluklardan, dünyadan dislanmisliktan, ekonomideki kötü gidisattan bunalmisti halk. Bir çikis ariyordu, AKP’yi buldu.
Dünyanin içinde bulundugu ekonomik kosullar, demokratlarla isbirligi yapma zorunlulugu, askere karsi Avrupa Birligi kartini oynama kurnazligi ile AKP’nin yildizi parladi ve iki dönemi gayet güzel idare etti.
Üçüncü dönemde fazlaliklardan kurtularak Milli Görüsçü öze dönüldü. Artan paranoya ile birlikte hukuktan, demokrasiden, haktan uzaklasildi. Dostluk söyleminin yerini nefret söylemi aldi.
Türkiye bugün hizla 2002 kosullarina dogru gidiyor. Aslinda ondan bile kötü bir noktada. Kürtlerle, laiklerle, Müslümanlarla, escinsellerle, sanatçilarla, modernlerle kavgali, onlari asagilayan bir iktidar var karsimizda.
Toplumu birbirinden nefret eden kamplara bölmüs durumda. Türkiye 12 Eylül öncesi bile bu kadar parçali bir toplum degildi açikçasi.
GÜYA DEGISTIRECEKTI AMA…
Ekonomiye kisisel çikarlar kadar dini inançlarin hakim olmasi, inanç kaynakli faiz düsmanligi ekonomiyi bir bilim olmaktan çikarip hurafeler zinciri haline getirdi. Merkez Bankasi’nin Saray’in baskisiyla faiz artirimina cesaret edememesi dolari 3 lira sinirina getirip dayatti. Son 10 yilda ulasilan ama orada sikisip kalan kisi basi 10 bin dolar milli gelir hizla erimeye basladi.
Yargi, Çiller-Yilmaz döneminin 10 kat gerisinde. O zaman bu kadar siki bir siyasi iktidar denetiminde degildi açikçasi. Üniversitelerin halini Erdogan’in yakin dostu YÖK Baskani kendi agzindan ifade ediyor.
Sinema filmleri sansürleniyor, heykeller yikiliyor, kentlerde kalan son yesil alanlar vahsice yagmalaniyor.
Hakim olmak umuduyla müdahil oldugumuz Suriye’deki iç savas, Türkiye’yi içine çekecek sekilde genisliyor, uzuyor. AKP’nin yanlis politikalarinin da etkisiyle yurdundan olan Suriyeli mültecilerin Türkiye ekonomisine, ahlakina yaptigi çürütücü etki henüz bilinmiyor.
Türkiye ekonomisine, siyasetin müdahalesiyle zayiflayan bankacilik sektörüne duyulan güven hizla eriyor. Kamu bankalarinin finansal yapisi, batik kredileri henüz bilinmiyor.
Bilinen bir sey var: AKP degistirecegim iddiasiyla geldigi yanlis ve kirli uygulamalarin tamamini bizzat kendisi yapiyor bugün.
KITLESEL HIPNOZ HALINDE…
Türkiye, Kemal Dervis’in Amerika destekli politikalariyla toparladigi ekonomik kosullarin içine yuvarlaniyor hizla. Kürt meselesi 7 Haziran’da patlamaya hazir bir bomba gibi kenarda duruyor. Aleviler yok sayilmaya, asagilanmaya devam ediliyor, bir nefret objesi olarak görülüyor.
AKP’ye oy ve gönül vermis milyonlarca insan AKP’nin emrindeki TRT ve Havuz Medyasi’nin yalanlariyla yasamaya devam ediyor. Türkiye’nin bir bölümü kitlesel hipnoz haline çiplak gerçekten uzakta yasiyor.
Ahmet Davutoglu’nun dün açikladigi seçim beyannamesini hayata geçirme kabiliyeti olmadigini, o koltukta göstermelik durdugu dünya alem biliyor. Onun için Amerika Baskani da, Pakistan Devlet Baskani da Cumhurbaskani Erdogan’i muhatap aliyor.
Kendi içinde kavgali, gerilimli, toplumun yüzde 50’den fazlasiyla kavgali bir siyasi iktidar bu ülkeyi bir arada tutamaz. Yasayip hep birlikte görecegiz.
———————————————-
Millet-16 Nisan
Ergun Babahan